İndir
0 / 0

Sevaplarını kendisi ile anne ve babası arasında paylaşmak isteyen bir bayan

Soru: 103966

Ben, sevaplarımı, üçte birini kendim, üçte birini annem ve geri kalan üçte birini de babam arasında pay edebilir miyim? Yani insanın, hem gündüzünde, hem de gecesinde, tesbih, istiğfar, sadaka ve duâ gibi bütün hayırlı amellerden kazanmış olduğu sevapları kastediyorum. Namaz, zekât, hac ve orucu bunun dışında sayıyorum.

Yoksa bu saydığım ibâdetlerin dışında sadece sadakaların sevaplarını mı kendim ve onlar arasında pay edebilirim?

Anne ve babam hayattayken veya onların ölümünden sonra onlar adına sadaka verebilir (tasadduk edebilir) miyim?

Anne ve babam hayattayken, câmi yaptırmak ve Kur’an-ı Kerim satın alıp dağıtmak gibi, sevaplarını onların almaları için, onlar adına kendi malımdan sadaka-i câriye yaptırabilir miyim?

Yine bunu, onların ölümünden sonra da yaptırabilir miyim?

Onlar,(hayattayken) haram kazanç elde etmişlerse,o haram kazancı kendi malımdan (sahiplerine) geri verebilir miyim?

Son olarak, ben namazda her secdede şu duâyı üç defa tekrar ediyorum:

“Rabbim! Bana, ana-babama, onların ana-babalarına ve kardeşlerime mağfiret eyle! Bizi cehennem azabından koru ve bizi (cennette) Firdevs-i A’lâ’da kalıcı kıl!”

Ayrıca günde tesbihle 200 defa: “Rabbim! Bana, ana-babama, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara mağfiret eyle!” diye duâ ediyorum.

Bu yaptığım şeyler, güzel ve fayda veren bir amel midir, yoksa bid’at ve benim için vakit kaybı mıdır?

Bu yaptığım şeyler, iyi ve fayda veren bir amel ise, benim bu sürekli yaptığım duâ vesilesiyle Allah Teâlâ ana-babamın, onların ana-babalarının ve kardeşlerimin bütün günahlarını bağışlar, bizi cehennem azabından korur ve bizi Firdevs-i A’lâ’da kalıcı kılar mı?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Birincisi:

Ana-babanıza iyilikte
bulunmak ve hayrın onlara ulaşması için göstermiş
olduğunuz gayretten dolayı size teşekkür ederiz. Allah Teâlâ’dan
size ecir yazmasını, sizi muvaffak kılmasını, sizi
cennette ana-babanızla ve bütün müslümanlarla bir araya getirmesini niyaz
ederiz.

Tasadduk eden kimse,
hayırlı amelinin sevaplarını ölülere, özellikle
de ana-babasına bağışladığı zaman
sadakanın sevâbının onlara ulaşacağı konusunda
ilim ehli arasında hiçbir görüş ayrılığı
yoktur. Aynı şekilde duâ da böyledir. Zirâ duâ, Allah -azze ve
celle- kabul ettiği takdirde, hem hayatta olanlara, hem de ölülere
hayır ve rahmet sağlar. Nitekim sahih sünnette buna pek çok hadis
delâlet etmiş ve web sitemizde de (12652), (42384) ve (102322) nolu soruların
cevaplarında bu konunun detaylı açıklamaları geçmişti.

İkincisi:

Bir kimsenin,
sadakasının ecrini kendisi ve ana-babası arasında -ister
hayatta olsunlar, isterse ölmüş olsunlar-, üçte bir olarak pay etmeye
niyet etmesi câizdir.

“Zirâ sevâp onun mülküdür. Onun hepsini
başkasına hediye edebilir (bağışlayabilir). Bir
kısmını da başkasına hediye edebilir
(bağışlayabilir). Örneğin bu sevâbını
dört kişiye taksim ederse, herkes dörtte bir sevâp elde
etmiş olur. Sevâbın dörtte birini başkasına hediye
eder de geriye kalanı kendisine bırakırsa, bu da câizdir.
Tıpkı başkasına hediye etmesi gibi…”İbn-i Kayyim, “Ruh”, s:190

Hayatta olan ve ölen kimse adına sadaka
vermenin (tasadduk etmenin) câiz olduğuna dâir değerli âlim Abdulaziz
b. Baz’ın -Allah ona rahmet etsin- görüşünü (20996)
nolu sorunun cevabında daha önce zikretmiştik.

Sizi daha fazîletli olan yönlendirelim. O da
şudur: Salih amelleri kendiniz için yapın ki sevâbının
hepsi sizin olsun. Anne ve babanıza da bol bol duâ edin. Bu daha fazîletli
ve daha kâmil olanıdır.

Bu konuda (42088) nolu sorunun
cevabına bakabilirsiniz.

Üçüncüsü:

Oruç, hac, umre, Kur’an okumak, duâ ve zikirler,
insanlara iyilikte bulunmak ve buna benzer salih ameller gibi diğer mendûb
olan ibâdetlere gelince, bu amellerin sevâplarının ölülere
ulaşıp-ulaşmayacağı konusunda âlimler görüş
ayrılığına varmışlardır.

İbn-i Kayyim -Allah ona
rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“İmam Ahmed ve selefin cumhuru ile Ebu
Hanife’nin bazı ashâbının görüşüne göre bu
amellerin sevâbı ölülere ulaşır, şeklindedir.

İmam Ahmed -Allah ona rahmet etsin-
bunu açıkça zikretmiş, Muhammed b. Yahya el-Kehhâl de rivâyetinde
şöyle demiştir:

‘Ebu Abdullah’a (İmam Ahmed’e): Bir adam, hayır
(salih amel) olarak namaz veya sadaka veyahut da başka bir salih ameli
yapar da, bu salih amelin sevâbının yarısını
babasına veya annesine bağışlarsa, (sevâbı onlara
ulaşır mı?) diye sorulunca, o: (ulaşmasını) ümit
ederim, diye cevap vermiştir.’

Veya şöyle demiştir:

‘Sadaka veya diğer salih ameller gibi her şeyin
sevâbı ölüye ulaşır.’

İmam Ahmed
-Allah ona rahmet etsin- yine
şöyle demiştir:

Âyete’l-Kürsi ve Kul huvallahu ehad’i üç defa oku,
sonra da şöyle de:

-Allahım! Bu okuduklarımın fazîleti
(sevâbı), kabir ehline bağışlıyorum.

İmam Şâfiî ve Mâlik’in mezhebinin meşhur
görüşüne göre bu amellerin sevâbı ölüye
ulaşmaz.”İbn-i Kayyim, “Ruh”, s:170

Web sitemizde ikinci görüşün tercih
edildiğine dâir açıklama daha önce geçmişti. Buna göre
sadaka, duâ, hac ve umre Kur’an ve sünnetin naslarının delâlet
ettiği amellerin dışındaki amellerin sevâbı ölüye
ulaşmaz. Bunun delili, Allah Teâlâ’nın şu sözüdür:

وَأَنْ لَيْسَ لِلإِنْسَانِ إِلا مَا سَعَى [ سورة
النجم من الآية: 39 ]

“İnsan için ancak
çalıştığı vardır (kendi emeğinden başkası yoktur).”Necm Sûresi: 39

Bu konuda (46698)
nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.

Dördüncüsü:

Onların almış oldukları haram
malı sizin ödemenize gelince, sahibi aldatılarak çalınan
veya gasbedilen mal gibi haram mal ile ilgili iki hak sözkonusudur:

Birincisi: Haram kılınan şeyi işlemek
sûretiyle Allah Teâlâ’nın hakkı çiğnemiştir.

İkincisi: Haksız yere malını almak
sûretiyle mal sahibinin hakkı çiğnenmiştir.

Çalınan malı, sahibine vermekle belki
sahibinin hakkı düşebilir. Fakat Allah Teâlâ’nın hakkı
kalır. Çalan kimse tevbe etmedikçe veya Allah Teâlâ kendisini
affetmedikçe bu hak ondan düşmez.

Beşincisi:

Sorunuzda zikrettiğiniz duâya gelince, bunda bir
sakınca yoktur. Fakat bu duâyı belirli bir sayıyla
sınırlandırma. Duâyı herhangi bir sayıyla
sınırlandırmadan veya belirli bir fazîlete sahip olduğuna
inanmadan gücünüz yettiğince duâ etmeye çalışın.

Allah Teâlâ en iyi
bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android