İndir
0 / 0

İki secde arasındaki oturuşta ellerini yummalı ve şehâdet parmağıyla işâret etmeli midir?

Soru: 107626

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn, “Namazın Kılınış Şekli” kasetinde iki secde arasındaki oturuşta -tamamen teşehhüde olduğu gibi- duâ ederken şehâdet parmağını kaldırıp hareket ettirmenin sünnet olduğunu belirtmiştir.

İlginç olanı, bildiğim kadarıyla değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’den başkası bu görüşü söylememiştir. Hatta “eş-Şerhu’l-Mumti'” kitabında “Namazın Kılınış Şekli” bölümünde bile bu görüş yoktur. Buna göre bu görüşe göre amel (hareket) etmeli miyim?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Bu meselede
fakihler (âlimler) arasında görüş ayrılığı
bulunmaktadır.

Fakihlerden
kimisi:

“Namaz
kılan kimse, burada (iki secde arasındaki kısa oturuşta)
-tıpkı teşehhüdde yaptığı gibi- sağ elini
yumar ve şehâdet parmağıyla işâret eder” demektedir.

Kimisi de;

“Aksine
elini açar ve yummaz” demektedir.

İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu konuda
şöyle demiştir:

“…Sonra
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ellerini kaldırmadan tekbir
getirip başını secdeden
kaldırırdı.Başını secdeden kaldırırken
de ellerini kaldırmazdı. Sonra ayaklarını yayarak otururdu.
Sol ayağını yere yayıp üzerine oturur ve sağ
ayağını da dik tutardı…

(Otururken)
ellerini ve dirseğini uyluğunun üzerine, el parmaklarının
uçları dizinin üzerine koyar ve el parmaklarından ikisini yumar,
halka şekline getirir, sonra da (şehâdet) parmağını
kaldırır, onunla duâ ederek hareket ettirirdi. Vâil b. Hucr, Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘den bu şekilde nakletmiştir.

Sonra Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- iki secde arasında şöyle derdi:

اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ،
وَارْحَمْنِي، وَاجْبُرْنِي، وَاهْدِنِي، وَارْزُقْنيِ.

“Allahım! Beni
bağışla, bana merhamet et, beni islah eyle,

beni doğru yola ilet, bana
rızık ver.”

İbn-i Abbas
-Allah ondan ve babasından râzı olsun-, Peygamber -sallallahu aleyhi
ve sellem-‘den bu şekilde rivâyet etmiştir.

Huzeyfe -Allah ondan râzı
olsun- de iki secde arasında şöyle derdi:

رَبِّ اغْفِرْ ليِ، رَبِّ اغْفِرْ ليِ.

“Rabbim!

Beni bağışla.
Rabbim!
Beni bağışla.”

(“Zâdu’l-Meâd”;
c: 1, s: 230’dan kısaltılarak alınmıştır.)

Değerli âlim Muhammed b. Useymîn -Allah ona rahmet
etsin- şöyle demiştir:

“Sol ele
gelince, parmaklar kıbleye gelecek şekilde el açık
olur.Dirseğin ucu da uyluğun ucuna gelecek şekilde olur. Yani
sağ elin parmaklarını açmaz. Aksine uyluğun üzerine gelecek
şekilde uyluğa yapıştırır.

Sağ ele
gelince, bu konuda sünnet olan; sağ elin sadece serçe parmağı
ile yüzük parmağını yumması, baş parmağı ile
orta parmağı halka şekline getirmek ve duâ sırasında
şehâdet parmağını kaldırıp onu hareket
ettirmektir.

İmam Ahmed,Vâil
b. Hucr’dan bu şekilde rivâyet etmiş, “el-Fethu’r-Rabbânî”
kitabının yazarı da hadisin senedi hakkında ‘Ceyyid’
demiştir. “Zâdu’l-Meâd” kitabının muhakkiki de hadisin
sahih olduğunu belirtmiştir.İbn-i Kayyim bu görüşe
varmıştır.

Fakihlerin
görüşlerine gelince, onlar, iki secde arasındaki oturuşta
sağ elin, sol el gibi açık olacağı
görüşündedirler.Fakat sünnete ittibâ etmek, daha evlâdır. Zirâ
sağ elin, sağ ayağın üzerinde açık olacağına
dâir ne sahih, ne zayıf, ne de hasen bir hadis vârid olmuştur. Bu
konuda sadece vârid olan namazda oturduğu zaman sağ elin, serçe parmağı
ile yüzük parmağının yumulması, bağ parmakla orta
parmağın halka şekline getirilmesi veya orta parmakla bağ
parmağın birleştirilmesidir.Genel olarak bu şekilde
gelmiştir.

Hadisin bazı
lafızlarında:

“Teşehhüde
oturduğu zaman…” şeklinde gelmiştir ki, her iki rivâyet
de Sahih-i Müslim’dedir.

Buna göre biz,
hadiste geçen: “Namazda oturduğu zaman…” lafzını
aldığımızda deriz ki: Bu oturuş, namazdaki bütün
oturuşlar için geneldir (yani bütün oturuşları kapsar).

Hadisin bazı
lafızlarında gelen: “Teşehhüde oturduğu zaman…”
şeklindeki sözü, tahsise delâlet etmez (yani sadece teşehhüdde
olduğuna delâlet etmez). Zirâ elimizde fıkıh usûlü âlimlerinin
zikretmiş olduğu bir kâide (ölçü) vardır. Bu kâideyi
“Neylu’l-Evtâr” adlı kitabında İmam Şevkânî ve
“Edvâu’l-Beyân” adlı kitabında Muhammed el-Emîn
eş-Şenkîtî dâima zikrederdi.Bu kâideye göre “Umumun
bazı fertleri bir hükümle zikredildiği zaman, o hüküm umumun hepsini
kapsar.” Zirâ bazı fertlerin bir hükümle zikredilmesi, tahsise
delâlet etmez. Tahsis, ancak umumun bazı fertlerinin, umuma
aykırı olan bir hükümle zikredilmesidir.

Birinciye
örnek: Sana desem ki: Öğrencilere ikramda bulun! Bu, bütün
öğrencileri kapsayan genel bir emirdir. Sonra sana desem ki:
Öğrencilerden olan falancaya ikramda bulun! Bu emir, o
öğrenciden başkasına ikramda bulunmamayı gerektirir
mi?

Cevap: Hayır.
Fakat bu emir, özel olarak zikrettiğin öğrenciye önem
vermeyi ve ona özen göstermeyi gerektirir.

İkinci
örnek: Sana desem ki: Öğrencilere ikramda bulun! Sonra sana
desem ki: Öğrencilerden olan falancaya ikramda bulunma! Zirâ ben,
birinci örnekte falancayı bir hükümle zikretmemin sebebi; umumdan
olduğu ve umumun hükmüne mutabık olduğu içindir. İkinci
örnekte ise, umuma aykırı olan bir hükümle zikrettim.Bunun
içindir ki fıkıh usûlü âlimleri “Tahsisi
(özelleştirmeyi/kişiselleştirmeyi) şöyle
tanımlamaktadırlar:

“Umumun
bazı fertlerini, aykırı bir hükümle ayrı tutmak veya umumun
bazı fertlerini hükümden çıkarmak/ayrı tutmaktır.”

Dolayısıyla
“hâssın hükmünün, âmmın hükmüne aykırı olması
gerekir. Eğer hâssın hükmü ile âmmın hükmü birbirine
mutabık ise, fıkıh usûlü âlimleri -“Edvâu’l-Beyân”
adlı kitabın sahibinin de belirttiği gibi- tahsis ifâde
etmeyeceği görüşüne varmışlardır.Bu ise,
yukarıda verdiğimiz örnekte açıkça görülmektedir.

Buna göre
teşehhüdde elini yummayı tahsis ettiğine dâir İbn-i
Ömer’in -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet
ettiği hadisin bazı lafızları, umuma delâlet eden bazı
lafızların tahsis edileceğine delâlet etmez.”
(“eş-Şerhu’l-Mumti'”; c: 3, s: 177)

Böylece bu
meselenin delili ve “eş-Şerhu’l-Mumti'” kitabındaki
yeri, sanırım size açıkça belli olmuştur.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android
at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android