İndir
0 / 0

Günahların yaygınlaştığı günlerde ibâdeti arttırmanın hükmü

Soru: 113220

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in:

عِبَادَةُ فِي الْهَرْجِ كَهِجْرَةٍ إِلَيَّ

“Fitne günlerinde yapılan ibâdet, bana yapılan hicret gibidir” emri gereğince, miladi yılbaşı gibi, insanlar arasında fitnenin çoğaldığı bir vakitte ibâdet yapmanın hükmü nedir?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Dînine sımsıkı bağlı olanmüslüman, gizli ve açık, bolluk ve darlık gibi her durumda AllahTeâlâ’yı anan kimsedir. Zikrinden ve kalbinden Rabbini asla unutmaz. Hiçbir şey onu Rabbine ibâdetten alıkoymaz. Hiç bir şey O’na sevgive muhabbetinden saptıramaz.

Dînine sımsıkı bağlı olanmüslümanı, bütün işlerinde Allah’a ibâdette gayretli veçalışkan, hayatının hepsinin Rabbine ve Mevlâsınaitaat üzere olduğunu görürsünüz.

Dînine sımsıkı bağlı olanmüslüman, kendisini ibâdete veren insanlarla içiçe ve birlikte olduğuzaman onlarla yarışır ve Allah’ın rızâsına nâilolabilmek için onlardan önce davranır.

Dînine sımsıkı bağlı olan müslüman,Allah’ın nimetinde gâfil olanları gördüğü zaman,Allah’ın kendisine bahşetmiş olduğu üzerindeki nimetihisseder.

İşte şehitler, garipler ve ellerinde korateşi tutan, amellerinin fazîleti, fitne, belâ ve gariplik zamanındasünnete sımsıkı bağlılıkları konusunda birçok hadis gelen kimseler,bunlardır.

Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyetolunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöylebuyurmuştur:

بَدَأَ الإِسْلَامُ غَرِيبًاوَسَيَعُودُ كَمَا بَدَأَ غَرِيبًا، فَطُوبَى لِلْغُرَبَاءِ. [ رواه مسلم ]

“İslâm, (ehlinin azlığı sebebiyle)garip olarak başladı. (Ehli çok olsa bile, pek az kimsenin emirlerini yerine getirecekolmasından dolayı) garip başladığı gibidönecektir. Bundan dolayı (İslâm’ın emirleriniyerine getiren) o gariplere müjdeler olsun!” (Müslim; hadis no:145)

Salâh ve takvâ zamanlarında sünnete, taat ve ibâdetedevam eden kimse, fitne ve gaflet zamanlarında bunlara devam ederse fazîletenâil olur. Buna göre o, her hâlukârda âmil (bunlara göreyaşayan) ve âbid (ibâdet eden)dir.

Methedilen ve övülen kimse, işte bu kimsedir.

Bazı kimselerin anladıkları gibi,birisinin,günlük hayatında ve herhalinde âdeti öyle olmamasına rağmen günah ve münkerâtınyaygınlaştığı günleri takip etmesine ve o günlerdeoruç tutmak veya gecelerini ibâdetle geçirmek için yarışmasınagelince, bu anlayış, yukarıda zikredilen hadisin gerçekanlamı ve hikmet sahibi Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘inmaksadı değildir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in maksadı;sünnete sürekli olarak sımsıkı sarılmaya ve AllahTeâlâ’nın emirlerini noksansız olarak yerine getirmeye teşviketmektir. Ta ki müslüman, karanlık zamanlarda yeryüzünü aydınlatanbir nur olsun ve Allah Teâlâ’ya teslimiyetini ilan ettiği zamankiverdiği sözden dönmeden O’na kavuşsun.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in haliböyle idi. O’nun günleri ve saatleri, Allah Teâlâ’nın vech-i keriminehâlis idi. Allah Teâlâ’ya ibâdet etmekten hiçbir fırsatıkaçırmak istemezdi.

Öyle ki Üsâme b. Zeyd -Allah ondan râzıolsun- ona şöyle sormuştu:

يَا رَسُولَ اللهِ! لَمْ أَرَكَتَصُومُ شَهْرًا مِنَ الشُّهُورِ مَا تَصُومُ مِنْ شَعْبَانَ؟ قَالَ: ذَلِكَشَهْرٌ يَغْفُلُ النَّاسُ عَنْهُ بَيْنَ رَجَبٍ وَرَمَضَانَ، وَهُوَ شَهْرٌتُرْفَعُ فِيهِ الأَعْمَالُ إِلَى رَبِّ الْعَالَمِينَ، فَأُحِبُّ أَنْ يُرْفَعَعَمَلِي وَأَنَا صَائِمٌ. [ رواه النسائيفي السنن وحسنه الألباني في السلسلة الصحيحة ]

“Ey Allah’ın elçisi! Seni, Şaban’dan oruçtuttuğun kadar diğer aylardan bu kadar oruç tutarken hiçgörmedim (bununsebebi nedir)?

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

– Oöyle bir aydır ki, insanlar Receb ve Ramazan (ayları)arasında gaflette olurlar. Oysa o (Şaban ayı),amellerin, Âlemlerin Rabbine arz edildiği bir aydır. Bundandolayı ben, oruçlu iken amelimin (Allah’a) arz edilmesindenhoşnut oluyorum.” (Sünen-i Nesâî, hadis no: 2357. Elbânî;”Silsiletu’l-Ehâdîsi’s-Sahîha”; hadis no: 1898’de “hadishasen” demiştir.)

İşte, Ma’kil b. Yesâr’ın -Allah ondanrâzı olsun- rivâyet ettiği hadisin anlamı, budur.

Bu hadiste Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-şöyle buyurmuştur:

الْعِبَادَةُ فِي الْهَرْجِكَهِجْرَةٍ إِلَيَّ. [ رواه مسلم ]

“Fitne günlerinde yapılanibâdet, bana yapılan hicret gibidir.” (Müslim; hadis no:2948)

İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- bu hadisin şerhinde şöyledemiştir:

“Buradaki ‘el-Herc’ten murat; fitne veinsanların işlerinin birbirine karışmasıdır.Fitne zamanında yapılan ibâdetin daha fazîletli olmasınınsebebi ise; insanların fitne zamanında ibâdetten habersiz (gâfil)olmaları, ibâdeti bırakıp başka şeylerle meşgulolmaları ve bazı kimselerin dışında ibâdete kendisiniverenlerin pek az oluşundan dolayıdır.” (Müslim şerhi;c: 18, s: 88)

Bundan dolayı ne soruyu soran bacımıza, nede başka bir müslümana, miladi yılbaşı gecelerini,kâfirlerin günahlarla doldurmalarına karşılık, onlarınibâdete tahsis etmelerini câiz görmüyoruz.Ancak geceleri namazkılarak ve gündüzleri de oruç tutarak geçirmek bir müslümanındiğer günlerdeki bir âdeti ise, bu takdirde bu gecelerde ibâdet etmektebir sakınca yoktur.Zirâ Allah Teâlâ, ameline ve niyetinekarşılık en hayırlısıyla onumükafatlandıracaktır.

Kâfirlerin bayramlarının gecelerini belirliibâdetlere tahsis etmekten sakınmanın gerektiği konusundakiaçıklama, (113064) nolu sorunun cevabındageçmişti.

Allah Teâlâen iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android