İndir
0 / 0

Kutsal olduğuna inanmaksızın nişan yüzüğü takmanın hükmü

Soru: 113758

Ben, inşaallah nişanlanmak üzereyim. Nişan yaparken veya evlenirken nişan (veya söz) yüzüğü takmanın, müslümanların âdetlerinden olmadığını öğrendim. Eğer gelinin veya annesinin (kaynananın) isteği yüzük takılması yönünde olursa, ne yapmalıyım?

Ben, (11446) nolu sorunun cevabında, değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’in nişan yüzüğünün normal yüzükten ibâret bir şey olduğunu, aslında yüzüğün içinde hiçbir şey olmadığını, fakat bazı insanların yaptıkları gibi, erkeğin nişanlısına vereceği yüzüğe kendi ismini yazdırmakta, nişanlısının da kocasına vereceği yüzüğe kendi ismini yazdırmakta ve bunun karı-koca arasındaki bağı kuvvetlendirdiğine inandıklarını okudum. Ben ve nişanlım, nişan yüzğünün karı-koca arasındaki bağı kuvvetlendirdiğine inanmadığımız halde nişan yüzüğü bu durumda haram olur mu?

Benim, nişanlıma altın yüzük, kendime de gümüş yüzük satın almamda bir sakınca var mıdır?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, Allah Teâlâ’yadır.

Nişan veya evlilik sırasında
yüzük takmak, eski bir gelenek olup hıristiyanların yapageldikleri
taklitlerindendir.Üzülerek ifâde etmek gerekirse bu gelenek, müslümanlar
arasında da yaygın bir hâle gelmiştir. Bu gelenek, yüzüğün,
karı-kocanın birbirine sevgi beslemesine vesile olduğuna, birbirine
bağlı kaldığına, yüzüğü çıkarmanın veya
yerini değiştirmenin uğursuzluk getirdiğine inanmak gibi,
birtakım bâtıl ve bozuk inançları beraberinde getirmektedir.

Değerli âlim Atiyye Sakr -Allah ona rahmet
etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Nişan veya evlilik yüzüğünün,
binlerce yıl öncesine dayanan bir geçmişi vardır. Denildiğine
göre bu yüzüğü ilk çıkaranlar, Firavunlardır. Daha sonra
Greklerde (Yunanlılarda) ortaya çıkmıştır.

Yine denildiğine göre, eski bir
gelenekten alınma olup buna göre kız, elini, gencin eline koyar,
damat ve gelin, kızın babasının evinden çıkarken demirden
bir prangayla elleri bağlanır.Sonra damat atına biner, gelin de
elinde bu pranga olduğu halde kocasının evine
ulaşıncaya kadar onun arkasından yaya olarak yürür.İki ev
arasındaki mesafe kimi zaman uzayabilir.Daha sonra yüzük geleneği,
bütün dünyada taklit edilen bir gelenek haline gelmiştir.

Nişan yüzüğü, Greklerden alınan
inanç gereği, genellikle sol elin serçe parmağı ile orta
parmağı arasındaki parmağa (yüzük parmağına) takılır.
Bu inanca göre, kalp damarı bu parmaktan geçmektedir. Milletler
içerisinde bu geleneğe en çok düşkün olan topluluk,
İngilizlerdir.

Yine denildiğine göre nişan
geleneği, bir hıristiyan taklididir.

Müslümanlar da, -ona götüren sebepler bir
tarafa-, bu geleneği onlardan alıp kız ve erkek tarafından
bu nişan yüzüğünün takılmasına gayret etmişler ve
eğer kız bu yüzüğü çıkarır veya onun yerini
değiştirirse, bunun uğursuzluk getirdiğine inanır hale
gelmişlerdir. İslâm dîni, bütün bu davranışları asla
onaylamaz.”

Bir kimse, bu şekilde inanmaz,
-yukarıda zikredilen şekilde parmağa
takıldığı zaman- onun uğur getirdiğine veya
parmaktan çıkarıldığı ya da yeri
değiştirildiği zaman uğursuzluk getirdiğine inanmazsa,
mekruh olmakla birlikte câizdir.

Bu yüzüğün müslümanlar arasında
yaygın hâle gelmiş olması, onu, haram olan kâfirlere benzeme
dâiresinden çıkarmıştır.

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn
-Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Nişan yüzüğü (dible),
erkeğin, eşine hediye ettiği yüzükten ibâret bir yüzüktür. Kimi
insan, evlenmek istediği veya evleneceği kadına
taktığı yüzüktür. Bu gelenek, daha önce bizde bilinen ve
tanınan bir gelenek değil idi. Değerli âlim Elbânî’nin -Allah
ona rahmet etsin- zikrettiğine göre o şöyle demiştir:
‘Bu gelenek, hıristiyanlardan alınmıştır. Bu
geleneğe göre, karı ile koca kilisedeki papazın (râhibin)
huzuruna getirilir, papaz da kadının yüzük parmağı ile
serçe ve orta parmağına yüzük takar.Ancak ben bunun nasıl gerçekleştiğini
bilmiyorum. Denildiğine göre, bu yüzük hıristiyanlardan
alınmadır. Fakat bizden (müslümanlardan) başkasına
benzemememiz için, bunu terketmek (kullanmamak), daha yerinde olur.

Buna ilâve olarak bazı insanlar, bu yüzükte
bazı şeylere inanmaktadırlar. Buna göre erkek, karısına
vermek istediği yüzüğün üzerine kendi adını yazdırır,
kadın da kocasının eline takacağı yüzüğün üzerine
kendi adını yazdırır, üzerinde karısının
adı yazılı bulunan yüzük kocanın elinde ve üzerinde
kocasının adı yazılı bulunan yüzük de
kadının elinde olduğu sürece, birbirinden ayrılmazlar
(aralarında boşanma vukû bulmaz). Bu akide (inanç),şirkin bir türüdür.Bu, bazı
insanların, kadını kocasına, kocasını da
karısına sevdirdiğini iddiâ ettikleri muhabbet muskalarındandır
(tivele’dir.) Bu yüzük, bu inanç ve akideyle haramdır.

Günümüzde nişan yüzüğü (dible) iki
şeyi içermektedir:

Birincisi: Bu yüzük, hıristiyanlardan
alınmadır.

İkincisi: Eğer koca, kendisi ile
karısı arasındaki bağa bu yüzüğün vesile olduğuna
inanırsa, şirkin bir türü olur. Bu sebepten dolayı bu nişan
yüzüğünün terkedilmesinin daha güzel olduğu
görüşündeyiz.” (Muhammed b. Salih
el-Useymîn; ‘Aylık Görüşme’, c:1, s: 46).

Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet
etsin- devamla şöyle demiştir:

“Nişan yüzüğünün
takılmasının en hafif hükmü, mekruh olduğu kanaatindeyim. Çünkü
gayri müslimlerden alınmadır. Buna göre her durumda müslüman
insanın, bu gibi şeylerde kendisini müslüman olmayan kimseleri taklit
etmekten uzak tutması gerekir. Eğer nişan yüzüğü ile
birlikte -yukarıda zikredilen- bazı insanların
inandıkları gibi, koca ile karısı arasındaki bağa
bu yüzüğün vesile olduğuna inanılırsa, durum daha
şiddetli ve büyük olur. Çünkü nişan yüzüğü, koca ile
karısı arasındaki bağa hiçbir şekilde etki edemez.
Oysa günümüzde nişan yüzüğünü bu inançla (kendisi ile
karısı arasındaki bağa vesile olduğuna inanarak)
taktığı halde kendisi ile karısı arasında
ayrılık ve geçimsizlik meydana geldiği halde, nişan
yüzüğü takmayanlar, fakat eşleriyle güzel geçinenler ve durumları
iyi olan nice erkekler olduğunu görmekteyiz.” (Muhammed b. Salih el-Useymîn; Mecmuû’l-Fetâvâ,
c:18, s: 112).

Erkeğin, nişan yüzüğünü
nişanlısının parmağına takması câiz
değildir.Çünkü nişanlısı, kendisine namahrem
(yabancı kadın) hükmündedir. Dolayısıyla onun eline
dokunması ya da onunla tokalaşması câiz değildir.

Soruyu soran kardeşim, sana tavsiyemiz; bu
nişan yüzüğünü takmamandır. Bunun yerine normal yüzük
takabilirsin.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android
at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android