İndir
0 / 0
964429/10/2008

“Ölülerinize sadakayla merhamet ediniz” hadisi

Soru: 122204

‘Hâşiyetu’s-Sittîn” kitabında şöyle gelmiştir: “el-Muhtâr ve Metâliu’l-Envâr’ kitabı hakkında ‘Nüzhetu’l-Mecâlis’te Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- rivâyet olunduğuna göre o şöyle buyurmuştur:

  لَا يَأْتِي عَلَى الْمَيِّتِ سَاعَةٌ أَشَدُّ مِنْ أَوَّلِ لَيْلَةٍ، فَارْحَمُوا مَوْتَاكُمْ بِالصَّدَقَة. فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَلْيُصَلِّ رَكْعَتَيْنِ، يَقْرَأُ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ مِنْهَا فَاتِحَةِ الْكِتَابِ مَرَّةً ، وَ آيَةَ الْكُرْسِي، أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ، وَ قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ إِحْدَى عَشْرَةَ مَرَّةً ، وَ يَقُولُ: اللَّهُمَّ ابْعَثْ ثَوَابَهَا إِلَى قَبْرِ فُلَانِ بْنِ فُلَانَةٍ، فَيَبْعَثُ اللهُ إِلَى قَبْرِهِ مِنْ سَاعَتِهِ أَلْفَ مَلَكٍ مَعَ كُلِّ مَلَكٍ نُورٌ وَ هَدِيَّةٌ، وَ يُؤْنِسُونَهُ فيِ قَبْرِهِ إِلَى أَنْ يُنْفَخَ فِي الصُّورِ، وَ يُعْطَى اللهُ الْمُصَلِّيَ بِعَدَدِ مَا طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمْسُ حَسَنَاتٍ، وَ يَرْفَعُ لَهُ أَرْبَعِينَ أَلْفَ دَرَجَةً، وَأَرْبَعِينَ أَلْفَ حَجَّةٍ وَعُمْرَةٍ، وَيَبْنِي اللهُ لَهُ أَلْفَ مَدِينَةٍ فيِ الْجَنَّةِ، وَيُعْطِى ثَوَابَ أَلْفَ شَهِيدٍ، وَيَكْسِى أَلْفَ حُلَّةٍ…

“Ölü için kabre konulduğu ilk geceden daha çetin bir saat yoktur. O halde ölülerinize sadaka vererek merhamet edin.Sadaka verecek bir şey bulamayan, iki rekât namaz kılsın. Bu iki rekâtın her birisinde Fatiha’dan sonra onbir defa Âyete’l-Kürsî, Tekâsür ve İhlas sûresini okusun.Selâm verdikten sonra da şöyle desin: Allahım! Bu namazın sevabını, filan oğlu filan ölünün kabrine ulaştır. Bunun üzerine Allah o anda, bin meleği o kabre doğru gönderir, her melekle bir nur ve hediye gönderir. Melekler, sûra üflenen güne (kıyâmet gününe) kadar kabrinde onun yalnızlığını giderirler. Allah, güneşin kendisine doğduğu bütün varlıkların sayısınca namaz kılana sevap verir, onun (cennetteki makamını) kırk bin derece yükselir, ona kırk bin hac ve umre sevâbı verir, cennette ona kırk bin şehir binâ eder, ona bin şehit sevâbı verir ve ona kırk elbise giydirir.”

Sorum şudur:

Bu söz doğru mudur? Gayri müslim ülkelerde yaşayanlar olarak, dînimizi düzeltebilmemiz (doğru bir şekilde müslümanlığı yaşabilmemiz) için soruma cevap vererek bize yardımcı olmanızı sizden ricâ ediyorum

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Cevap:

Hamd, yalnızca
Allah’adır.

Bilindiği
üzere Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisine yalan nisbet etmekten
uyarmış ve böyle yapanı şiddetli bir azapla tehdit
etmiştir.

Nitekim
Muğîre b. Şu’be’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet
olunduğuna göre o şöyle demiştir:


إِنَّ كَذِبًا عَلَيَّ لَيْسَ كَكَذِبٍ عَلَى أَحَدٍ؛ مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ
مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ.
[رواه البخاري ومسلم]

“Bana yalan
isnad etmek, başka birisine yalan isnad etmek
gibi değildir.Kim bilerek bana yalan
isnad ederse, cehen­nemden kendisine yer hazırlasın (cehennemdeki yerine hazırlansın).”[1]

Bu anlamda hadisler pek çoktur ve
bilinmektedir.

Bu konuda detaylı bilgi için (34725)
nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.

İlim ehli, Nebi
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in sünneti ile iştigal eden,
hadisleri üzerinde uzun süre çalışan ve O’nun kaynağından
çıkan sünnetini bilen birisi, rivâyet edilen nassın (hadisin), Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in sözüne
benzeyip benzemediğini birbirinden ayırt etmeyi öğrenmek
için birtakım belirti ve ipuçlarını zikretmişlerdir. Yine
yalancıların ve hadis uyduranların sözlerinde yaygın
halde bulunan bazı belirti ve ipuçlarını zikretmişlerdir.

İşte bu belirti ve ipuçları hakkında
İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

“Bu belirti ve ipuçlarından birisi de
şudur: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in söylemeyeceği
nitelikte birtakım gelişigüzel misaller içermesidir ki bunlar pek
çoktur.”[1]

Eğer zikredilen hadisin rivâyet edilmiş bir
senedi varsa ve hadis ilmindeki kural ve ölçülere göre hadisin
senedine bakmak ve durumuna bakarak hadis hakkında hüküm vermek mümkünse,
bu konuda hüküm böyledir. Peki (rivâyet edilen hadis), herhangi bir
kitapta zikredilen hikâyeden ibâret ise ve kitabın yazarı da hadis
ilmini bilmiyorsa veya sünnette araştırmak diye bir şeyi
bilmiyorsa, hüküm nice olur?

Yukarıda soruda geçen hadis, İlmî
Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komisyonu’na sorulmuş, bunun üzerine
komisyon şöyle cevap vermiştir:

“Soruda geçen hadisin, Rasûlullah -sallallahu aleyhi
ve sellem-‘e nisbet edilen uydurma ve yalan hadislerden olduğunda
şüphe yoktur. Yine bu uydurma hadiste zikredilen sadaka ve zikredilen
şekildeki namazın da dînde bir aslı yoktur. Bir müslümanın,
ne ölünün kabrine konulduğu ilk gecede, ne de başka bir zamanda,
ölünün veya başka birisinin yerine namaz kılması meşrû
değildir. Ölünün adına sadaka vermeye gelince, ister onun akrabaları
olsun, isterse başkaları olsun, istedikleri zaman ölünün
adına sadaka vermeleri, bu konuda rivâyet olunan şu sahih hadis
gereği meşrûdur:

“Bir adam, Nebi
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e gelerek şöyle sordu:

إِنَّ أُمِّيَ افْتُلِتَتْ
نَفْسُهَا، وَإِنِّي أَظُنُّهَا لَوْ تَكَلَّمَتْ تَصَدَّقَتْ، فَهَلْ لَهَا
أَجْرٌ إِنْ تَصَدَّقْتُ عَنْهَا؟ قَالَ: نَعَمْ.
[ رواه البخاري ومسلم ]

“Annem ansızın
vefat etti. Eğer konuşmaya fırsat bulsaydı, tasaddukta bulunurdu.
Onun için sadaka versem, ona ecir var mıdır? Diye sordu.

Bununüzerine Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

-Evet (onun için
ecir vardır).”[2]

Nebi -sallallahu aleyhi
ve sellem- sadakayı, ölünün defnedildiği ilk gece veya
başka bir gece ile sınırlı kılmamıştır. Nitekim Ehl-i sünnet
ve’l-cemaat âlimleri, sadaka ve duânın, müslüman ölü adına
verilen sadakanın ve ona yapılan duânın, kendisine fayda
vereceği konusunda görüş birliğine
varmışlardır.

“el-Muhtâr ve Metâliu’l-Envâr”
kitabının yazarına gelince, onu tanımıyoruz adı
geçen kitabına da rastlamadık.Fakat naklettiğiniz bilgiler
doğrultusunda bu kitabın yazarının sözüne itibar
edilen ilim ehlinden olmadığına delâlet etmektedir.

Allah Teâlâ’dan bize, size ve bütün müslümanlara daha
fazla faydalı ilim ve salih amel nasip etmesini dizleriz.”[3]

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

[1]
İbn-i Kayyim,
“el-Menâru’l-Munîf”,
s: 50

[2] Buhârî, hadis no:1388. Müslim, 1004

[3] “İlmî Araştırmalar
ve Dâimî Fetvâ Komisyonu Fetvâları”, c: 9, s: 2090

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android