İslami yaşamın en iyi yaşam olduğunu biliyorum ancak bazen bunu sürdürmek çok zor olup bıkkınlık oluşmaktadır. Bu durumda ne yapmalıyım?
En iyi Yaşam İslami Yaşamdır, İslam’da Sabit Kalmak
Soru: 12804
Table Of Contents
Kur’an-ı Kerim’in İslam Yaşantısından Bahsetmesi
En iyi yaşamın İslam yaşantısı olduğunu bilmeniz takdire şayandır. Şüphesiz bunu birçok insan bilmez ve kavramaz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (Nahl 97)
“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin? Allah, “Evet, öyle. Âyetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der. Haddi aşan ve Rabbi’nin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Şüphesiz ahiret azabı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.” (Taha 124-127)
Güzel Yaşam, Sabır ve Tahammül Gerektirir
Sevgili kardeşim, sen bunu bilip kalbine yerleştirdiğinde ve ruhun onunla huzur bulduğunda bilmen gerekir ki yüce Allah; bu kainatı, yeri, göğü, denizleri, nehirleri, dağları, ovaları, vadileri ve çölleri sadece senin için yaratmıştır.
“O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara 29)
Daha sonra bilmen gerekir ki; bu dünyada var olmanın yüce hikmeti, sadece seni ve her şeyi en güzel şekilde yaratana ibadettir.
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat 56)
Yüce Allah, kullarının bu ibadeti nasıl eda ettikleri hususunda ölüm ve yaşamı yaratarak onları sınamıştır.
“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk 2)
Daha sonra bu dünyada iyilik yapanlar için yüce Allah ahirette yerin ve göklerin genişliği kadar cennet vadetmiştir. O cennette hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı ve hiçbir insanın aklına gelmeyecek güzellikler mevcuttur. Buna karşın Allah’a karşı gelip görevini yerine getirmeyenlere ise cehennemi vadetmiştir. O cehennemde sürekli azabı tatsın diye, ölmez ancak yaşama da dönmez. Ve sürekli her türlü eziyete ve azaba maruz kalır, küçük çocuğu yaşlandıracak derecede kötü şeyler mevcuttur. Allah bizi cehennemden korusun. Âmin!
Tüm bunları kalbinin derinliğinde kavrayıp öğrendikten sonra bilmen gerekir ki, büyük kurtuluşa varmak, büyük nimetlere ulaşmak, çetin ve tehlikeli sınavda başarılı olmak; ancak sabır ve tahammül gerektiren meşakkatli ve zorluklarla döşenmiş yollardan geçmekle mümkündür. Her şeye rağmen bu meşakkatler ve sıkıntılar tez sona erer. Bunun akabinde sonsuz ve sınırsız nimetler bekliyor. İnsanın yaşayacağı bu denli güzellikler karşılığında ömür boyunca çektiği sıkıntılar bir saat gibi bir süre olarak görülür. Allah bize fazlı ve keremi ile cennetin nimetlerinden bahşetsin. Âmin.
İslam Garip Başladı ve Tekrar Garip Dönecektir
Allah seni hidayet etsin kardeşim! Bil ki, dinin garipliği ne kadar şiddetli olur ve hakka tabi olanlar azalırsa –zamanımızda olduğu gibi- dinde sabit kalmak o kadar zorlaşır ve kalabalık çoğunluğa karşı muhalefet etmek de o düzeyde zorlaşır. Bu nedenle Allah’ın hikmeti ve keremi gereği hak ve din üzere sabit olan, Allah’ın rızasını her şeyden üstün tutan, bu yolda sahip oldukları her türlü değerli varlıkları feda eden müminlerin sevapları buna karşılık kat be kat artar.
Ebu Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “İslam garip olarak başladı. Başladığı gibi yine garip olarak dönecektir. Öyleyse ne mutlu o gariplere!” (Muslim 145)
Ebû Sa’lebe el Huşeni r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “…ondan sonra öyle günler gelecek ki o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır ateş parçasını elde tutmak gibi zor olacaktır. O günlerde Müslüman olarak yaşamaya çalışanlara, bu günkü sizden elli kişinin amelini gerektiren sevap kadar sevap yazılacaktır.” (Tirmizi 3058)
Bu yüce hadisler ve başkaları; dünyanın son zamanlarında kötülük ve fesadın artacağını, takva ehli ve iyi insanların ise azalacağını göstermektedir. Zira fitneler çoğalacak, günahlar ve tahrik edici hususlar yaygınlaşacak, öyle ki dine uymak garip olacak hatta din ehli arasında bile İslam dinini yaşamak garip ve zor olacaktır.
Bununla birlikte şüphesiz dinin gereğini yerine getirmek kolay olmayacaktır, öyle günler yaşanacak ki dinine sahip olmak isteyen kişi, ateş közünü avucunda tutar gibi bir durumda olacaktır.
Bu zorluklara karşı mücadele etmek ancak Allah’ın yardım ve muvaffakiyetiyle mümkündür. Bununla birlikte önemli ölüme kadar tahammül gösterip sabretmek gerekir. Böylece kişi; Allah’ın rızasını kazanmış, gazabını üstüne almamış ve sevaplarını kat kat artırmış şekilde Allah’a varıncaya kadar çaba sarfeder.
Kalbinize Ümitsizlik Duygusu Gelmesinden Sakının!
Ancak karşılaştığınız muhalefetin/kavgaların yoğunluğu ve diğer faktörlerden dolayı, göreviniz gereği yaşadığınız bu İslam hayatını etrafınızdakilere yaymak ve onları ona döndürmek için çalışmaktan umudunuzun kalmadığını düşünüyorsanız o zaman biliniz ki, o yolda attığınız her adım bir zafer ve bir sadakadır. Söylediğiniz her güzel söz sadakadır, onu duyanın ruhunda ne zaman işe yarayacağını bilemezsiniz. Belki bir süre sonra da olsa faydası görülecektir. Bu nedenle o faydanın bir gün gerçekleşeceğine dair umudunuz hiç bitmesin.
Hani onlardan bir topluluk demişti ki: “Siz, Allah’ın helâk edeceği veya şiddetli bir azaba uğratacağı bir kavme ne diye (boş yere) öğüt veriyorsunuz?” Onlar da, “Rabbinize bir mazeret beyan etmek için, bir de belki Allah’a karşı gelmekten sakınırlar diye (öğüt veriyoruz)” demişlerdi. (Araf 164)
Kalbinize ümitsizlik duygusu gelmesinden sakının, çünkü ayette şöyle geçmektedir.
“.. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Yusuf 87)
Başka bir ayette: “Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?” (Hicr 56)
Bil ki doğru yolda olduğun müddetçe senin attığın adımlar kaybolmaz, ecelin geldiği anda senin varacağın yer orasıdır. Yüce Allah şöyle dedi: “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. Kim Allah’a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah’a düşer. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. (Nisa 100)
Daha sonra senden sonrakiler gelir, bayrağı kaldırır ve yola devam eder.
“Allah Teâlâ’nın dini olan İslam yolunda kendisine itaat eden nice fidanlar yetiştirmeye devam edecektir” (İbn Mace 1/5)
Allah’ın Vadettiği Zafer ve Desteğe Güvenin!
Allah’ın bu ümmet için vadettiği zafer ve güçlenmeye güvenin, nitekim yüce Allah şöyle buyurdu: “Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebûr’da [370] da, “Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.” (Enbiya 105)
“Muhakkak ki, bu iş (bu dinin hakimiyeti) gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacaktır. Allah; azizi aziz, zelili zelil ederek İslam’ın girmediği ne bir kerpiç ev ne de bir keçe çadır bırakacaktır. Allah'ın bu işte aziz edeceği İslam'dır. Allah'ın bu işte zelil edeceği küfürdür.” (Ahmed, Silsile Sahihe 32)
Ey kardeşim! Sana nasihatim; İslam dininde sabit kalmak, tahrik edici unsurlara ve fitnelerin çokluğuna aldanmamak, engellerin yüksekliğinden korkmamaktır. Sonuç ve kazanç, Allah’tan sakınanlardır.
Din üzerinde sabit kalmak için gerekli tüm araçlara sahip olaya özen göster, şüphesiz bu sitede size yardımcı olacak birtakım bilgiler ve nasihatler bulacaksınız. Onlara göz atmanızı tavsiye ederiz.
Dine Sarılmayı Teşvik Eden Ayetler
Bu sohbetin sonunda ey kardeşim, sizi yüce Allah’ın peygamberi Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in üzerinde indirdiği bu yüce ayetlerle baş başa bırakıyorum! Şüphesiz bu ayetler müminlerin kalbinin hastalıkları için şifadır. Bu ayetleri oku ve düşün, mümkünse “Tefsir Şeyh Abdurrahman el Sadi” veya “Tefsir b. Kesir” gibi özet tefsirlere başvur.
“Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.” (Bakara 214)
“Elif Lâm Mîm. İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler. Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir. (Ankebut 1-3)
“İman edip de salih amel işleyenler var ya, biz onları mutlaka salihler (iyiler) arasına sokacağız. İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Allah’a inandık” derler. Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca, insanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi Allah’ın azabı gibi tutar. Andolsun, Rabbinden bir yardım gelecek olsa mutlaka, “Biz de sizinle beraberdik” derler. Allah, herkesin kalbinde olanı en iyi bilen değil midir? (Ankebut 9-10)
“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa, gönlü onunla hoş olur. Şayet başına bir kötülük gelirse, gerisingeri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir. (Hac 11)
“Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!” (Fussilet 30)
“Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de. Onlar cennetliklerdir. Yapmakta olduklarına karşılık, orada sürekli kalacaklardır. (Ahkaf 13-14)
Dine sarılmayı teşvik eden ve Allah'ın gerçek müminler için neler hazırladığını açıklayan diğer ayetlerin bulunmasının yanı sıra, Allah'ın Kitabı bu manayı tasdik eden en güzel şekilde açıklayan ayetlerle doludur. Sen kardeşim, Kur'an'ı okumaya odaklan! Onu tefekkür ederek ve algılayarak oku; inşallah bu ayetlerde sabırlı olmak, sıkılmamak, umutsuzluğa kapılmamak ve karamsarlığa kapılmamak için en iyi yardımcıyı bulacaksın. Çünkü bu dünya yurdu kısa sürede yok olup gidecek ve sonra kul, Rabbinin katında verdiği nimete kavuşacaktır; eğer sevap işlemişse iyilik görecek, günah işlemişse şer görecektir.
“Herkesin yaptığı iyiliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah, sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah, kullarını çok esirgeyicidir. (Ali İmran 30)
Allah'tan kalbinizi hayırlara ısındırmasını, O’nunla karşılaşıncaya kadar sizi bu yolda sabit tutmasını, kötülük ve zararı sizden uzaklaştırmasını dilerim. O, hakkıyla her şeyi işitendir ve kullarına yakındır. Yüce Allah en yücedir ve en iyi bilendir.
Allah'ın salat ve selamı, kulu ve peygamberi Muhammed'e, ailesine ve ashabına olsun.
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi
İlgili konular