0 / 0
13,09914/03/2015

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in: “Biliniz ki bana, Kur’an ve onun benzeri verildi.” Sözü ne anlama gelmektedir?

Soru: 128162

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in: “Biliniz ki bana, Kur’an ve onun benzeri verildi.” Sözünün anlamı nedir?

Cevap metni

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

“Bu hadis, Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-‘den sâbit olarak gelen sahih hadislerdendir.

Hadiste geçen … وَمِثْلَهُمَعَهُ… anlamı: Yani AllahTeâlâ, O’na Kur’an’dan başka bir vahiy vermiştir ki, o da Kur’an’ıtefsir eden ve anlamını açıklayan sünnettir.

… وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَلِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ [سورة النحل من الآية :44 ]

“(Ey elçi!) Sana da Zikri (Kur’an’ı) indirdik ki insanlarakendileri için indirileni açıklayasın, ta ki düşünüpöğüt alsınlar.”[1]

Dolayısıyla Allah TeâlâO’na Kur’an’ı vahyettiğigibi, sünneti de vahyetmiştir. Sünnet; namaz, zekât, oruç, hac, dîn vedünya işleri gibi konularla ilgili olarak Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-‘den sâbit olan hadislerdir. Buna göre sünnet; AllahTeâlâ’nın,risâleti kemâle erdirmekve tebliği tamamlamak için Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘evahyettiği ikinci vahiydir.

Sünnet;Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in, söz, fiil ve takriri(onayı) ile ümmetine açıkladığı hadisleridir.

Örneğinşu sözlerinde olduğu gibi:

إنَّمَاالأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ، وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى, فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إلَى اللَّهِوَرَسُولِهِ,فَهِجْرَتُهُ إلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ,وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إلَى دُنْيَا يُصِيبُهَا أَوْ امْرَأَةٍ يَتَزَوَّجُهَا, فَهِجْرَتُهُ إلَى مَا هَاجَرَإلَيْهِ [متفق عليه]

“Ameller, ancak niyetlere göre geçerlilikkazanır. Herkes ancak (ameliyle) niyetettiğinin karşılığını alır. Kimin hicreti,(niyet ve kasıt olarak) Allah ve elçisi için ise, onun hicreti (sevapve ecir olarak) Allah ve elçisi içindir. Kimin de hicreti dünyadan birmenfaat elde etmek ya da bir kadınla evlenmek için ise, onun da hicreti,hicret ettiği gâye içindir.”[2]

لاَيَقْبَلُ اللَّهُ صَلاةَ أَحَدِكُمْ إذَا أَحْدَثَ حَتَّى يَتَوَضَّأَ. [رواهالبخاري]

“Biriniz (önden ve arkadan çıkan şeyler gibi, abdesti bozanşeylerle) abdesti bozulunca, abdest almadıkça, Allah onunnamazını kabul etmez.”[3]

لاَ تُقْبَلُ صَلاَةٌ بِغَيْرِ طُهُورٍ وَلاَ صَدَقَةٌ مِنْغُلوُلٍ. [ رواه مسلم]

“Abdestsiznamaz ve (savaşta elde edilen) ganîmettençalınan maldan verilen sadaka kabul olunmaz.”[4]

الصَّلَوَاتُ الخَمْسُ،وَالجُمُعَةُ إِلَى الجُمُعَةِ، كَفَّارَاتٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ، مَا لَمْ تُغْشَالكَبَائِرُ. [رواه مسلم]

“Büyükgünahlar işlemeyi kasdetmediği sürece, beş vakit namazlar ileCuma namazı, öteki Cuma’ya kadar arada işlenen (küçük)günahlara keffârettir.”[5]

Bunun gibikulların ihtiyaç duydukları her konuda ve Allah -azze ve celle-‘ninkitabı Kur’an-ı Kerim’in tefsiri hakkında daha nice sahihhadisler vardır. -Allah’ın salât ve selâmı, O’nun üzerineolsun-.

Bu vahiy(yani sünnet); Allah Teâlâ’nın kendisine vahyettiği, Nebi -sallallahualeyhi ve sellem-‘in de onu ümmetine haber verip beyan ettiği birvahiydir. Dolayısıyla sünnet;anlam olarak Allah Teâlâ’dan bir vahiydir. Fakat Nebi -sallallahu aleyhive sellem-‘in sözüdür.

Nitekimyukarıda geçen şu hadiste olduğu gibi:

إنَّمَاالأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ، وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى, فَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إلَى اللَّهِوَرَسُولِهِ,فَهِجْرَتُهُ إلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ,وَمَنْ كَانَتْ هِجْرَتُهُ إلَى دُنْيَا يُصِيبُهَا أَوْ امْرَأَةٍ يَتَزَوَّجُهَا, فَهِجْرَتُهُ إلَى مَا هَاجَرَإلَيْهِ [متفق عليه]

“Ameller, ancak niyetlere göre geçerlilikkazanır. Herkes ancak (ameliyle) niyetettiğinin karşılığını alır. Kiminhicreti, (niyet ve kasıt olarak) Allah ve elçisi için ise, onunhicreti (sevap ve ecir olarak) Allah ve elçisi içindir. Kimin de hicretidünyadan bir menfaat elde etmek ya da bir kadınla evlenmek için ise, onunda hicreti, hicret ettiği gâye içindir.”[6]

البَيِّعَانِ بِالخِيَارِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا، فَإِنْصَدَقَا وَبَيَّنَا بُورِكَ لَهُمَا فِي بَيْعِهِمَا، وَإِنْ كَتَمَا وَكَذَبَامُحِقَتْ بَرَكَةُ بَيْعِهِمَا. [رواه البخاري ومسلم]

“Satıcıile alıcı birbirlerinden ayrılmadıkları sürece (yaptıklarıalışveriş işlemini bozmakta) muhayyerdirler.Eğeronlar doğru söyler ve (gerekli) açıklamalardabulunurlarsa, alışverişleri bereketlendirilir. Eğer yalansöyler ve (eşya ile paranın kusurları gibi,açıklanması gereken şeyleri) gizlerlerse,alışverişlerinin bereketi yok edilir.”[7]

Yine,Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in Rabbi -azze ve celle-‘den rivâyetettiği Kudsî hadisler de O’na verilen ikinci vahyin kapsamına girer. DolayısıylaKudsî hadisler de bir vahiydir ve Allah Teâlâ’nın sözlerindendir. FakatKudsî hadisler, Kur’an hükmünde değildir.

Kudsî hadiseörnek, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in, Rabbi -azze vecelle-‘den rivâyet ettiği şu hadistir:

يَا عِبَادِي! إِنِّي حَرَّمْتُ الظُّلْمَ عَلَى نَفْسِي،وَجَعَلْتُهُ بَيْنَكُمْ مُحَرَّمًا، فَلَا تَظَالَمُوا، يَا عِبَادِي كُلُّكُمْضَالٌّ إِلَّا مَنْ هَدَيْتُهُ، فَاسْتَهْدُونِي أَهْدِكُمْ، يَا عِبَادِي!كُلُّكُمْ جَائِعٌ إِلَّا مَنْ أَطْعَمْتُهُ، فَاسْتَطْعِمُونِي أُطْعِمْكُمْ، يَاعِبَادِي! كُلُّكُمْ عَارٍ إِلَّا مَنْ كَسَوْتُهُ، فَاسْتَكْسُونِي أَكْسُكُمْ،يَا عِبَادِي! إِنَّكُمْ تُخْطِئُونَ بِاللَّيْلِ وَالنَّهَارِ، وَأَنَا أَغْفِرُالذُّنُوبَ جَمِيعًا، فَاسْتَغْفِرُونِي أَغْفِرْ لَكُمْ، يَا عِبَادِي! إِنَّكُمْلَنْ تَبْلُغُوا ضَرِّي فَتَضُرُّونِي وَلَنْ تَبْلُغُوا نَفْعِي، فَتَنْفَعُونِي،يَا عِبَادِي! لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْكَانُوا عَلَى أَتْقَى قَلْبِ رَجُلٍ وَاحِدٍ مِنْكُمْ مَا زَادَ ذَلِكَ فِيمُلْكِي شَيْئًا، يَا عِبَادِي! لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَإِنْسَكُمْوَجِنَّكُمْ كَانُوا عَلَى أَفْجَرِ قَلْبِ رَجُلٍ وَاحِدٍ، مَا نَقَصَ ذَلِكَمِنْ مُلْكِي شَيْئًا، يَا عِبَادِي! لَوْ أَنَّ أَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْوَإِنْسَكُمْ وَجِنَّكُمْ قَامُوا فِي صَعِيدٍ وَاحِدٍ فَسَأَلُونِي فَأَعْطَيْتُكُلَّ إِنْسَانٍ مَسْأَلَتَهُ، مَا نَقَصَ ذَلِكَ مِمَّا عِنْدِي إِلَّا كَمَايَنْقُصُ الْمِخْيَطُ إِذَا أُدْخِلَ الْبَحْرَ، يَا عِبَادِي! إِنَّمَا هِيَأَعْمَالُكُمْ أُحْصِيهَا لَكُمْ، ثُمَّ أُوَفِّيكُمْ إِيَّاهَا، فَمَنْ وَجَدَخَيْرًا، فَلْيَحْمَدِ اللهَ، وَمَنْ وَجَدَ غَيْرَ ذَلِكَ، فَلَا يَلُومَنَّإِلَّا نَفْسَهُ. [رواه مسلم]

“Ey kullarım! Ben nefsimezulmü haram ettim, onu sizin aranızda da haram kıldım.Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.

Ey kullarım! Hidâyet verdiklerim dışında hepiniz (doğru yoldan)sapmışlarsınız. Öyleyse benden hidâyet isteyin ki sizehidâyet edeyim!

Ey kullarım! Benim yedirdiklerim dışında hepinizaçlarsınız. Öyleyse benden yiyecek isteyin ki size yiyecekvereyim!

Ey kullarım! Benim giydirdiklerim dışında hepinizçıplaklarsınız! Öyleyse benden giyinme talep edin ki sizigiydireyim!

Ey kullarım! Siz gece ve gündüz günah işliyorsunuz. Ben ise bütüngünahları affediyorum. Öyleyse benden mağfiret isteyin ki sizibağışlayayım.

Ey kullarım! Bana  zarar verme mevkiineulaşamazsınız ki bana zarar veresiniz! Bana fayda sağlamamertebesine de ulaşamazsınız ki bana menfaatsağlayasınız.

Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz;insanlarınız ve cinleriniz hepsi de sizden en muttaki birinsanın kalbi üzere  olsaydınız, bu benim mülkümde hiç birşeyi zerre miktar artırmazdı.

Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz;insanlarınız ve cinleriniz, sizden en fâcir (günahkâr) bir kimsenin kalbi üzereolsaydınız, bu benim mülkümden zerre kadar bir şey eksiltmezdi.

Ey kullarım! Eğer sizin öncekileriniz ve sonrakileriniz;insanlarınız ve cinleriniz bir düzlükte toplanıp bana taleptebulunsaydınız, ben de her insana istediğini verseydim, bu, benimnezdimde olandan, iğnenin denize batırıldığızaman meydana gelen eksilme kadar bir noksanlık ancak meydana getirirdi.

Ey kullarım! Bunlar sizin  amelleriniz, onları sizin içinsayıyorum. Sonra bunlarınkarşılığını  size vereceğim.Öyleyse sizden kim bir hayırla karşılaşırsa Allah’ahamd etsin. Kim de hayır değil de başka bir şey bulursa,kendinden başka bir şeyi kınamasın (başına geleni kendinden bilsin).”[8]

Bütün bunlar, Allah Teâlâ’nın şusözü kapsamına girer:

وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَى * مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْوَمَا غَوَى * وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَى * إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى [سورة النجم الآيات: 1-4]

“Battığı zaman yıldıza andolsunki, arkadaşınız (Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem- haktan) sapmadı ve azmadı. O (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-) hevâsınagöre konuşmaz. O (Kur’an ve sünnet), vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.”[9],[10]


[1] Nahl Sûresi: 44

[2] Buhârî, hadis no: 54, Müslim, hadisno: 1907/155

[3] Buhârî, hadis no: 6954. Müslim, hadisno: 2/225

[4] Müslim

[5] Müslim, hadis no: 233

[6] Buhârî, hadis no: 54, Müslim, hadisno: 1907/155

[7] Buhârî veMüslim

[8] Müslim,Ebu Zer’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet etmiştir.

[9] NecmSûresi: 3-4

[10] “Mecmû’ Fetâvâ İbn-iBaz”, c: 25, s: 58-61

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android