Ben, genç bir kızım. Kısa bir süre önce babamı kaybettim. Babam -Allah ona rahmet etsin-, hemen görebileciğim kadar evimize çok yakın olan bir kabristana defnedildi.
Müslüman erkeğin kabristana uğradığı zaman selâm verdiği gibi, benim de kabristana uğradığım zaman babama selâm vermem câiz midir?
Kadının, kabristana uğradığında ölülere selâm vermesi
Soru: 131847
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Hamd,yalnızca Allah’adır.
Birincisi:
Kadınların kabirleri (kabristanı) ziyâretetmeleri,ilim ehli arasında ihtilaflı bir konudur. Bu konuda dahaihtiyatlı olan, ziyâret etmemeleridir.
Bu konuda daha detaylı bilgi için (8198)nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.
İkincisi:
Bir kadının, -ziyâret amacı olmamasıkaydıyla-, kabristana uğradığı zaman ölülereselâm vermesinde bir sakınca yoktur. Çünkü bu konudayasaklayıcı bir delil yoktur. Fakat her diriyi uzaktangördüğünde ona selâm vermesi meşrû olmadığı gibi,evinden kabristanı her gördüğünde de selâm vermesi meşrû değildir.Bunun içindir ki Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in, mescitten Bakîkabristanına selâm verdiğine dâir hiçbir hadis gelmemiştir.Aksine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sadece Baki kabristanınageldiği zaman oradaki ölülere selâm verirdi.
Nitekim Bureyde’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyetolunduğuna göre o şöyle demiştir:
كَانَ رَسُولُاللَّهِ صَلَّىاللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُعَلِّمُهُمْ إِذَاخَرَجُوا إِلَى الْمَقَابِرِ،فَكَانَ قَائِلُهُمْ يَقُولُ : السَّلَامُ عَلَيْكُمْأَهْلَ الدِّيَارِ مِنَالْمُؤْمِنِينَ وَالْمُسْلِمِينَ ، وَإِنَّا إِنْشَاءَ اللَّهُ لَلَاحِقُونَ،أَسْأَلُ اللَّهَ لَنَا وَلَكُمْ الْعَافِيَةَ. [رواه مسلم ]
“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabristana çıkacakları zaman (nesöyleyeceklerini)ashâbınaöğretirdi.(Onlardanmezarlığa gideni) şöyle derdi:
-Bu yurdun (kabristanın) mü’minler vemüslümanlardan olan sâkinleri! Allah’ın selâmı üzerinize olsun. Allah’ınizniylebiz de size kavuşacağız(îmân üzere öleceğiz). Allah’tanbize ve size, (her türlü belâlardan, dünyâ ve âhiret azabından) kurtuluşdileriz.” (Müslim, hadis no: 975)
Diğer rivâyet ise şöyledir:
أَنَّ رَسُولَاللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَكَانَ إِذَا أَتَى عَلَى الْمَقَابِرِ قَالَ:السَّلَامُ عَلَيْكُمْ أَهْلَالدِّيَارِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُسْلِمِينَ ،وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللَّهُبِكُمْ لَاحِقُونَ، أَنْتُمْ لَنَا فَرَطٌ، وَنَحْنُلَكُمْ تَبَعٌ، أَسْأَلُاللَّهَ الْعَافِيَةَ لَنَا وَلَكُمْ. [ رواهالنسائي ]
“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabristana geldiğizaman şöyle derdi:
-Bu yurdun (kabristanın) mü’minler vemüslümanlardan olan sâkinleri! Allah’ın selâmı üzerinize olsun. Allah’ınizniylebiz de size kavuşacağız(îmân üzere öleceğiz). Siz bizim öncülerimizsiniz, biz dearkanızdan geleceğiz. Allah’tan bize vesize, (her türlü belâlardan, dünyâ ve âhiret azabından) kurtuluşdileriz.” (Nesâî, hadis no: 2040)
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’e -Allah ona rahmet etsin-:
“Ben,kadınların, kabirleri (kabristanı) ziyâret etmelerinin haramolduğunu ve bunun câiz olmadığını biliyorum. Fakat birbacımız diyor ki: Ben, babamın refakatinde annemin kabriniziyâret etmek istiyorum. Bu kendisine câiz midir?” diye sormuş, bununüzerine o şöyle cevap vermiştir:
“Buona câiz değildir. Çünkü kadın, ister kendisi tekbaşına olsun, isterse mahremiyle birlikte olsun, kabirleri(kabristanı) ziyâret etmekten yasaklanmıştır. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirleri ziyâreteden kadınlara lânet etmiştir. Eğer annesine fayda vermekistiyorsa, AllahTeâlâ’ya yalvarıp annesi için duâ etsin. Nerede olursa olsun, Allah Teâlâ’ya annesi için duâ ederse, Allah Teâlâ onun duâsını kabul eder. Zirâ anne bu duâdanistifâde edecektir.
Evet… Birkadın, kabirleri (kabristanı) ziyâret etme amacınındışında bir şey için evinden dışarı çıkarve daha sonra kabristana uğrarsa, kabristanın yanında duruporadaki ölülere bilinen şu şekilde selâm vermesinde ve dahasonra oradan ayrılmasında bir sakınca yoktur:
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ دَارَ قَوْمٍ مُؤْمِنيِنَ، وَإِنَّاإِنْ شاَءَ اللهُ بِكُمْ لاَحِقوُنَ، يَغْفِرُ اللهُ لَنَا وَلَكُمْ ، يَرْحَمُاللهُ الْمُسْتَقْدِمِينَ مِنَّا وَمِنْكُمْ وَالْمُسْتَأْخِرِينَ، نَسْأَلُ اللهَلَناَ وَلَكُمُ الْعاَفِيَةَ، اَللَّهُمَّ لاَ تَحْرِمْناَ أَجْرَهُمْ وَلاَ تُضِلَّناَ بَعْدَهُمْ، وَاغْفِرْ لَنَا وَلَهُمْ.
“Eymü’minler yurdunun (kabristanın) sâkinleri! Allah’ınselâmı üzerinize olsun. Allah’ın izniyle biz de size kavuşacağız(îmân üzere öleceğiz). Allah’tan bize ve size, (her türlübelâlardan, dünyâ ve âhiret azabından) kurtuluş dileriz. Allah, bizdenve sizden daha önce ölenlere de, sonra öleceklere de merhametetsin. Allahım!Onların ecrinden bizi mahrum etme ve bizi onlardan sonra saptırma. Bizive onları bağışla.” (“Nuru’nAle’d-Derb Fetvâları”)
Allah Teâlâen iyi bilendir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi
İlgili konular