Âile fertlerimden birisi reenkarnasyon fikrine inanmakta, ben ise bu fikre şiddetle karşı çıkmaktayım. İslâm'ın -var ise- bu olaya bakışı ve bu olay hakkındaki hükmü nedir? Onların görüşlerini düzeltmek istiyorum.Çünkü Allah Teâlâ'ya olan îmânlarının azalmakta olduğunu görmekteyim.
REENKARNASYON (TENÂSUH) FİKRİNE İNANMANIN HÜKMÜ NEDİR?
Soru: 14379
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Reenkarnasyon (tenâsuh)'dan kastedilen şey; bir kimse öldüğü zaman, ruhu başka birisinin bedenine intikal eder ve dünyada işlemiş olduğu ameller sonucu intikal ettiği bedende ya mutlu, ya da bedbaht olur. Böylelikle ruh, bir bedenden başka bir bedene intikal eder.
Ruhun bir bedenden başka bir bedene intikal ettiğini söylemek; en bâtıl sözdür, Allah Teâlâ'yı, kitaplarını ve elçilerini (peygamberlerini) inkâr etmekte en büyük küfürdür. Çünkü dînen bilinmektedir ki, peygamberlerin getirmiş olduğu dînler ve Allah Teâlâ'nın göndermiş olduğu kitapların hepsi, âhiret gününe ve hesaba, cennet ve cehenneme îmânı kapsamıştır. Reenkarnasyon fikrine inanmak ise, bütün bunları inkâr etmektir.
İslâm'ın, âhiret günü ve yeniden diriliş konusuna bakışı, Allah'ın kitabı ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde açıkça belirtilmiştir.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda aşağıdaki âyetlerde şöyle buyurmuştur:
كل نفس ذائقة الموت ثم إلينا ترجعون[ سورة العنكبوت الآية: ٥٧]
"Her can, ölümü tadacaktır.Sonra (hesap vermek için) bize döndürüleceksiniz." (Ankebût Sûresi: 57)
إليه مرجعكم جميعا وعد الله حقا إنه يبدأ الخلق ثم يعيده ليجزي الذين آمنوا وعملوا الصالحات بالقسط والذين كفروا لهم شراب من حميم وعذاب أليم بما كانوا يكفرون[ سورة يونس الآية: ٤]
"Hepinizin dönüşü yalnızca O’nadır.Bu, Allah’ın gerçek sözüdür. Mahlûkatı ilk önce O yaratır. O'na îmân eden edip iyi davranışta bulunanları adâletle mükâfatlandırmak için öldükten sonra onları tekrar diriltir. Kâfirlere gelince, inkâr etmekte oldukları şeyler sebebi yle onlar için içecek olarak kaynar su ve gayet acıklı bir azap vardır." (Yunus Sûresi:4)
يوم نحشر المتقين إلى الرحمن وفدا ونسوق المجرمين إلى جهنم وردا[ سورة مريم الآيتان: ٨٥ – ٨٦]
""O gün muttakîleri, (onlara çok merhametli olan Rableri) Rahmân'ın huzurunda kendilerine ikramda bulunulmuş bir heyet olarak toplayacağız. Günahkârları (Allah'ı inkâr edenleri) ise, susuz kalmış yayalar halinde cehenneme sevkedeceğiz." (Meryem Sûresi: 85-86)
لقد أحصاهم وعدهم عدا وكلهم آتيه يوم القيامة فردا[ سورة مريم الآيتان: 94 – 95]
"O, onların (kullarının) hepsini saymış ve sayılarını tek tek tesbit etmiştir. Ve onların hepsi de kıyâmet günü (yanında malı veya evlâdı olmaksızın) O’nun huzuruna tek başına gelecektir." (Meryem Sûresi: 94-95)
الله لا إله إلا هو ليجمعنكم إلى يوم القيامة لا ريب فيه[ سورة النساء الآية: ٨٧]
"Allah, O'ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık olmayan ilahtır. Onda asla hiç şüphe olmayan kıyâmet günü hepinizi bir araya toplayacaktır. Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?" (Nisâ Sûresi: 87)
زعم الذين كفروا أن لن يبعثوا قل بلى وربي لتبعثن ثم لتنبؤن بما عملتم وذلك على الله يسير[ سورة التغابن الآية: ٧]
"Kâfirler, öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerini iddiâ ettiler. (Ey Peygamber! Onlara) de ki: Hayır!Rabbime yemîn olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da (dünyada) yaptıklarınız size tek tek bildirilecektir. Bu, Allah’a göre pek kolaydır." (Teğâbun Sûresi: 7)
Bunlar gibi daha birçok muhkem âyetler vardır.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde ise, âhiret zikredilmiş, onun gerçek olduğu onaylanmış ve âhiret hakkında sayılamayacak kadar çok olan detaylı bilgiler verilmiştir.
İşte bunlardan birisi de Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözüdür:
( "إنكم محشورون حفاة عراة غرلا ثم قرأ : ( كما بدأنا أول خلق نعيده وعدا علينا إنا كنا فاعلين) وأول من يكسى يوم القيامة إبراهيم" الحديث ، رواه البخاري (3100) ومسلم ( 5104)ْ
"Ey insanlar! Sizler yalınayak, çırılçıplak ve sünnetsiz olarak Allah’ın huzuruna toplanacaksınız.Sonra şu âyeti okudu: 'İlk defa yoktan varettiğimiz gibi yeniden yaratacağız.Bu bizim va'dimizdir. Biz gerçekten bunu yapmaya muktediriz.'(Enbiyâ Sûresi: 104) Dikkat edin! Kıyâmet günü ilk giydirilecek olan İbrahim -aleyhisselâm-'dır. Dikkat edin! Ümmetimden birtakım kimseler getirilip sol tarafa cehennem tarafına doğru yöneltilirler.Ben: Ey Rabbim! Bunlar benim ashâbımdır, derim. Bunun üzerine: Sen bunların senden sonra ne bid'atler ortaya çıkarıp kötülükler yaptıklarını bilmezsin, denir. Bunun üzerine ben sâlih kul İsa -aleyhisselâm-’ın dediği gibi derim: 'Ben, onlara söylememi emrettiğin şeyden başkasını söylemedim. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin, dedim ve onların arasında yaşadığım sürece onların üzerinde kontrolcu idim. Beni aralarından tutup aldığında üzerlerinde denetleyici sadece sen kaldın. Sen zaten her şeye yeterince şâhitsin. Eğer onları azaba çarptırırsan onlar senin kullarındır ve eğer onları bağışlarsan doğrusu sen, çok güçlü ve üstün olansın ve yaptığın her şeyi yerli yerince yapansın.' Bunun üzerine bana: Onlar, sen aralarından ayrıldığından beri hala dînden dönmüş haldediler, denir."(Buhârî; hadis no: 3100. Müslim; hadis no: 5104)
Başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:
إِنَّ فِي الْإِنْسَانِ عَظْمًـا لَا تَأْكُلُهُ الْأَرْضُ أَبَدًا فِيهِ يُرَكَّبُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، قَالُوا: أَيُّ عَظْمٍ هُوَ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: عَجْبُ الذَّنَبِ. [ رواه مسلم ]
"Şüphesiz insandan öyle bir kemik vardır ki toprak onu asla yiyemez (çürütemez). İnsanın (ilk yaratışı o kemikten başladığı gibi) kıyâmet günü ikinci yaratılışı da oradan başlayacaktır.
(Sahâbe):
– O kemik hangisidir ey Allah'ın elçisi? diye sordular.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– O, kuyruksokumu (sağrı) kemiğidir, buyurdu." (Müslim; hadis no: 5255)
Yine başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:
تُدْنَى الشَّمْسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنَ الْـخَلْقِ حَتَّى تَكُونَ مِنْهُمْ كَمِقْدَارِ مِيلٍ.قَالَ سُلَيْمُ بْنُ عَامِرٍ: فَوَاللهِ مَا أَدْرِي مَا يَعْنِي بِالْـمِيلِ أَمَسَافَةَ الأَرْضِ أَمِ الْـمِيلَ الَّذِي تُكْتَحَلُ بِهِ الْعَيْنُ؟ قَالَ: فَيَكُونُ النَّاسُ عَلَى قَدْرِ أَعْمَالِهِمْ فِي الْعَرَقِ، فَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى كَعْبَيْهِ، وَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى رُكْبَتَيْهِ، وَمِنْهُمْ مَنْ يَكُونُ إِلَى حَقْوَيْهِ، وَمِنْهُمْ مَنْ يُلْجِمُهُ الْعَرَقُ إِلْـجَامًا. قَالَ: وَأَشَارَ رَسُولُ اللَّهِ ^ بِيَدِهِ إِلَى فِيهِ. [ رواه مسلم ]
"Kıyâmet günü güneş, kullara bir mil mesâfede oluncaya kadar yaklaştırılacaktır. (Hadisin râvilerinden birisi olan) Süleym b. Âmir dedi ki: Allah'a yemîn olsun ki, mil ile uzaklık mesâfesini mi, yoksa göze çekilen sürme milini mi kasdettiğini bilmiyorum. İnsanlar amelleri miktarınca ter içinde olacaklardır. Onlardan kimisi aşık kemiğine kadar ter içinde olacak, kimisi diz kapaklarına kadar ter içinde olacak, kimisi beline kadar ter içinde olacak, kimisi de ter ağzına basbayağı gem vuracak şekilde olacaktır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu sırada eliyle ağzına işâret ediyordu." (Müslim; hadis no:5108)
Yine başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:
آتِي بَابَ الْـجَنَّةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَأَسْتَفْتِحُ، فَيَقُولُ الْـخَازِنُ: مَنْ أَنْتَ؟ فَأَقُولُ: مُحَمَّدٌ، فَيَقُولُ: بِكَ أُمِرْتُ لَا أَفْتَحُ لِأَحَدٍ قَبْلَكَ. [ رواه مسلم ]
"Kıyâmet günü cennetin kapısına ilk önce ben geleceğim ve kapısını çalacağım. Cennetin bekçisi seslenecek:
– Sen kimsin? diye soracak.
Ben de diyeceğim ki:
– Muhammed.
Bunun üzerine, cennetin bekçisi diyecek ki:
– Bu kapıyı senden önce birisine açmamakla emrolunmuştum." (Müslim; hadis no: 292)
Bu hadislerin dışında daha birçok hadis vardır.
Reenkarnasyon (tenâsuh) fikrine inanmak ve bunu söylemek, yukarıda zikredilen âyet ve hadisleri yalanlamak ve ölümden sonraki yeniden dirilişi inkâr etmektir.
Kabir azabı, kabir nimeti ve iki meleğin (Münker ve Nekir'in) sorgusunun isbatıkonusunda İslâm şeriatında gelen naslar, insanın ruhunun başka bir kimseye intikal etmediğine apaçık delillerdir.Hatta insanlar Rablerinin huzurunda hesap vermek için toplanıncaya kadar kabir azabı ve kabir nimeti, hem ruha, hem de bedene olacaktır.
İmam İbn-i Hazm -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Müslümanların, onların hepsinin onların kâfirler olduğunda oybirliğine varmaları, onların bu sözünü söyleyen kimsenin İslâm dîni üzere olmadığı ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'ın bundan başka bir dîni getirdiği, onlara reddiye olarak yeterlidir."
(el-Faslu fi'l-Mileli ve'l-Ehvâi ve'n-Nihal";c:1, s: 166)
İnsan bedeninin yok olacağına, kıyâmet günü onun yeniden diriltilmeyeceğine, onun cennet nimetlerini veya cehennem azabını tatmayacağına inanmak,insanı şehevî duyguları ve karanlıklar içerisinde boğulmasına götüren bir yoldur.Bu bozuk inanca sahip olanlardan şeytanın istediği şey de işte budur.Buna ilâve olarak bu bâtıl ve sapık inanç, bu kötü mezhep sebebiyle ona inananları küfre götürür.
Sana düşen görev, bu insana nasihat etmen, ona, Allah Teâlâ ile elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sözlerini hatırlatman, bu küfürden tevbe etmeye dâvet etmendir. Eğer tevbe edip Allah Teâlâ'ya dönmezse, ondan uzaklaşman, onunla birarada oturmaktan şiddetle sakınman ve insanları bu sapık inançla kandırmaması için onun bu inancından uzak olduğunu ilan etmen gerekir.
Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.
Kaynak:
Şeyh Muhammed Salih El Muneccid