BİR ŞEYLE MEŞGUL İKEN KUR’AN DİNLEMEK

Hamd,
yalnızca Allah’adır.

Radyo veya
teyp aracılığıyla Kur’an-ı Kerim dinlemek,
insanın karşılığında ecir aldığı salih
bir ameldir. Bir kimsenin çalışırken veya bir şeyle
meşgul iken, -mümkün olduğunca dinleyebiliyorsa- Kur’an dinlemesinde
bir sakınca yoktur.Ancak Kur’an’a dinleyemecek ve ona kulak veremeyecek
kadar bir işle meşgul ise, bu takdirde Kur’an’a karşı edepli
olması ve saygı gösterilmesi ortadan kalktığı
için böyle yapmaması gerekir.

İmam
Nevevî -Allah ona rahmet etsin- “et-Tibyân fî Hamelet’l-Kur’an”
adlı kitabında s: 92’de şöyle demiştir:

“Toplu
halde Kur’an okuyan bazı gâfillerin hafife aldıkları,
aslında önem verilmesi ve yapılması gereken şeylerden
birisi de Kur’an’a saygı gösterilmesidir.

Kuran’a
saygıdan birisi de, Kur’an okurken gülmekten, boş ve faydasız
sözler söylemekten kaçınmaktır. Ancak konuşulması
gereken ve mecbur kalınan söz bunun dışındadır.
”

– Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e indirilmiş Allah’ın
kelâmıdır.Onu okumak ve çokça tilâvet etmek müstehaptır.

– Kur’an, cennetin basamaklarından çıkma vesilesidir.

Nitekim Amr b. el-Âs’tan -Allah ondan râzı
olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem- şöyle buyurmuştur:

يُقَالُ لِصَاحِبِ الْقُرْآنِ:
اقْرَأْ وَارْتَقِ وَرَتِّلْ كَمَـا كُنْتَ تُرَتِّلُ فِي الدُّنْيَا؛ فَإِنَّ
مَنْزِلَتَكَ عِنْدَ آخِرِ آيَةٍ تَقْرَأُ بِهَا. [رواه أحمد وأبو
داود والترمذي وابن ماجه]

“(Dünyada sürekli) Kur’an okuyan (ona göre
hareket eden) kimseye (kıyâmet günü cennete girerken)
şöyle
denilir:

– Kur’an’ı oku, cennetin basamaklarından
çık ve Kur’an’ı dünyada tertil ettiğin gibi tertil et. Zirâ
senin makamın, okuyacağın son âyetin yanındadır.”
(Ahmed, Ebu Dâvud, Tirmizî ve İbn-i Mâce).

Kur’an dinlemek

Aynı şekilde Kur’an dinlemek de
müstehaptır.

Nitekim Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- Ebu Musa el-Eş’arî’nin -Allah ondan
râzı olsun- kıraatını dinlemiş ve ona şöyle demiştir:

لَوْ رَأَيْتَنِي وَأَنَا أَسْتَمِعُ لِقِرَاءَتِكَ
الْبَارِحَةَ لَقَدْ أُوتِيتَ مِزْمَارًا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ.

[ رواه البخاري ومسلم ]

“Dün gece senin
kıraatını dinlerken keşke beni görmüş
olsaydın. Andolsun ki sana, Dâvud’un sahip olduğu güzel ses
verilmiş.” (Buhârî ve
Müslim).

Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- Abdullah b. Mes’ud’dan -Allah ondan râzı
olsun- kendisine Kur’an okumasını istemiş ve şöyle
buyurmuştu:

اقْرَأْ عَلَيَّ. قُلْتُ: أَقْرَأُ عَلَيْكَ وَعَلَيْكَ
أُنْزِلَ؟ قَالَ: إِنِّي أُحِبُّ أَنْ أَسْمَعَهُ مِنْ غَيْرِي.

[ رواه البخاري ومسلم]

“Bana Kur’an oku.

(Abdullah b.
Mes’ud) dedim ki:

–
Kur’an sana indiği halde sana mı Kur’an okuyayım?

Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

–
Şüphe yok ki ben, başkasından Kur’an dinlemeyi severim.”
(Buhârî ve Müslim).

Soruyu
soran kardeşim,

Aynı
şekilde sorunda zikrettiğin CD’den, teypden, radyodan veya
televizyondan Kur’an dinlemen de müstehaptır. Bu amel, ister evinde olsun,
ister arabada olsun, ister otobüste olsun, isterse bu zikredilen yerlerin
dışında başka uygun yerlerde olsun, onu dinlediğin
müddetçe ve sen ondan gâfil olmadıkça hüküm aynıdır (yani
müstehaptır). Sen, bu Kur’an dinlemene karşılık mutlaka ecir
alırsın.

Allah Teâlâ en
iyisini bilendir.