İndir
0 / 0
8,89421/04/2010

Kâmet ve hutbe sırasında “Lâ ilâhe illallah” sözüne gelince şehâdet parmağıyla işâret etmek

Soru: 149954

Namaz için kâmet getirilirken müezzin: “Lâ ilâhe illallah” derken bazı namaz kılanların sağ el parmaklarını yumduklarını ve şehâdet parmaklarını kaldırdıklarını görüyorum.

Aynı şekilde Cuma hutbesi sırasında veya ilim halkaları sırasında imam veya hatip: “Lâ ilâhe illallah” sözünü tekrar ettiği zaman böyle yaptıklarını görüyorum.

Bu davranış, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘den vârid olmuş mudur?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

“Bu
konuda bir şey geldiğini bilmiyorum, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem-‘den de bu konuda bir şey vârid olduğunu sanmıyorum.
Sadece namazdaki iki oturuşta, birinci ve ikinci teşehhüdde Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in şehâdet parmağıyla işâret
ettiği vârid olmuştur.

Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- birinci ve ikinci oturuşta şehâdet
parmağını kaldırır ve onunla tevhîde işâret
ederdi.

Ezân veya
kâmetten sonraki zikire gelince, bu konuda Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem-‘den bir şey ezberlemedim. Ancak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve
sellem- insanlara, müezzin ezân okurken ve kâmet getirirken icâbet etmelerini
ve ezân ve kâmetin ardından kendisine salât ve selâm getirdikten sonra
şöyle demelerini onlara meşrû kılmıştır:

اَللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ،
وَالصَّلاَةِ القَائِمَةِ، آتِ مُحَمَّداً الوَسِيلَةَ وَالفَضِيلَةَ، وَابْعَثْهُ
مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ.

“Bu
tam dâvetin (tevhîd dâvetinin) ve devamlı [1]
olan namazın Rabbi olan Allahım! Muhammed’e vesîle [2]
ve fazîleti [3]
ver. Onu (kıyâmet günü) vadettiğin Makam-ı Mahmûd’a [4] ulaştır.”Buhâri (1/152);Tırnak içindeki kısım
Beyhaki’den (1/410) Abdulaziz b. Baz,(Tuhfetu’l-Ahyar s.38) bu ziyadenin
geldiği isnadın hasen olduğunu söyler.

Yine
şöyle demelerini onlara meşrû kılmıştır:


مَنْ قَالَ حِينَ
يَفْرُغُ مِنَ
الْوُضُوءِ: أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ
لَهُ،
وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ، فُتِحَتْ لَهُ أَبْوَابُ
الْجَنَّةِ
الثَّمَانِيَةُ يَدْخُلُ مِنْ أَيِّهَا شَاءَ.
[ رواه مسلم ]

“Her kim, abdest aldıktan sonra: ‘Eşhedu en lâ
ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, ve eşhedu enne Muhammeden
abduhu ve rasûluh’ (Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah
olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağının
bulunmadığına şehâdet ederim. Yine Muhammed -sallallahu
aleyhi ve sellem-’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim) derse, cenneti
sekiz kapısı ona açılır ve dilediğinden içeri
girer.”
(Müslim; hadis no: 209)

Tirmizî -Allah ona rahmet etsin- hadisi şu
fazlalıkla rivâyet etmiştir:

اَللَّهُمَّ
اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ.

“Allahım!
Beni çokça tevbe edenlerden kıl ve beni
(günah ve
pisliklerden) temizlenenlerden eyle.” (Tirmizî; hadis no:
78)

Bu hadisin isnadı
sahihtir.

Dolayısıyla abdestten
sonra şöyle demesi meşrûdur:

أَشْهَدُ أَنْ
لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ
لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ
وَرَسُولُهُ، اَللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ
الْمُتَطَهِّرِينَ.

“‘Eşhedu en lâ ilâhe illallah ve eşhedu enne
Muhammeden abduhu ve rasûluh’ (Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah
olmadığına, O’nun bir olduğuna ve ortağının
bulunmadığına şehâdet ederim. Yine Muhammed -sallallahu
aleyhi ve sellem-’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim).Allahım!
Beni çokça tevbe edenlerden kıl ve beni
(günah ve
pisliklerden) temizlenenlerden kıl.”

Bir rivâyette şöyle gelmiştir:

… ثُمَّ يرَفَعَ نَظَرَهُ إِلَى السَّمَاءِ…

“…sonra gözlerini göğe doğru
kaldırır…”

Fakat ne bu konuda, ne kâmetten sonra, ne de namaza
başlarken şehâdet parmağıyla işâret edileceğine
dâir rivâyetlerden hiçbir şey bilmiyorum. Bildiği tek şey, bunun
sadece iki teşehhüdde olduğudur. Zirâ Rasûlullah -sallallahu aleyhi
ve sellem- ilk ve son teşehhüdde şehâdet parmağıyla
işâret ederdi.”

الحاشية السفلية

الحاشية السفلية
1
[1]
Hadiste geçen “el-Kâime”
lafzı, devamlı anlamındadır. Çünkü namazı,
hiçbir dîn ve hiçbir şeriat değiştirmemiştir. Gökler
ve yer var oldukça
namaz devam edecektir.
2
[2]
Vesîle: Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem-‘in de haber verdiği gibi, cennette bir makamdır.
3
[3]
Fazîlet: Diğer yaratılanlara
göre fazladan bir makamdır.
4
[4]
Makam-ı Mahmûd: Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in kıyâmet günü Rabbinin huzurunda durup
ümmeti için şefaat dileyeceği övülen makamdır.

Kaynak

Abdulaziz b. Baz; "Nuru'n ale'd-Derb Fetvâları"; c: 2, s: 1049

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android
at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android