İndir
0 / 0
493515/08/2010

Araba kullanmaktan dolayı meşakkat, stres ve korku içerisinde bulunan ve uykuya ihtiyacı olan kimsenin iki namazı birleştirmesi

Soru: 151034

Kocam şoför olarak çalışıyor ve işe çıkmadan önce hergün sabah namazı için erken uyanıyor.Dolayısıyla onun için yatsı namazı vakti geç olmaya başladı. Kocam, çok zor olan işinde mücâdele ederken çok yorgun düşüyor ve akşam namazından sonra biraz dinlenmek için uyumaya çalışıyor ama onunla birlikte biz de hemen uykuya dalıyoruz. Kocam, genellikle de saatın çalmasıyla ancak uykudan uyanabiliyor. Ayrıca kocam (yarı uyanık halde değil de) tam uyur halde araba kullanmaya başladı. Çünkü kendisi günde 6 saatten daha az uyuyor.Bu sebeple kocamın akşam namazı ile yatsı namazını birleştirmesi câiz midir? Çünkü ben, onun ve onunla beraber arabaya binenlerin yolda başlarına bir kaza gelmesinden endişe ediyorum.

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Aslolan; her namazı dînen tayin edilen vaktinde
kılmaktır.

… إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَى
الْمُؤْمِنِينَ كِتَاباً مَّوْقُوتاً
[ سورة النساء من الآية: 103 ]

“…Çünkü namaz, bilinen vakitlerde müminlerin üzerine
farz kılınmıştır.” (Nisâ Sûresi: 103)

Bu sebeple özür olarak iki namazı
birleştirmek câiz değildir. İki namazı birleştirmeyi
mübah kılan mazeretlerden birisi de meşakkatin meydana gelmesidir.

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn’e -Allah
ona rahmet etsin-:

“Bazı ülkelerde yatsı namazının
vaktinin girdiği kızıllığın kaybolması
geciktiği için bu durum insanlara zor ve meşakkatli gelmektedir. Bu
durumda ne yapılmalıdır?” diye sorulmuş, bunun üzerine
o şöyle cevap vermiştir:

“Eğer yatsı namazının vaktinin
girdiği kızıllık, sabah namazından uzun bir süre
önce kayboluyorsa ve bu süre, yatsı namazını kılmak
için yeterliyse, bu kimselerin kızıllığın
kaybolmasını beklemeleri gerekir. Eğer beklemek onlara zor ve
meşakkatli geliyorsa, bu takdirde sıkıntı ve meşakkati
ortadan kaldırmak için akşam namazı ile yatsı
namazını cem-i tekdim olarak birleştirmeleri câiz olur.
Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

… يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ
الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ…
[ سورة البقرة من الآية: 185 ]

“… Allah sizin hakkınızda
(dîninde) kolaylık
ister, zorluk istemez…” (Bakara Sûresi: 185)

Allah Teâlâ şöyle yine buyurmuştur:

… وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي
الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ …
[ سورة الحج من الآية: 78 ]

“Allah,
din konusunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi.” (Hac Sûresi: 78)

İbn-i
Abbas’tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna
göre o şöyle demiştir:

صَلَّى رَسُولُ الله صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَالظّهْر وَالْعصر جَمِيعًا وَالْمغْرب وَالْعشَاء
جَمِيعًا
بِالْمَدِينَةِ مِنْ غَيْرِ خَوْفٍ وَلا سَفَرٍ
وَلا مَطَرٍ. قِيلَ لابْنِ عَبَّاسٍ:
مَا حَمَلَهُ عَلَى ذَلِكَ؟ قَالَ : أَرَادَ أَنْ لاَ
يُحْرِجَ أُمَّتَهُ.
[ رواه مسلم ]

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi
ve sellem- hiçbir korku ve yolculuk hali olmaksızın ve yağmur
yağmaksızın öğle ve ikindiyi birleştirerek,
akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı.

İbn-i Abbas’a:

– Onu
(Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘i) buna yönelten şey neydi (neden
böyle yaptı)? Diye sorulunca o şöyle demiştir:

– O -sallallahu aleyhi ve sellem-,
(iki namazı birleştirmeyi terk ederek)
ümmetine zorluk ve sıkıntı vermemek istedi (sıkıntıya sokmak
istemedi).” (Müslim)

Allah Teâlâ, hayır ve salâh olan işlerde herkesi muvaffak
kılsın.” (Mecmû’ Fetâvâ İbn-i Useymîn; c: 12, s: 206)

Buna
göre eşinizin saat kurmak sûretiyle yatsı namazı için
uyanması ve güven içinde işine devam etmesi mümkünse ve böyle
yapmak kendisine zor ve meşakkatli gelmiyorsa, iki namazı (akşam
ve yatsı namazını) birleştiremez.Yok eğer uykudan
uyanamıyorsa veya uykudan uyanırsa bu durum onun az uyumasına
sebep olacak ve işini bırakmasına veya uykulu bir halde araba kullanmasına
sebep olacaksa, -gözüken o ki-, zorluk ve meşakkat vermesinden
dolayı bu kimsenin iki namazı birleştirmesi câizdir. Ayrıca
İslâm âlimleri, işi ve muhtaç olduğu geçiminde zarar
görmekten endişe edenin iki namazı birleştirmesinin câiz
olduğunu zikretmişlerdir.

el-Behûtî -Allah
ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Malı
veya muhtaç olduğu geçiminin (nafakasının) zarar
görmesinden korkan veyahut da tarla veya bahçesini sularken o halde
bırakıp (mescide) giderse, tarla veya bahçesinin bozulmasından
endişe eden veyahut da tarla ve bahçe bekçisi gibi, korumakla mükellef
olduğu bir şeyi bırakıp gittiğinde o şeyin
kaybolmasından endişe eden kimse, Cuma ve cemaat namazını
terk etmekte mazur görülür. Çünkü böyle bir durumdaki zorluk
ve meşakkat, âlimlerin ittifakıyla elbiseyi ıslatacak kadar
yağan yağmurun özür kabul edilmesinden daha fazladır.”
(Keşfu’l-Kinâ’; c: 1, s: 496)

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android