İndir
0 / 0

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e niçin salât getiriyoruz?

Soru: 180852

Yeryüzünde 1400 yıldan beri milyarlarca insan yaşadı. İnsanlar, bütün namazlarında, özel duâlarında ve O’nun adının anıldığı her vakitte Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salavât getirmektedirler. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- her türlü günahlardan korunmuş (masum) ve kâmil bir insan olduğuna göre, onu cennete girdirmesi için bizden niçin bütün bu selâmlara ve bereket duâlarına ihtiyaç duymaktadır? Oysa kâmil olmayan biziz ve bizi cennete girdirmesi için bu selâmlara ve bereket duâlarına şiddetle muhtaç olan biziz. Yoksa Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât getirmemizin ve O’na selâm vermemizin farklı başka bir sebebi mi vardır?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Birincisi:

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât getirmek; en
fazîletli ibâdetlerden ve kulu, Allah’a yaklaştıran en kıymetli
amellerdendir.

Nitekim Allah Teâlâ, mü’min kullarına bunu emrederek
şöyle buyurmuştur:


إِنَّ اللهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ
آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً
[سورة الأحزاب الآية: 56 ]

“Şüphesiz
Allah ve melekleri, Nebi’yesalât[1]
getirirler. Ey îmân edenler! Siz de O’na salât getirin ve tam bir
teslimiyetle selâm verin.”[2]

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- de kendisine salât
getirmeye teşvik etmiş, ecrinin kat kat fazla olduğunu, kulun günahlarının
bağışlanması ve ihtiyaçlarının giderilmesi için
salâtın bir vesile olduğunu beyan etmiştir.

Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda
şöyle buyurmuştur:


مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلَاةً وَاحِدَةً صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ عَشْرَ صَلَوَاتٍ، وَحُطَّتْ عَنْهُ عَشْرُ خَطِيئَاتٍ، وَرُفِعَتْ
لَهُ عَشْرُ دَرَجَاتٍ.
[ رواه النسائي وصححه الألباني في صحيح سنن النسائي ]

“Kim
bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât eder, ondan on
günahını siler ve (cennetteki)derecesini on kat artırır.”[3]

Ubeyy b. Ka’b’dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet
olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

قُلْتُ
: يَا رَسُولَ اللهِ! إِنِّي أُكْثِرُ الصَّلَاةَ عَلَيْكَ، فَكَمْ أَجْعَلُ لَكَ
مِنْ صَلَاتِي؟ فَقَالَ: مَا شِئْتَ، قَالَ: قُلْتُ: الرُّبُعَ؟ قَالَ: مَا
شِئْتَ، فَإِنْ زِدْتَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكَ، قُلْتُ: النِّصْفَ؟ قَالَ: مَا شِئْتَ،
فَإِنْ زِدْتَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكَ، قَالَ: قُلْتُ: فَالثُّلُثَيْنِ؟ قَالَ: مَا
شِئْتَ، فَإِنْ زِدْتَ فَهُوَ خَيْرٌ لَكَ، قُلْتُ: أَجْعَلُ لَكَ صَلَاتِي كُلَّهَا
؟ قَالَ: إِذًا تُكْفَى هَمُّكَ، وَيُغْفَرُ لَكَ ذَنْبُكَ.
[ وروه الترمذي
وحسنه الألباني
في سنن الترمذي]

“Ey
Allah’ın elçisi! Ben sana çok salât getiriyorum. Duâmın ne
kadarını sana tahsis edeyim? dedim.

Bunun
üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

-Dilediğin kadarını(tahsis edebilirsin).

Ben de:

-Dörtte
birini
(tahsis edeyim mi)? dedim.

O:

-Dilediğin kadarını(tahsis edebilirsin). Fakat artırırsan
senin için daha
hayırlı olur, buyurdu.

Ben:

-Yarısını
(tahsis edeyim mi)? dedim.

O:

-Dilediğin kadarını(tahsis edebilirsin).Fakat artırırsan senin için daha hayırlı olur, buyurdu.

Ben:

-Üçte
ikisini (tahsis edeyim mi)?
dedim.

O:

-Dilediğin kadarını(tahsis edebilirsin). Fakat artırırsan senin için daha hayırlı olur, buyurdu.

Ben:

-Duâmın
hepsini (tahsis edeyim mi)?
dedim.

Bunun üzerine şöyle buyurdu:

-O zaman (salât vesilesiyle) sıkıntıların
giderilir ve günahların da bağışlanır.”[4]

İkincisi:

Yukarıda: “Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-
her türlü günahlardan korunmuş (masum) ve kâmil bir insan olduğuna
göre, onu cennete girdirmesi için bizden niçin bütün bu selâmlara ve
bereket duâlarına ihtiyaç duymaktadır? Oysa kâmil olmayan biziz ve
bizi cennete girdirmesi için bu selâmlara ve bereket duâlarına
şiddetle muhtaç olan biziz” diye soran bayan kardeşim!

Bu itirazınızın, şu sebeplerden
dolayı yeri yoktur:

1.
Biz, Nebi -sallallahu aleyhi ve
sellem-‘e salât getirmek ve selâm vermekle emrolunduk.

Nitekim Allah Teâlâ, bu konuda şöyle
buyurmuştur:


إِنَّ اللهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ
آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً
[سورة الأحزاب الآية: 56 ]

“Şüphesiz
Allah ve melekleri, Nebi’yesalât[5]
getirirler. Ey îmân edenler! Siz de O’na salât getirin ve tam bir
teslimiyetle selâm verin.”[6]

Salât, bir ibâdettir. Müslümanın; Allah
Teâlâ’nın emrine uyması ve O’nun emrine itiraz etmemesi gerekir.

2.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e
salât getirmenin fazîleti, sadece Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e
dönmez. Aksine O’na salât getiren kimseye de döner.Nebi -sallallahu
aleyhi ve sellem-‘e salât getirmek hakkında gelen hadislerdeki fazîlet,
yalnızca Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât getiren kimse içindir.

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona
rahmet etsin-, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in:


مَنْ صَلَّى عَلَيَّ صَلَاةً وَاحِدَةً صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ عَشْرَةً.

“Kim bana bir defa salât getirirse, Allah
da ona on salât eder.”

Hadisini şerh ederken
şöyle demiştir:

“Yani sen: ‘Allahım!
Muhammed’e salât et, dediğin zaman, Allah da bu salât vesilesiyle sana on
defa salât eder. Böylelikle Allah Teâlâ, kendisine yakın meleklerinin
yanında sana on defa senâda bulunmuş olur.”[7]

3.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in hakkı, Allah
Teâlâ’nın hakkından sonra hakların en büyüğüdür. Allah
Teâlâ, O’nun vesilesiyle cinleri ve insanları kurtarmış ve küfür
karanlıklarından îmân nuruna çıkarmıştır.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ
الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
[ سورة
الحديد الآية: 9 ]

“O, size
karanlıklardan
aydınlığa (küfür
karanlıklarından îmâm nuruna)çıkarmak
için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size
karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.”[8]

Başka bir âyette
şöyle buyurmuştur:


الر كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى
النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
[ سورة
إبراهيم الآية: 1 ]

“Elif. Lâm. Râ. (Bu Kur’an), Rablerinin izniyle
insanları karanlıklardan aydınlığa, her şeye
galip ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana
indirdiğimiz bir kitaptır.”[9]

Allah
Teâlâ’nın, nihâyetinde bir beden sağlığı olmasına
rağmen iyileşmesini elinde vesile kıldığı bir
doktoru, insan onun adını sıkça anıyorsa, Allah
Teâlâ’nın, insanın hem ruhunu, hem de bedenini, onun elleriylesıhhata kavuşturduğu kimsenin
durumu nice olur?

Nebi
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in ümmeti üzerindeki haklarından birisi de,
yaptığı iyiliğe ve O’nun üzerimizdeki bazı
haklarına karşılık olarak O’na sıkça salât
getirmektir.

İbn-i
Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Şüphesiz
Allah Teâlâ, kendisinin ve meleklerinin O’na salât getirdiklerini haber
verdikten hemen sonra mü’minlere O’na salât getirmelerini emretmiştir.
Bunun anlamı; Allah Teâlâ ve O’nun melekleri, elçisi Muhammed -sallallahu
aleyhi ve sellem-‘e salât getiriyorlarsa, siz de ona salât getirin.O’nun
risâleti sayesinde nâil olduğunuz bereket sebebiyle O’na salât ve selâm
getirmeye siz daha hak sahibisiniz.”[10]

Değerli
âlim Abdurrahman es-Sa’dî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle
demiştir:


… يَا أَيُّهَا الَّذِينَ
آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً

“…Ey îmân edenler! Allah’ı ve meleklerini örnek alarak,
sizin üzerinizdeki bazı haklarına karşılık
olması, îmânınızın kemâle ermesi, O’na saygı
göstermeniz, O’nu sevmeniz, O’na bir ikram olması, sevaplarınızın
artması ve günahlarınızın bağışlanması
için siz de O’na salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.”[11]

Allah’ın
salât ve selâmı, gece ve gündüz, birbiri ardınca döndüğü
sürece kıyâmete kadar O’nun üzerine olsun.

Allah’ın
salât ve selâmı, O’nu anan salih kimselerin sayısınca O’nun
üzerine olsun.

Ey
bacım!

Sen de
nefsini bu fazîletten mahrum etme!

Allah Teâlâ,
itaatleri fırsat bilerek onları değerlendirmede bize yardım
etsin ve nefislerimizin kötülüklerinden bizi korusun. Şüphesiz O, karşılıksız
verendir, çok cömerttir.

Allah Teâlâ en iyi
bilendir.


[1]

Şüphesiz
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât ve selâm getirmek, en fazîletli ve mü’mini
Allah’a yaklaştıran en büyük amellerdendir. Müslüman, O’na salât ve
selâm getirmekle, Rabbinden salât ve selâma, cennette derecesinin yükselmesine,
sevaplarının artmasına, günahlarının
bağışlanmasına, dünya ve âhirette mutluluğa nâil olur.

“Salât”ın ne anlama
geldiği konusunda âlimler şöyle demişlerdir:

Allah’ın kuluna salât etmesi; onu
meleklerinin yanında methetmesidir.

Meleklerin salât etmesi;

onun için Allah Teâlâ’dan istiğfarda bulunmasıdır.

İnsanların salât etmesi ise; ona duâ etmesidir.


[2]
Ahzâb Sûresi: 56


[3]
Nesâî,
hadis no: 1297. Elbânî, “Sahih-i Sünen-i Nesâî”de hadisin sahih
olduğunu belirtmiştir.


[4]
Tirmizî, hadis no: 2457. Elbânî de
“Sahih-i Sünen-i Tirmizde hadisin sahih olduğunu
belirtmiştir.


[5]

Şüphesiz
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât ve selâm getirmek, en fazîletli ve mü’mini
Allah’a yaklaştıran en büyük amellerdendir. Müslüman, O’na salât ve
selâm getirmekle, Rabbinden salât ve selâma, cennette derecesinin yükselmesine,
sevaplarının artmasına, günahlarının bağışlanmasına,
dünya ve âhirette mutluluğa nâil olur.

“Salât”ın ne anlama
geldiği konusunda âlimler şöyle demişlerdir:

Allah’ın kuluna salât etmesi; onu
meleklerinin yanında methetmesidir.

Meleklerin salât etmesi;

onun için Allah Teâlâ’dan istiğfarda bulunmasıdır.

İnsanların salât etmesi ise; ona duâ etmesidir.


[6]
Ahzâb
Sûresi: 56


[7]
İbn-i
Useymîn, “Riyâzu’s-Sâlihîn Şerhi”


[8]
Hadid Sûresi: 9


[9]
İbrahim Sûresi:19


[10]
“Celâu’l-Efhâm”


[11]

“es-Sa’dî Tefsiri”, c: 1, s: 671 (Ahzâb Sûresi: 56. âyetin tefsiri)

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android