Allah’ın sevgisi cennette tüm kulları için eşit mi olacak? Cennet ehli, diğer yüksek derecede ki cennet ehlinden kıskanacak mı?
Allah’ın sevgisi cennette tüm kulları için eşit mi olacak? Cennet ehli, diğer yüksek derecede ki cennet ehlinden kıskanacak mı?
Soru: 316194
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Birincisi: Allah sevgisi dünyada ki tüm Müminlere eşit olmayıp değişkendir. Zira bu sevgi onların Allah’ın emirlerine uymaları ve göstermiş oldukları fedakârlıklara göre değişiklik gösterir. Bir hadiste şöyle denilmektedir: “Allah’a en sevimli kulları, ailesine en yararlı olanlardır”. (Abdullah bin Ahmed. Elbani; Hasen demiştir)
Başka bir hadiste: “Allah’a en sevimli insan, insanlara en faydalı olandır. Yüce Allah’a en sevimli amel; bir Müslümanın gönlüne girdirilen sevinçtir, bir sıkıntısını gidermek, borcunu ödemek, açlığını gidermektir. Şüphesiz bir kardeşimle yürüyüp onun ihtiyacını gidermek, bu mescidimde (Mescidi Nebevi) bir ay itikaf etmekten daha hayırlıdır. Her kim kudreti ve imkanı var olduğu halde öfkesine hakim olursa kıyamet gününde Allah onun kalbini rızayla doldurur. Her kim bir kardeşinin işini sonuçlandırıncaya kadar onunla yürürse, ayakların kaydığı günde Allah onun ayağını sabit kılar. (İbn Ebi Dünya, Elbani Hasen demiştir. )
Cennet konusuna gelince: Gayb konuları ve bu kapsamda Allah’ın isim ve sıfatları hakkında görüş bildirilmez. Bilakis gelen deliller ışığında konuşulabilir.
İkincisi: Cennet ehli, farklı derece ve makamlarda yaşarlar. Bu konuda bir çok delil bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise şöyledir: Ebu Said el Hudri Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: Cennet ehli odalarda oldukları halde üstlerinden geçen cennet ehlini görürler. Tıpkı ufukta doğudan batıya giden inci gibi parlak yıldızları gördüğünüz gibi. Bunlar aralarındaki fazilet farkından dolayıdır. Sahabiler "Ey Allah'ın Resûlü! Bu söylediğiniz, peygamberlerin makamı olmalı, başkaları oraya ulaşamamalı!" dedi. Ancak Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Ruhumu kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun! Odalarda kalanlar (peygamberler değiller), Allah'a inanıp peygamberleri tasdik eden kimselerdir!" buyurdular." (Buhari 3256, Muslim 2831)
Muğire bin Şu’be Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Musa aleyhisselam Rabbine sordu: "Derece itibariyle cennet ehlinin en düşüğü kimdir? "Allahu Teala buyurdu: "O, cennet ehli cennete dahil edildikten sonra gelecek olan bir adamdır ki kendisine: "Cennete gir!" denilir. Adam; "Ey Rabbim nasıl gireyim. Herkes yerlerine yerleşti, mekanlarını tuttu!" der. Ona şöyle denilir: "Sana dünya meliklerinden birinin mülkü kadar mülk verilmesine razı mısın?" "Rabbim! razıyım!" der. Allahu Teala: "Sana bu verilmiştir. Onun misli, onun misli, onun misli, onun misli de." Adam beşincide: "Ey Rabbim razı oldum (yeter)!" der. Allahu Teala: "Bu sana verildi, on misli daha verildi. Ayrıca gönlün her ne isterse, gözün neden zevk alırsa, sana hep verilmiştir!" buyurur. Buna karşılık adam: Razı oldum ey Rabbim! Der. (Muslim 189)
Öfke, nefret ve kıskançlık ise tüm bunlar cennet ehlinin kalbinden sökülür. Böylece cennette kıskanan veya öfkelenen kimse olmaz.
Yüce Allah şöyle buyurdu: “Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. (Onlara:) “Esenlikle, güven içinde o Cennetlere girin” denilir. Göğüslerinde kinden (hasetten ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. O cennetlerde onlara, hiçbir yorgunluk ve bitkinlik erişmez ve oradan çıkarılacak da değillerdir. (Hicr 45-48)
El Sadi tefsirinde şöyle dedi: Bu ayetler; Cennet ehlinin birbirlerini ziyaret ettikleri ve toplanıp buluştuklarını gösterir. Öyle ki karşı karşıya edep içinde otururlar. Kimse kimseye sırtını dönmez, inci ve tüm mücevherlerle süslenmiş yataklar üzerinde yaslanırlar.
Başka ayette yüce Allah şöyle buyurdu: “
“… Rableri onlara tertemiz bir şarab içirmiştir.” İnsan/21
İbn Kesir Rahimehullah şöyle dedi: “yani içlerini kıskançlık, kin, nefret ve diğer kötü ahlak ve davranışlardan temizlemiştir. Nitekim Müminlerin emiri Ali bin Talip Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Cennet ehli cennetin kapısına geldiklerinde iki pınar görürler, o pınarlardan içmeleri içlerine doğar, birinden içmeleriyle içlerindeki tüm kötü duygular giderilir, diğer pınardan yıkanmalarıyla üzerlerine bir parlaklık ve güzellik oluşur” (Tefsir İbn Kesir 8/293)
Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: "Cennete ilk girecek zümre, dolunay gecesindeki ay suretindedir. Onu takip eden zümre, parlaklık yönüyle gökteki en büyük yıldız gibidir. Cennetlikler işemezler, büyük abdest de bozmazlar, tükürmezler, sümkürmezler de, Tarakları altın ve gümüştendir, terleri misktir, Buhurdanları öd ağacından, Her birine; güzellikten baldırlarının iliği etin arkasından görülen iki eş verilecektir. Aralarında anlaşamamazlık ve küsüşme olmayacaktır. Kalpleri, tek kalp olacaktır. Sabah-akşam Allah'ı tesbih edeceklerdir.” (Buhari 3006, Muslim 5063)
Her şeyden önemlisi kulun cennete girmeye çalışmasıdır. Daha sonra dereceleri düşünür. Yüce Allah şöyle buyurdu: “Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir.”
Allah bize ve size cenneti nasip etsin ve bizi ateşten korusun.
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi