Yüce Allah Kur’an’da şöyle demektedir: “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.’ Sürekli istiğfar ettiğim hâlde çocuk sahibi olmadığım gibi genellikle yağmur da yağmaz. Bu nasıl olur?
Sürekli İstiğfar Yaptığı Hâlde Yağmur Yağmadı ve Çocuğu da Olmadı
Soru: 319879
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Şer’î naslarda sabit olduğu kadarıyla istiğfar etmek; dünyada güzel bir hayat geçirme, çocuk, mal ve bol rızıklara sahip olma ve yağmur yağma sebebidir.
Yüce Allah şöyle dedi: “Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim.
Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.” (Hud 2-3)
Müfessir şeyh Muhammed el Emin el Şinqitî Rahimehullah şöyle dedi:
Bu ayet; Allah’a yapılan istiğfarın ve günahlardan tövbe etmenin kişinin belirli bir zamana kadar güzel bir hayat geçirmesine sebep olduğunu gösterir. Çünkü ayette şart ve karşılığı şeklinde bir kural olarak görülmektedir.
Güzel yaşamdan maksat; rızkın bolluğu, dünyada sıhhat ve afiyettir. Belirli bir zamandan maksat ise ölüme kadardır. Bunu pekiştiren başka bir ayet mevcuttur:
“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.” (Hud 52) “Dedim ki: “Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi mallarla, oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, sizin için ırmaklar var etsin.”
Başka bir ayette: “Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.” (Nahl 97)
“Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler(in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.” (Araf 96)
“Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!” (Maide 66)
“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır.” (Talak 3) Edvâu’l-Beyân 3/11-12)
İkincisi:
Şayet istiğfar eden kişi için çocuk olması veya yağmur yağması gecikse bile, Allah hakkında kötümser olmak doğru değildir. Bilakis kişi kendine döner ve kendi kötülüğüne bakar. Belki sadece dili ile istiğfar etmiş fakat kalbi ile huşu içinde istiğfar etmemiş olabilir. Yüce Allah şöyle dedi: “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.” (Araf 55-56)
Ebu Hureyre r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Kabul edileceğine kesin olarak inanarak Allah'a dua ediniz ve biliniz ki, Allah gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez.” (Tirmizî 3479, Elbani Hasen demiştir)
Belki de istiğfar edenin bilmediği günahları vardır ve onlardan tövbe etmemiş, böylece istiğfar etmemiş olabilir.
Bununla birlikte Müslüman, inancında Allah’ın mükemmel adalet sahibi olduğuna inanır. Yüce Allah kuluna zerre kadar zulmetmez. Yüce Allah mükemmel bir hikmete sahiptir. Dolayısıyla kulun, Rabbi hakkında kötümser olmaması ve hikmetine itiraz etmemesi gerekir.
Yüce Allah şöyle dedi: “O, yaptığından dolayı sorgulanamaz fakat onlar sorgulanırlar.” (Enbiya 23)
Şeyhulislam İbn Teymiyye Rahimehullah şöyle dedi:
Yüce Allah her şeyin yaratıcısı, her şeyin sahibi ve Rabbidir. Yarattığı her şeyde yüksek bir hikmeti vardır. Her şeyde kapsayıcı bir nimet, genel ve özel bir rahmet vardır. O hiçbir yaptığından dolayı sorguya çekilemez. Ancak herkes Allah tarafından sorguya çekilir. bu durum sadece O’nun sonsuz kudret ve güç olmasından dolayı değil, bilakis sonsuz ilim, hikmet ve rahmet sahibi olmasındandır. (Mecmû el Fetâvâ 8/79)
Belki de çocuğun olmaması veya yağmurun yağmaması kişi için bir hayırdır. Belki de bunlardan mahrum olması ve dünya nimetlerinden eksik olması kendisi için daha hayırlıdır.
İbn Kayyım Rahimehullah şöyle dedi:
Rızaya aykırı olan durum çok ısrarcı olmaktır; zira kişi, istediği şeyin Allah’ın rızasına uygun olup olmadığını bilmez. Bir kişinin makam sahibi olması, zengin olması veya bir ihtiyacının giderilmesine dair ısrarcı olması rızaya aykırıdır. Çünkü bunun Allah’ı razı edip etmeyeceğinden kesin bir şekilde emin değildir. (Medâricu’s-Sâlikîn 3/2033)
İbn el Cevzî Rahimehullah şöyle dedi:
Akıllı kimse dua ile Allah’a ibadet eder. Şayet duası kabul olursa şükreder, kabul olmazsa ısrarcı olmaz çünkü dünya her isteğin ulaşılacağı yer değildir. Bilakis kişi, kendi nefsinde şunu söylesin: “Umulur ki bir şeyden hoşnut olmazsınız fakat o sizin için daha hayırlıdır. (Saydu’l-Khâtir 625-626)
Sonuç olarak Müslümanın tüm duası hayırdır, dünyada istediği olmazsa belki de yüce Allah bu duayla ondan bir kötülüğü bertaraf etmiş veya onun karşılığını Ahirete saklamıştır. Her durumda Müslümanın Allah’a hamd etmesi gerekir.
Ubâde bin Sâmit r.a’dan rivayetle Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Yeryüzünde herhangi bir Müslüman, günah işlemek üzere ve akraba ile ilişki kesmek üzere olmaksızın her ne türlü dua ederse Allah o duasında üç şeyden birini kendisine verir: Duasını acil bir şekilde kabul eder, karşılığını ahirette verir veya misliyle ondan bir kötülüğü giderir.” Bunun üzerine orada bulunanlardan biri:
“Öyleyse duayı çoğaltırız.” dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem: “Allah’ın ikramı daha da çoktur.” buyurdu. (Tirmizî 3573)
Daha fazla istifade için (5113 ) ve (229456 ) nolu soruların cevabına bakınız.
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi
İlgili konular