İndir
0 / 0
760307/09/2004

Kâfir devletten telefon görüşmeleri çalmak

Soru: 42513

Bu ülkede yaygın hâle gelen, insanların helal ve haram diye fetvâ vermeye başladıkları bir problemden bahsetmek istiyorum. Bu problem, telefon görüşmeleri hırsızlığıdır.Bu ülkede büyük oranda Arap öğrenciler bulunmakta ve her birisinin ülke dışına telefon etmesi (yurtdışı telefon görüşmesi yapması) gerekiyor. Yurtdışı telefon görüşme ücretlerinin yüksek olması sebebiyle de herkes normal telefon ücretlerinden çok düşük olan telefon görüşmelerinin bulunduğu yerlere gitmektedirler. Bu telefonların sırrı, bunların ya bu ülke vatandaşlarına âit olması veya devlete âit olmasıdır. Birçok kimse, telefonların devlete âit olduğu durumlarda bu devletin müslüman olmadığını, İslâm’a ve müslümanlara düşmanlık beslediğini, bu sebeple onların ekonomisini çökertme hakkımız olduğunu hatta bunu yapmamızın farz olduğunu gerekçe göstermektedir.

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Kâfir bile
olsa bu ülkenin mallarına saldırıp haksız yere ele
geçirmeniz size câiz değildir. Çünkü bu ülke size huzur ve güven
ortamı sağlamış, bu huzur ve güvenle size topraklarına
girme iznini vermiştir. Siz de bu ülkenin huzur ve güvenini
koruyacağınıza ve onunla oynamayacağınıza dâir
söz verdiniz.Siz, bu ülkenin topraklarına girmekle ona söz
vermiş sayılırsınız.Şayet böyle
olmasaydı, bu ülke size giriş izni vermezdi. Müslüman, verdiği
sözden dönmez, ahdini bozmaz ve emânete ihânet etmez.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

… وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ
الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً
[ سورة الإسراء من الآية: 34 ]

“Verdiğiniz sözü yerine getirin.Çünkü
verilen söz, sorumluluk gerektirir.” (İsrâ Sûresi:
34)

Yine
şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ
أَوْفُواْ بِالْعُقُودِ…
[ سورة المائدة من الآية: 1 ]

“Ey îmân edenler! Bağlandığınız
ahitleri (akitleri) yerine getirin…” (Mâide Sûresi:
1 )

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda
şöyle buyurmuştur:


آيَةُ الْمُنَافِقِ ثَلاَثٌ: إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ، وَإِذَا
اؤْتُمِنَ خَانَ، وَإِذَا وَعْدَ أَخْلَفَ.
[ متفق عليه ]

“Münâfıklığın alâmeti üçtür:


Konuştuğu zaman yalan söyler.


Kendisine bir emânet
bırakıldığı zaman ona ihânet eder.


Söz verdiği zaman
sözünde durmaz (sözünü yerine getirmez).”(Buhârî ve Müslim)

Müslim’in
rivâyetinde şu fazlalık da vardır:


آيَةُ الْمُنَافِقِ ثَلاَثٌ وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ وَزَعَمَ
أَنَّهُ مُسْلِمٌ: إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ، وَإِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ، وَإِذَا وَعْدَ
أَخْلَفَ.
[ متفق عليه ]

“Münâfıklığın alâmeti üçtür -namaz
kılsa, oruç tutsa ve müslüman olduğunu iddiâ etse bile-:


Konuştuğu zaman yalan söyler.


Kendisine bir emânet
bırakıldığı zaman ona ihânet eder.


Söz verdiği zaman
sözünde durmaz (sözünü yerine getirmez).”(Müslim)

Başarı,
Allah Teâlâ’dandır.

Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed’e, O’nun âile halkına ve
ashâbına salât ve selâm eylesin.

Kaynak

"İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları"; c: 23, s: 446

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android