Ben, Mekke sakinlerindenim. Umre yapmak istediğimde erkek kardeşimin ısrar etmesi ve mikat yerine gitmeme gerek olmadığını söylemesi nedeniyle mikat yerine gitmeden ihrama girdim. Fakat ben, mikat yerine gitmenin gerekli olduğunu biliyordum.
Bu konuda hüküm nedir?
Eğer bana cezâ kurbanı gerekiyorsa, bu kurbanı Suudi Arabistan dışında bir yere göndermek istersem, bu câiz olur mu?
Umre için Mekke\’den ihrama giren kadına ne gerekir?
Soru: 48955
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Hamd, yalnızca Allah’adır.
Birincisi:
Mekke’de olan ve umre yapmak isteyen kimsenin, umre içinihrama girmek üzere “Hill” denilen (harem sınırlarıdışında) bir yere çıkması gerekir.Umre için Mekke’denihrama girmesi câiz değildir.Eğer böyle yapmazsa, âlimlerinçoğunluğuna göre, koyun veya keçi olmak üzere Mekke’de birkurban kesmesi ve etini harem sınırları içindeki yoksullaradağıtması gerekir.
Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in hanımıÂişe’den -Allahondan râzı olsun- rivâyet olunduğunagöre o şöyle demiştir:
خَرَجْنَا مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ، ثُمَّ قَالَالنَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْيٌفَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ، ثُمَّ لَا يَحِلَّ حَتَّى يَحِلَّمِنْهُمَا جَمِيعًا، فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ، وَلَمْ أَطُفْبِالْبَيْتِ، وَلَا بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَىالنَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: انْقُضِي رَأْسَكِوَامْتَشِطِي وَأَهِلِّي بِالْحَجِّ، وَدَعِي الْعُمْرَةَ، فَفَعَلْتُ. فَلَمَّاقَضَيْنَا الْحَجَّ أَرْسَلَنِي النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَعَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ، فَقَالَ:هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ. قَالَتْ: فَطَافَ الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِبِالْبَيْتِ، وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، ثُمَّ حَلُّوا، ثُمَّ طَافُواطَوَافًا آخَرَ بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُواالْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ، فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا. [ رواه البخاري ومسلم ]
“Vedâ haccında Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-ile çıktık. Umre için telbiye getirerek ihrama girdik.
Sonra Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöylebuyurdu:
-Her kim, beraberinde kurbanı (hedy/hac kurbanı) varsa, umre ile birlikte haciçin telbiye getirip (Kıran haccı için) ihrama girsin. Umre vehaccı bitirinceye kadar ihramdan çıkmasın!
Ben ise Mekke’ye geldiğimde âdetli idim.NeBeytullah’ı tavaf ettim, ne de Safâ ve Merve arasında sa’y ettim.Budurumu Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e şikâyet edince banaşöyle buyurdu:
-Saçının örgülerini çözüp boy abdestal ve saçlarını tara.Ardından hac için telbiye getirip ihramagir ve umreyi bırak.
Bunun üzerine ben de öyle yaptım.Bitirince Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-, (umre için ihrama girmek üzere erkek kardeşim) Abdurrahman b. EbîBekir ile birlikte beni Ten’im’e gönderdi. Ardından umremiyaptım.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- (beni Ten’im’e gönderirken) şöylebuyurdu:
– Burası senin umre için ihrama gireceğinyerdir.
Âişe -Allah ondan râzı olsun- dedi ki:
-Umre için telbiye getirip ihrama girenler,Beytullah’ı tavaf edip, Safâ ve Merve arasında sa’y ettikten sonra ihramlarındançıktılar.Onlar Minâdan döndükten sonra bir tavaf daha (İfâda tavafı/farz tavafı/haccıntavafını/ziyâret tavafını) yaptılar.Hac ve umreyibirleştirenler (hac ve umreyi bir ihramda yapanlar) ise, sadece birtavaf yaptılar.” (Buhârî; hadis no: 1556. Müslim; hadis no: 1211)
Yine Âişe’den -Allah ondan râzı olsun-rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
يَا رَسُولَ اللهِ! اِعْتَمَرْتُمْوَلَمْ أَعْتَمِرْ، فَقَالَ يَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ! اذْهَبْ بِأُخْتِكَفَأَعْمِرْهَا مِنَ التَّنْعِيمِ، فَأَحْقَبَهَا عَلَى نَاقَةٍ فَاعْتَمَرَتْ.[ رواه البخاري ومسلم ]
“Ben:
– Ey Allah’ın elçisi! Siz umre yaptınız,ama ben umre yapamadım, dedim.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
– EyAbdurrahman! Kızkardeşini götür ve umre için onu Ten’im’denihrama girdir.
Bununüzerine Abdurrahman onu devesinin terkisine bindirdi, ardındanÂişe umre yaptı.” (Buhârî; hadis no:1215. Müslim; hadis no: 1211).
Başkabir rivâyette ise Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- Abdurrahman’a şöyle buyurmuştur:
اُخْرُجْ بِأُخْتِكَ مِنَالْحَرَمِ فَلْتُهِلَّ بِعُمْرَةٍ، ثُمَّ افْرُغَا، ثُمَّ ائْتِيَا هَا هُنَا؛فَإِنِّي أَنْظُرُكُمَا حَتَّى تَأْتِيَانِي، قَالَتْ: فَخَرَجْنَا حَتَّى إِذَافَرَغْتُ، وَفَرَغْتُ مِنَ الطَّوَافِ، ثُمَّ جِئْتُهُ بِسَحَرَ، فَقَالَ: هَلْفَرَغْتُمْ؟ فَقُلْتُ: نَعَمْ، فَآذَنَ بِالرَّحِيلِ فِي أَصْحَابِهِ، فَارْتَحَلَالنَّاسُ فَمَرَّ مُتَوَجِّهًا إِلَى الْمَدِينَةِ ضَيْرِ . [ رواه البخاري ومسلم ]
“Kızkardeşinle (harem sınırlarından) çık ki umreiçin telbiye getirip ihrama girsin. Umreyi bitirdikten sonra da bana gelin. Çünküben, siz gelinceye kadar, sizi burada bekleyeceğim.
Âişe -Allah ondan râzı olsun- dedi ki:
– Bunun üzerine (harem sınırlarınındışına) çıktık. Ben, tavafı bitirdikten sonraseher vaktinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in yanına gelince bize:
– Umreyi bitirdiniz mi? diye sordu.
Bunun üzerine ben de:
-Evet, dedim.
Ardından ashâbına yola çıkmaları içinizin verdi. İnsanlar da yola çıktılar. Zararsız birşekilde Medine’ye doğru yola koyuldular.” (Buhârî ve Müslim)
İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in:
“Kızkardeşinle (harem sınırlarından) çık ki umreiçin telbiye getirip ihrama girsin.” emrinde, âlimlerin dediklerigibi: Mekke’de ikâmet eden ve umre yapmakisteyenin mikat yeri, en yakın olan ‘Hill’ (harem sınırlarıdışında bulunan yer)dir’ sözüne bir delildir. Bu kimsenin,harem sınırları içinden ihrama girmesi câiz değildir.”
Âlimler şöyle demişlerdir:
“(Mekke’de ikâmet eden ve umre yapmak isteyen kimsenin)’Hill’e çıkması; umresinde ‘Hill’ ve ‘Harem’i biraraya getirmesi içingerekli olmuştur. Nitekim hac yapan kimse, haccında ‘Hill’ ve’Harem’i biraraya getirir. Örneğin Arafat’ta vakfeye durması, kiorası ‘Hill’dir-, sonra tavaf için Mekke’ye girmesi gibi… Bu detay,Şâfiî mezhebinin görüşüdür.
Aynı şekilde âlimlerin büyükçoğunluğu da şöyle demişlerdir:
(Mekke’de ikâmet eden ve umre yapmak isteyenin) umre içinen yakın ‘Hill’e çıkması gerekir. Eğer ‘Hill’eçıkmadan harem sınırları içinden ihrama girerse, kurban(cezâ kurbanı) gerekir.
Atâ -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyledemiştir:
“(Eğer ‘Hill’e çıkmadan haremsınırları içinden ihrama girerse) kendisine bir şeygerekmez.”
İmam Mâlik -Allah ona rahmet etsin- şöyledemiştir:
“‘Hill’e çıkmadan umre yaparsa, umresi geçerliolmaz.”
Kadı İyad -Allah ona rahmet etsin-şöyle demiştir:
“Mâlik şöyle demiştir: Bu kimsenin,özellikle Ten’im’den ihrama girmesi gerekir.”
Atâ, Mâlik ve Kadı İyad şöyledemişlerdir:”Ten’im, Mekke’den umre yapanların mikatyeridir.”
Fakat bu görüş, şâz ve merduttur(reddolunmuştur).Âlimlerin çoğunluğunun üzerindeolduğu görüş; ‘Hill’ (harem sınırları)dışında bulunan her yön/cihet, aynı hükümdedir. SadeceTen’im’e has değildir. Yine de en iyisini Allah bilir.”
Mekke’de olup da hac yapmak isteyen kimseye gelince, bukimse Mekke’de bulunduğu yerden ihrama girer, ‘Hill’ bölgesineçıkması gerekmez.
Bunun delili şudur:
Abdullah b. Abbas’ın -Allah ondan ve babasındanrâzı olsun- rivâyet ettiği hadiste o şöyle demiştir:
وَقَّتَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِوَسَلَّمَ لِأَهْلِ الْمَدِينَةِ ذَا الْحُلَيْفَةِ وَلِأَهْلِ الشَّامِالْجُحْفَةَ وَلِأَهْلِ نَجْدٍ قَرْنَ الْمَنَازِلِ وَلِأَهْلِ الْيَمَنِيَلَمْلَمَ هُنَّ لَهُنَّ وَلِمَنْ أَتَى عَلَيْهِنَّ مِنْ غَيْرِ أَهْلِهِنَّ مِمَّنْأَرَادَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَمَنْ كَانَ دُونَ ذَلِكَ فَمِنْ حَيْثُ أَنْشَأَحَتَّى أَهْلُ مَكَّةَ يُهِلُّونَ مِنْ مَكَّةَ. [ رواه البخاري ومسلم ]
“Hiç şüphe yok ki Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- Medine halkı içinZul-Huleyfe’yi, Şam halkı için el-Cuhfe’yi, Necd halkı içinKarnu’l-Menâzil’i, Yemen halkı için ise Yelemlem’i mikat yeri tayin ettive (şöyle buyurdu):
-Mikatlar, hac ve umre yapmak isteyen (adı geçen) beldelerin halkları ile obeldelerin halklarından olmayıp o mikatlar üzerinden gelenleriçindir. Bu mikatların sınırları içerisinde ikâmet edenise, âilesinin bulunduğu yerden ihrama girer.Hatta Mekke halkı,Mekke’den telbiye getirerek ihrama girerler.” (Buhârî; hadis no: 1524.Müslim; hadis no: 1181).
Hâfız İbn-i Hacer -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:
“…Hatta Mekkehalkı, Mekke’den telbiye getirerek ihrama girerler.”
Yani Mekke halkı, oradanihrama girmek için mikat yerine gitmelerine gerek yoktur. Aksine Mekke’denihrama girerler. Bu durum (Mekke’den ihrama girme); hac yapan kimse içindir. Umreyapan kimseye gelince, onun en yakın ‘Hill’ bölgesineçıkması gerekir.
el-Muhib et-Taberî şöyledemiştir:
“(Âlimlerden) Mekke’yi, umre için mikat yeriaddeden/sayan hiç kimse bilmiyorum.”
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- de “Hac ve Umre Menâsiki” adlıkitabında mikat yerlerini zikrettikten sonra şöyledemiştir:
“Her kiminyeri, bu mikat yerlerinden Mekke’ye daha yakın ise, onun mikat yeri;bulunduğu (ikâmet ettiği) yerdir ve oradan ihrama girer. Hatta Mekkehalkı, -umre hariç- Mekke’den ihrama girerler.Umre için ise, en yakınolan ‘Hill’den ihrama girerler.” (“Hacve Umre Menâsiki”, s: 27)
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- daha sonra Âişe’ninyukarıda kardeşiyle birlikte geçen hadisini delilgöstermiştir.
İkincisi:
(‘Hill’ bölgesine çıkmayıp Mekke’denihrama girerek umre yaptığından dolayı) Mekke’de bir kurbankesmesi ve etini de Mekke’nin yoksullarına dağıtmasıgerekir. Mekke dışında dağıtması câizdeğildir.Çünkü Allah Teâlâ ihramda iken av avlamanıncezâsı olarak şöyle buyurmuştur:
يَا أَيُّهَاالَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَقْتُلُواْ الصَّيْدَ وَأَنتُمْ حُرُمٌ وَمَنْ قَتَلَهُمِنْكُمْ مُّتَعَمِّداً فَجَزَاءٌ مِثْلُ مَا قَتَلَ مِنَ النَّعَمِ يَحْكُمُ بِهِذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ هَدْياً بَالِغَ الْكَعْبَةِ أَوْ كَفَّارَةٌ طَعَامُمَسَاكِينَ أَو عَدْلُ ذَلِكَ صِيَاماً لِيَذُوقَ وَبَالَ أَمْرِهِ عَفَا اللهَ عَمَّاسَلَف وَمَنْ عَادَ فَيَنتَقِمُ اللهُ مِنْهُ وَا للهُ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ [ سورة المائدة الآية: 95 ]
“Ey îmân edenler! Sizihramlı iken av öldürmeyin. İçinizden her kim onu bilereköldürürse, öldürdüğü o hayvanın benzeri bir cezavardır ki, Kâbe’ye ulaşmış bir kurbanlık olmak üzere,buna içinizden âdil iki kişi hükmedecektir. Yahut düşkünlere yemekyedirmek şeklinde keffaret veya onun dengi oruç tutmaktır.Ta kiyaptığının vebalini tatmış olsun. Allah,geçmiştekileri affetmiştir.Kim de sonradan böyle yaparsa; Allah,ondan intikamını alır.Allah, Aziz’dir, İntikamsahibidir.” (Mâide Sûresi: 95)
Başka bir âyette şöyle buyurmuştur:
لَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ إِلَىأَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ مَحِلُّهَا إِلَى الْبَيْتِ الْعَتِيقِ [ سورة الحجالآية: 33 ]
“O kurbanlıklarda belirli birsüreye (kurban olarak kesilinceye) kadar(yünü ve sütünden istifâde etmenizden,sırtını da binek olarak kullanmanızdan dolayı)sizin için nice faydalar vardır.Sonra kurbanlıkların varacaklarıyer, Beyt-i Atîk ile son bulur (son olarak Harem’de kurban olarak kesilirler).”(Hac Sûresi: 33)
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ DâimîKomitesi’ne; Ten’ime çıkmadan Mekke’de Kudey diye bilinen bir yerde umreiçin ihrama giren birtakım kimseler hakkındaki hüküm sorulmuş, bununüzerine komite şöyle cevap vermiştir:
“Bu kimseler, Kudey diye bilinen yerden ihramagirmekle hata etmişlerdir. ÇünküKudey,’Hill’ (harem sınırları dışında bir yer)değildir.Aksine Kudey, harem sınırları içindedir. Kudey,Ten’im veya Ci’râne hükmünde de değildir. Çünkü Ten’im veCi’râne’nin her ikisi de, ‘Hill’ bölgesindedir. Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- Ci’râne’den ihrama girerek umreyapmıştır. Ten’im’den ise umre yapmamıştır. FakatPeygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Abdurrahman b. Ebî Bekir’ekızkardeşi Âişe ile birlikte gidip umre için Ten’im’denihrama girmesini emretmiştir. Çünkü Ten’im, haremsınırlarına en yakın ‘Hill’ bölgesidir. Şayetumre için harem sınırları içinden ihrama girmek câizolsaydı, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-, Âişe’yebulunduğu yer olan ‘el-Abtah’tan ihrama girmesine izin verir ve kendisiile kardeşine umre için Ten’im’e gitmelerini emretmezdi. Aksine onlarMedine’ye doğru yola çıkmak üzere oldukları için böyle birmeşakkate gerek duymaksızın ona bulunduğu yerden ihramagirmesini emrederdi. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- iki şeyarasında tercih yapmak durumunda kaldığı zaman,-günaholmadığı sürece- bu iki şeyden en kolay olanınıtercih ederdi. Kudey’in Ten’im ve Ci’râne ile kıyaslanması doğrudeğildir. Çünkü mikat yerlerinden ihrama girmek, ibâdetkastıyla yapılır, onu da ancak Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem- tayin etmiştir. Bu kimselerin umrelerisahihtir. Fakat umre için harem sınırları içinden ihrama girdikleriiçin her birine bir kurban gerekir.”
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyledemiştir:
“Hac veya umre yapmak isteyen kimsenin mikat yerineuğradığı zaman oradan telbiye getirip ihrama girmesi vemikat yerini ihramsız geçmemesi gerekir.Eğer mikat yeriniihramsız geçerse, oradan ihrama girmek için tekrar mikat yerinedönmesi gerekir. Mikat yerine döner de oradan ihrama girerse,kendisine bir şey gerekmez. Yok eğer bulunduğu yerden ihramagirer de mikat yerine dönmezse, ilim ehline göre kendisine bir kurbangerekir. Bu kurbanı da Mekke’de kesmesi ve oradaki yoksullaradağıtması gerekir.” (İslâm’ın Rükünleriyleİlgili Fetvâlar; s: 515).
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi