Kevser nedir? Bu Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’e özel midir?
Kevser Nehri ve Kevser Havuzu
Soru: 48995
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Kevser, Arap dilinde mübalağalı çokluk ifade eder.
Şer’i terim açısından ise iki anlamı bulunmaktadır:
Birinci anlam:
Yüce Allah’ın Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’e cennette verdiği bir nehirdir. “Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik.” ayetinden maksat da budur. Nitekim Enes r.a’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Bizler Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’in yanında oturduğumuz sırada “Bir gün Resulullah a.s uyukladı. Sonra başını gülümseyerek kaldırdı.
Dedik ki: “Ey Allah’ın Resulü, seni güldüren nedir?”
Resulullah a.s: “Şimdi bana bir sure indirildi.” buyurdu.
Ve Besmele çekerek Kevser Suresi’ni okudu.
Sonra: “Siz Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?” buyurdu.
Dedik ki: “Allah ve Resulü, daha iyi bilir.”
Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem: “O, Allah’ın bana vadettiği bir nehirdir. Onun başında çokça hayırlı şeyler vardır. O, bir havuzdur. Kıyamet gününde ümmetim ondan su içmeye gelecektir.”
İbn Ömer r.a’dan rivayetle Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Kevserin kıyıları altından olup inci ve yakutlar onun üzerinden akar…” (Tirmizi, Elbani 3/135)
İkincisi anlam:
Kevser büyük bir havuz olup Kıyamet gününde mahşer alanında kurulur, Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’in ümmeti havuza gelir ve ondan su çer. Bu havuzun suyu Cennet’te bulunan Kevser ırmağından gelir. Bu nedenle Kevser havuzu olarak adlandırılır. Bunun delili: Ebu Zer r.a şöyle dedi: Havuza Cennet’ten iki oluk akar. Hadisten anlaşıldığına göre havuz, Cennetin yanına kurulur. Böylece cennetten akan su onun içine toplanır. İbn Hacer Rahimehullah Fethulbari’de bu şekilde açıklamıştır. (11/466)
Kevser, peygamberler arasında sadece Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’e mi özeldir?
Havuza akan Kevser ırmağı, Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’den başka bir peygamber için rivayet edilmemiştir. Bununla birlikte yüce Allah’ın bununla ilgili bir sure indirmesi ve kendisine yönelik bir nimet olarak bildirmesi dolayısıyla Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem’e özel olması uzak değildir.
Kevser havuzu ise alimlerin arasında yaygın olan husus, peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem’e özel olduğudur. Kurtubi, el Mefhim adlı eserinde bunu açıklamıştır. Semure hadisinde rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle demiştir: “Her peygamberin bir havuzu var; her peygamber, havuzuna kişilerin fazla gelmesiyle övünür. Umarım havuzuna en çok kişinin geldiği peygamber olurum” (Tirmizi 2367)
Ancak bu hadisin tüm senetleri zayıftır. Bununla birlikte çok sayıda senede sahip olması itibarıyla Elbani gibi alimler bu hadisi kabul etmişlerdir. (Elbani 1589)
Hadis sabit olursa peygamberimize sadece nehrin özel olduğunu söyleriz. Şayet hadis sabit değilse bu durumda havuzun da peygamberimize özel bir husus olduğunu söyleyebiliriz.
Hadislerde Cennet’te bulunan Kevser ırmağı ile Mahşer’de bulunan Kevser Havuzu ile ilgili birtakım özellikler belirtilmiştir:
Enes r.a’dan rivayetle Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Ben cennette yürürken bir ara gözüme bir nehir ilişti. Her iki tarafı incilerle örülmüş kubbelerle çevriliydi. “Ey Cibril! Bu nedir?” diye sordum. Cebrail: “Bu, Rabbinin sana verdiği Kevser'dir.” dedi. Daha sonra melek elini nehrin dibine vurdu. Nehrin dibindeki çamurun halis misk olduğunu gördü.”
Başka bir rivayette: Enes r.a Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’den şöyle rivayet eder: “Bana Kevser verildi. Yerde akan bir ırmak olup kıyıları incilerle örülmüş kubbelerle çevrilidir ancak çatısı yoktur, çamuruna dokunduğumda halis misk ve çakıllarının inci olduğunu gördüm. (Elbani 2513)
Başka bir rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’e Kevser’den sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Allah’ın bana Cennet’te verdiği bir ırmak olup sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. İçinde deve boynu gibi boyunlara sahip kuşlar vardır. Ömer r.a şöyle dedi: “O kuşlar yumuşaktır.” Rasulullah: “Onu yemek ondan daha yumuşak ve hoştur.” (el Musned 12828, Elbani, Sahih Terğib ve Terhib 3740)
Mahşer’de bulunan havuzun özellikleri ise şöyledir:
“Benim havzım, bir aylık yürüyüş mesafesi kadar büyüktür. Suyu sütten daha beyaz, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da semanın yıldızları gibi çoktur. Kim ondan içerse, bir daha ebediyen susamaz.” (Buhari 6093, Muslim 4244)
Enes r.a’dan rivayetle Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Kevser’de altın ve gümüş ibrikleri gökteki yıldızlar sayısıncadır.” Başka bir rivayette: “…gökteki yıldız sayısından daha fazladır.”
Sevben r.a’dan rivayetle Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem Kevser’den sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Sütten daha beyaz, baldan daha tatlı olup Cennet’ten bir altından diğeri gümüşten olan iki olukla akar.”
Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’den Kevser Havzı ile ilgili hadis rivayet eden sahabe sayısı elliden fazla olup bu konu, alimler nezdinde mütavatir derecesine ulaşmıştır.
Alimler, Mahşerde bulunan Kevser havuzunun mevkisi ile ilgili farklı görüşler belirtmiştir.
Bazıları Sırat köprüsünden sonra olacağını savunurken bazıları Sırat köprüsünden önce olduğunu söyler. Allah daha iyi bilir; bu görüş, çoğunluğun görüşü olup tercih edilmiştir. Çünkü Havuz’a ulaşmak isteyenlerin bazıları ateşe atılır. Şayet Sırattan sonra olsaydı onlar, o havuza ulaşamayacaktı çünkü ateşe atılmış olacaklardı. Allah bizi korusun.
Bu konunun sonunda bir hususa dikkat çekmek isteriz:
Muhammed ümmetinden olan herkes bu Havuzdan ve Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’in mübarek elinden Kevser suyu içmeye nail olmayacaktır. Nitekim bu ümmet mensubu olanlar havuzdan uzaklaştırılacaktır. Peki kimler Kevser’den içecek, kimler içemeyecektir?
Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem bu soruya açık bir cevap vermiş ve hiç kimseye mazeret bırakmamıştır:
Ebu Hureyre r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem mezarlığa gelir ve “Ey müminler topluluğu size selam olsun, Allah dilerse biz de size yetişeceğiz, keşke kardeşlerimi bir görsem! Sahabeler: “Ey Allah’ın Resulü, biz senin kardeşlerin değil miyiz?”
O şöyle cevap verdi:
–Sizler benim ashabımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurdu. Bunun üzerine Ashab-ı Kiram sordu:
“–Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın ey Allah’ın Rasulü?”
Rasulullah: “Bir adamın alnı ve ayakları ak olan bir atı olduğunu düşünün. Adam bu atını, hepsi simsiyah olan bir at sürüsü içinde tanıyamaz mı?” diye sordu. Sahabe;
“–Evet, tanır ey Allah’ın Rasulü!” dediler. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak geleceklerdir. Ben önceden gidip (Kevser’den) ikram etmek için havuzumun başında onları bekleyeceğim.
Ancak birtakım kimseler, yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi benim havuzumdan kovulacaklar. Ben onlara; “Buraya gelin!” diye nida edeceğim. Fakat bana;
“Onlar Sen’den sonra hâllerini değiştirdiler, (Sen’in Sünnet’ini takip etmeyip başka yollara saptılar.” denilecek. Bunun üzerine ben de: "Uzak olsunlar, uzak olsunlar!.." diyeceğim.”
Ebu Hazim r.a Sehl’in Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’den şöyle dediğini rivayet eder: "Kıyamet gününde havuz başına sizden önce ulaşırım, her kim ona ulaşırsa içer, kim ondan içerse hiç susamayacaktır. Yanıma kendilerini tanıdığım, onların da beni tanıdığı birtakım kavimler gelir fakat aramıza bir engel koyulur ve onlar bana gelmekten alıkonulur. Ben: 'Ey Rabbim! Bunlar bendendir, benim ümmetimdendir.' derim. (O zaman melekler tarafından) 'Onların senden sonra neler yaptıklarını biliyor musun?’ denecek. Ben de: “Benden sonra değiştirenler uzak dursun, uzak dursun!” derim. (Buhari 6528, Muslim 4243)
Ebu Hureyre r.a’dan rivayetle Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Nefsim olun elinde olan Allah’a yemin ederim ki yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi, bende birtakım kişileri Havz’ımdan uzaklaştıracağım.” (Buhari 2194, Muslim 4257)
Kurtubi Rahimehullah şöyle dedi:
Alimler şöyle demiştir: Allah’ın dininden çıkan veya dine Allah’ın razı olmadığı bir şey katıp bidat oluşturanlar Havz’dan kovulur ve uzaklaştırılır. Bu hususta en çetin kovulma Müslüman cemaatine muhalif olup onlarda Rafiziler ve Hariciler gibi farklı fırkalar oluşturanlardır. Aynı şekilde Mutezile ve onların yolundan gidenler, zalim ve müsrifler, hakkı inkâr edip hak ehlini öldürenler, büyük günahları açıktan yapanlar, günahları hafife alanlar, heva ve bidat ehli vb. kovulanlar arasındadır. (El Tezkira Kurtubi 306)
Bir kulun Sallallahu Aleyhi Vesellem’e tabi olmak ve O’na muhalif olmamak için çaba göstermesi gerekir. Bu çaba sonucunda söz konusu mübarek Kevser havzından içecektir. Aksi takdirde Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’in yanından kovulmaktan daha kötü, daha pişman ettirici ne olabilir? Mahşerde güneş altında susuzluktan ölürcesine olan bir kimsenin soğuk, tatlı ve hoş sudan uzaklaştırılması ve Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem tarafından beddua edilmesi ne kadar kötüdür?
Allah bize ve Müslüman kardeşlerimize sünnetine tabi olmayı ve bidat ve masiyetlerden uzak durmayı nasip etsin. Amin! Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.
Daha fazla bilgi için şu kaynaklara başvurunuz:
El Kıyame el Kubra 257-262, el Cenne ve el Nar 166-167, Şeyh Ömer el Eşkar, Fethul Bari İbn Hacer 11/466
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi