Yaz mevsiminde karanlığın bastırmadığı (gecenin olmadığı) ülkelerde müslümanlar akşam ve yatsı namazlarını nasıl kılmalıdırlar?
Ramazan ayı yaz mevsimine denk geldiği zaman müslümanlar ne yapmalıdırlar ve oruçlarını nasıl tutmalıdırlar?
Gece ve gündüzü sürekli olan ülkelerde namaz nasıl kılınmalı ve oruç nasıl tutulmalıdır?
Soru: 5842
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Hamd, Allah’a mahsustur.
SuudiArabistan Büyük Âlimler Kurulu ile İlmî Araştırmalar ve Fetvâ DâimîKomitesi’nden bu meselede bizim zikrettiğimiz şeye benzer (2769) nolubir fetvâ yayınlanmıştır.
Sorununmetni şöyledir:
Hamd,yalnızca Allah’adır. Salât ve selâm, kendisinden sonra kıyâmetekadar peygamber gelmeyecek olan Muhammed’e olsun.
HollandaÖğrenciler Birliği’nden gelen, İlmî Araştırmalarve Fetvâ Dâimî Komitesi’nin saygıdeğer genel başkanına,oradan da Büyük Âlimler Kurulu genel sekreterliğinden komitemizehavâle edilen fetvâyı İlmî Araştırmalar ve Fetvâ DâimîKomitesi’nin gözden geçirmiştir.
Sorununmetni:
“Akşam,yatsı ve sabah namazlarını nasıl kılmamızgerektiği, yine Ramazan ayının ilk gününü ve mübârek Ramazanbayramının ilk gününü nasıl tayin etmemiz gerektiği konusunda gerekli olanfetvâ ile bizi bilgilendirmenizi siz saygıdeğer hocamızdanlütfetmenizi dileriz.Çünkü doğu Avrupa ve kuzey kutbuna yakınolan ülkelerde güneşin doğuş ve batış hareketidoğudaki İslâm ülkelerinden farklılık arz etmektedir.Bukonudaki sebep ise; ufuktaki kızıllık vebeyazlığın batış vaktindendoğmaktadır.Dikkat edilirse yaz mevsiminde ufuktaki beyazlıköyle uzundur ki neredeyse gecenin tamamına kadar sürmekte,dolayısıyla yatsı vaktini ve aynı şekilde sabahın(fecrin) doğuş vaktini tayin etmek gerçektenzorlaşmaktadır.
Cevabı:
Ülkenizebenzer durumdaki ülkelerdeki namaz vakitlerinin tayini ile Ramazan ayındaher günün sabah vaktinin başlangıç ve bitişinin tayinininbeyanı konusundaki karar, Suudi Arabistan Büyük Âlimler Kurulutarafından açıklanmıştır.
Kararıniçeriği şöyledir:
SuudiArabistan Büyük Âlimler Kurulu, mütâlaa, araştırma vekarşılıklı tartışmadan sonra şuna kararvermiştir:
Birincisi:
Güneşindoğuşu ile batışı nedeniyle gecenin gündüzdenfarklı olduğu, yazın gündüzün uzun, kışın isegündüzün kısa olduğu ülkelerde yaşayan kimsenin, beş vakitnamazları dînen bilinen vakitlerinde kılması gerekir.
ÇünküAllah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
أَقِمِ الصَّلاَةَ لِدُلُوكِالشَّمْسِ إِلَى غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِكَانَ مَشْهُوداً [ سورة الإسراء الآية :78 ]
“Gündüzleyingüneşin zevâlinden gece karanlığı bastırıncayakadar namaz kıl. Sabah namazını da kıl (vekıraatını uzun tut). Zirâ sabah namazında okunan Kur’an,şâhitlidir (gece ve gündüz melekleri bu namazda hazır bulunurlar).”(İsrâSûresi: 78)
Başkabir âyette şöyle buyurmuştur:
… إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَىالْمُؤْمِنِينَ كِتَاباً مَوْقُوتاً [ سورةالنساء من الآية :103 ]
“…Çünkünamaz, belli vakitlerde mü’minlere farzkılınmıştır.”Nisâ Sûresi: 103
Yine,Bureyde’den-Allah ondan râzı olsun- sâbit olduğuna göre, o şöyledemiştir:
أَنَّ رَجُلًا سَأَلَهُ عَنْوَقْتِ الصَّلَاةِ، فَقَالَ لَهُ: صَلِّ مَعَنَا هَذَيْنِ – يَعْنِي الْيَوْمَيْنِ-فَلَمَّا زَالَتِ الشَّمْسُ أَمَرَ بِلَالًا فَأَذَّنَ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَالظُّهْرَ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌبَيْضَاءُ نَقِيَّةٌ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ حِينَ غَابَتِالشَّمْسُ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ، ثُمَّأَمَرَهُ فَأَقَامَ الْفَجْرَ حِينَ طَلَعَ الْفَجْرُ، فَلَمَّا أَنْ كَانَالْيَوْمُ الثَّانِي أَمَرَهُ فَأَبْرَدَ بِالظُّهْرِ، فَأَبْرَدَ بِهَا فَأَنْعَمَأَنْ يُبْرِدَ بِهَا وَصَلَّى الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ، أَخَّرَهَافَوْقَ الَّذِي كَانَ وَصَلَّى الْمَغْرِبَ قَبْلَ أَنْ يَغِيبَ الشَّفَقُ،وَصَلَّى الْعِشَاءَ بَعْدَمَا ذَهَبَ ثُلُثُ اللَّيْلِ، وَصَلَّى الْفَجْرَفَأَسْفَرَ بِهَا، ثُمَّ قَالَ: أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلَاةِ؟فَقَالَ الرَّجُلُ أَنَا يَا رَسُولَ اللهِ. قَالَ: وَقْتُ صَلَاتِكُمْ بَيْنَ مَارَأَيْتُمْ. [ رواه البخاري ومسلم ]
“Adamın birisi Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem-’e namazlarınvakti hakkında sordu. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ona:
-İki gün boyunca bizimle birlikte namaz kıl, dedi.
Güneş zevâl vaktini aşınca, Bilâl’e -Allah ondan râzıolsun- ezânokuyup kâmet getirmesini emretti. Ardından öğlenamazını kıldı. Sonra güneşışınları parlak ve berrak bir halde iken ezân okuyup kâmetgetirmesini emretti. Ardından ikindi namazını kıldı.Sonra güneş batınca ezân okuyup kâmet getirmesini emretti.Ardından akşam namazını kıldı. Ufukta bulunankızıllık iyice kaybolduktan sonra ezân okuyup kâmet getirmesiniemretti. Ardından yatsı namazını kıldı. Sonra ilkfecir doğarken ezân okuyup kâmet getirmesini emretti. Ardından sabahnamazını kıldı. İkinci gün olunca güneşinsıcaklığı azalıncaya kadar öğlenamazını geciktirdi. Herkes böyle yapsa ne güzel olur.İkindi namazını ise önceki vaktinden sonraya erteleyipgüneş yüksekte ikenkıldı.Akşam namazını güneş battıktansonra ufuktaki kızıllık kaybolmadan öncekıldı.Yatsı namazını ise gecenin üçte birlikbölümü geçtikten sonra kıldı. Sabah namazını daortalık iyice ağarıncakıldı. Daha sonra:
Namazın vaktini soran nerede? diye sordu.
Adam:
-Benim yâ Rasûlallah,dedi.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki:
-Namazlarınızın vakti, bu gördüklerinizinarasındaki vakitlerdedir.” (Buhârî ve Müslim)
Yine,Abdullah b. Amr b. Âs’tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğunagöre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
وَقْتُ الظُّهْرِ إِذَا زَالَتِ الشَّمْسُ، وَكَانَ ظِلُّالرَّجُلِ كَطُولِهِ مَا لَمْ يَحْضُرِ الْعَصْرُ، وَوَقْتُ الْعَصْرِ مَا لَمْتَصْفَرَّ الشَّمْسُ، وَوَقْتُ صَلاَةِ الْمَغْرِبِ مَا لَمْ يَغِبِ الشَّفَقُ،وَوَقْتُ صَلاَةِ الْعِشَاءِ إِلىَ نِصْفِ اللَّيْلِ اْلأَوْسَطِ، وَوَقْتُصَلاَةِ الصُّبْحِ مِنْ طُلُوعِ الْفَجْرِ مَا لَمْ تَطْلُعِ الشَّمْسُ، فَإِذَاطَلَعَتِ الشَّمْسُ، فَأَمْسِكْ عَنِ الصَّلاَةِ، فَإِنَّهَا تَطْلُعُ بَيْنَقَرْنَيْ شَيْطَانٍ. [ رواه مسلم ]
“Öğle namazının vakti; güneş zevâliaştıktan sonra ve bir kimsenin gölgesinin boyu, kendi boyuna eşit olduktan ikindi namazı vaktine kadar olan vakittir.İkindi namazının vakti;güneş sararmaya başlayıncayakadar olan vakittir.Akşam namazının vakti; ufuktaki kızıllık kayboluncaya kadar olanvakittir.Yatsı namazının vakti; gece yarısına kadar olan vakittir. Sabahnamazının vakti ise;fecrin doğuşundan güneş doğuncaya kadar olanvakittir.Güneş doğduğunda namazkılmayı bırak. Çünkügüneş, şeytanın iki boynuzu arasından doğar.” (Müslim)
Bu hadislerin dışında beş vakit namazın vakitlerini sözlü ve fiili olaraktayin eden hadisler de vardır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in açıkladığı ve namazvakitlerini birbirindenayırt eden alâmetler oldukça, bu hadisler gündüz ve gecenin uzun veya kısa olmasının önemliolmadığını gösterir.
Bunlar,namaz vakitlerinin tayini hakkındadır. Ramazan ayında tuttuklarıorucun vaktinin tayinine gelince, oruç tutmaları kendilerine farzkılınan kimselerin bulundukları ülkelerde gece ve gündüzsüresinin toplamı 24 saat ise ve gündüz, geceden ayırt edilebiliyorsa,fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar yeme veiçme gibi orucu bozan şeyleri her gün bırakmaları gerekir.Geceleri kısa olsa bile yeme, içme ve eşleriyle cinsi münasebettebulunmak onlara helâldir.Çünkü İslâm dîni, bütün ülkelerdeyaşayan insanlar için geneldir.
NitekimAllah Teâlâ oruç hakkında şöyle buyurmuştur:
وَكُلُواْ وَاشْرَبُواْ حَتَّىيَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَالْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّواْ الصِّيَامَ إِلَى الَّليْلِ… [ سورة البقرة من الآية :187 ]
“Sabahınaydınlığı, gecenin karanlığından ayırtedilinceye kadar yiyin ve için. Sonra da (güneşin batışı ilegecenin başlangıcı olan) akşama kadar orucutamamlayın.”(Bakara Sûresi: 187)
Kim,gündüzün uzunluğundan dolayı veya gündüzün uzunolacağını gösteren belirtilerle, denemeyle, güvenilir veuzman bir doktorun kendisine haber vermesiyle, oruç tuttuğu takdirde helâkolacağını (öleceğini) veya şiddetli birhastalığa neden olacağını veya hastalığınıarttıracağını veyahut da hastalığınıniyileşmesini geciktireceğine kanaat getirirerek oruç tutmaya gücüyetmezse, orucu tutmayabilir.Tutamadığı günlersayısınca da tutma imkânı bulduğu başka bir aydaorucunu kaza eder.
NitekimAllah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
… فَمَن شَهِدَ مِنكُمُالشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضاً أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْأَيَّامٍ أُخَرَ … [ سورةالبقرة من الآية: 185 ]
“O halde sizden kim Ramazanayını idrak ederse, onda oruç tutsun. Kim de onda hasta veya yolcuolursa (tutamadığıgünler sayısınca) başka günlerde kaza etsin.” (BakaraSûresi: 187)
Yine şöyle buyurmuştur:
… لاَ يُكَلِّفُ اللهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَهَا… [ سورة البقرة من الآية :286 ]
“Allah, bir kimseye gücünün üzerinde yük yüklemez.” (Bakara Sûresi: 286)
Yine şöyle buyurmuştur:
… وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ… [ سورةالحج من الآية :78 ]
“Allah, din konusunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi.” (Hac Sûresi: 78)
İkincisi:
Yazın güneşin hiçbatmadığı veya kışın güneşin hiçdoğmadığı ya da gündüzün 6 ay, gecenin de 6 ay sürdüğü ettiği ülkelerde yaşayan kimselerin,kendilerine en yakınolan ve farz namaz vakitleri belli olan ülkelerin vakitlerine dayanarak namaz vakitlerini kendileri takdir edip 24saatlik süre içerisinde beş vakit namazlarını kılmaları gerekir.
Nitekim İsra ve Miraç hadisinde sâbitolduğuna göre, Allah Teâlâ bu ümmete gece ve gündüz olmak üzere her gün 50 vakit namazı farz kıldığızaman, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-Rabbindenbu elli vaktin azaltılmasını istemiş, sonunda Allah Teâlâona şöyle buyurmuştur:
يَا مُحَمَّدُ! إِنَّهُنَّ خَمْسُصَلَوَاتٍ كُلَّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ لِكُلِّ صَلاَةٍ عَشَرَ فَذَلِكَ خَمْسُونَصَلاَةً …
“Ey Muhammed! Bu namazlar,her biri on sevap değerinde olan gerçekte ellivakit eden beş vakit namazdır.”
Yine, Talha b. Ubeydullah’dan -Allah ondan râzı olsun-sabit olduğuna göre, oşöyle demiştir:
جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللهِصَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ ثَائِرُ الرَّأْسِ نَسْمَعُدَوِيَّ صَوْتِهِ وَلَا نَفْقَهُ مَا يَقُولُ حَتَّى دَنَا مِنْ رَسُولِ اللهِصَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَإِذَا هُوَ يَسْأَلُ عَنِ الْإِسْلَامِ،فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَمْسُ صَلَوَاتٍ فِيالْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ، فَقَالَ: هَلْ عَلَيَّ غَيْرُهُنَّ؟ قَالَ: لَا، إِلَّاأَنْ تَطَّوَّعَ…[ رواه مسلم ]
“Başı toz içerisindekalmış Necd’li bir adam Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi. Sesinin uğultusunu işitiyor, ancak ne dediğinianlayamıyorduk. Ta ki Rasûlullah-sallallahualeyhi ve sellem-’in yanınayaklaştı ve bİr de ne görelim ona İslâm’dan soruyordu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona şöyle buyurdu:
-Gündüz ve gece olmak üzere günde beşvakit namaz kılmandır.
Adam:
-Beş vakit namazların dışında yapmam gerekenbaşkabir şey var mı? diye sorunca, Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- ona şöyle buyurdu:
-Hayır. Ancak istersen nâfile namaz kılabilirsin.” (Müslim)
Yine, Enes b. Malik’ten -Allah ondan râzı olsun-sabit olduğuna göre, o şöyle demiştir:
نُهِينَا أَنْ نَسْأَلَ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ شَيْءٍ،فَكَانَ يُعْجِبُنَا أَنْ يَجِيءَ الرَّجُلُ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ الْعَاقِلُفَيَسْأَلَهُ وَنَحْنُ نَسْمَعُ، فَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ فَقَالَ:يَا مُحَمَّدُ! أَتَانَا رَسُولُكَ فَزَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللهَأَرْسَلَكَ؟ قَالَ: صَدَقَ. قَالَ: فَمَنْ خَلَقَ السَّمَاءَ؟ قَالَ: اللهُ. قَالَ:فَمَنْ خَلَقَ الْأَرْضَ؟ قَالَ: اللهُ. قَالَ: فَمَنْ نَصَبَ هَذِهِ الْجِبَالَ،وَجَعَلَ فِيهَا مَا جَعَلَ؟ قَالَ: اللهُ. قَالَ: فَبِالَّذِي خَلَقَ السَّمَاءَوَخَلَقَ الْأَرْضَ وَنَصَبَ هَذِهِ الْجِبَالَ، آللهُ أَرْسَلَكَ؟ قَالَ: نَعَمْ.قَالَ: وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِي يَوْمِنَاوَلَيْلَتِنَا؟ قَالَ: صَدَقَ. قَالَ: فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللهُ أَمَرَكَبِهَذَا؟ قَالَ: نَعَمْ قَالَ: وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا زَكَاةً فِيأَمْوَالِنَا؟ قَالَ: صَدَقَ. قَالَ: فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللهُ أَمَرَكَبِهَذَا؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرِرَمَضَانَ فِي سَنَتِنَا؟ قَالَ: صَدَقَ. قَالَ: فَبِالَّذِي أَرْسَلَكَ آللهُ أَمَرَكَبِهَذَا؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: وَزَعَمَ رَسُولُكَ أَنَّ عَلَيْنَا حَجَّالْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا؟ قَالَ: صَدَقَ. قَالَ: ثُمَّ وَلَّى،قَالَ: وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لَا أَزِيدُ عَلَيْهِنَّ وَلَا أَنْقُصُمِنْهُنَّ. فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَئِنْ صَدَقَلَيَدْخُلَنَّ الْجَنَّةَ. [ رواه مسلم ]
“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e bir şey sormaktanyasaklanmıştık.Çölahalisinden (bedevîlerden)akıllı birkimsenin gelip Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘ebir şeyler sorması bizim deonu dinlememiz hoşumuza giderdi.
Bir gün çöl ahalisinden bir adamgeldi ve:
− Ey Muhammed! Senin elçin bize geldi ve senin, Allah’ınseni elçi(rasûl) olarak gönderdiğinisöylediğini bize haber verdi? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Doğrusöylemiştir, buyurdu.
Adam:
− Semâyı kimyarattı? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Allah, buyurdu.
Adam:
−Yeri kimyarattı? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Allah, buyurdu.
Adam:
− Yeryüzündeki budağları kim dikti? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Allah, buyurdu.
Adam:
− Yeryüzündekifaydalı şeyleri kim yarattı? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Allah, dedi.
Adam:
− Gökleri vearzı yaratan, orada dağları yükselten Allah adına yeminederim ki, seni gerçekten Allah mı gönderdi (elçi olarakgörevlendirdi?) dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Evet, dedi.
Adam:
− Elçin, her gün ve gecede üzerimize beşvakit namazın farz olduğunu söyledi? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Doğru söylemiştir, buyurdu.
Adam:
−Seni elçi olarakgönderen Allah’a yemin ederim ki, bunu sana gerçekten Allah mıemretti? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Evet, buyurdu.
Adam:
− Elçin, bizimmallarımızdan üzerimize zekâtın farz olduğunu söyledi?dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
− Doğrusöylemiştir, buyurdu.
Adam:
− Seni elçi olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Evet, buyurdu.
Adam:
− Elçin, her sene Ramazanayında üzerimize orucun farz olduğunu söyledi? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Doğrusöylemiştir, buyurdu.
Adam:
− Seni elçi olarak gönderen Allah’a yeminederim ki, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Evet, buyurdu.
Adam:
− Elçin, yoluna gücü yeteneKâbe’yihac etmenin üzerimize farz olduğunu söyledi? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Doğrusöylemiştir, buyurdu.
Adam:
− Seni elçi olarak gönderen Allah’a yeminederim ki, bunu sana gerçekten Allah mı emretti? dedi.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
−Evet, buyurdu.
Adam:
− Seni hak ilegönderen Allah’a yemin ederim ki, bunlara bir şey eklemeyeceğim;bunlardan hiçbir şeyi de eksiltmeyeceğim, dedi.
Arkasınıdönüp gidince, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
− Eğerdoğru söylüyorsa, mutlaka cennete girecektir.” (Müslim)
Yine,Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- Mesih Deccal hakkında ashâbına konuştuğusâbittir.
Nitekim sahâbe -Allah onlardan râzı olsun-:
يَا رَسُولَ اللهِ! وَمَا لَبْثُهُ فِي الْأَرْضِ؟ قَالَ: أَرْبَعُونَ يَوْمًايَوْمٌ كَسَنَةٍ، وَيَوْمٌ كَشَهْرٍ، وَيَوْمٌ كَجُمُعَةٍ، وَسَائِرُ أَيَّامِهِكَأَيَّامِكُمْ، قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللهِ! فَذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَسَنَةٍأَتَكْفِينَا فِيهِ صَلَاةُ يَوْمٍ؟ قَالَ: لَا اقْدُرُوا لَهُ قَدْرَهُ… [ رواه مسلم ]
“(Mesih Deccâl) yeryüzünde ne kadar sürekalacaktır” diye sordular.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki:
– O kırk günün bir günü bir seneye, bir günü bir aya, bir günü birCuma’ya (birhaftaya), diğer kalan günleri ise sizin günlerinize denk olacak kadar süreyeryüzünde kalacaktır.
Sahâbe -Allah onlardan râzı olsun-:
– Ey Allah’ın elçisi! Bir günü bir seneye denk olangünde, bir günlük namaz kılsak yeterli midir? diye sordular.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
-Hayır.Namazın vaktini, (diğer günlerdekivakit gibi) takdir edin.” (Müslim)
Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- süresi bir seneye denkolan bir günde, beş vakit namazı yeterli görmemiştir. Aksine her 24 saatlik süre için beş vakit namaz kılmaları gerektiğini veyaşadıkları ülkelerde o günkü zaman farkınıgöz önünde bulunduraraknormal günlerde kıldıkları namazları o gününsüresine taksim etmelerini emretmiştir.
Bunedenle soruda geçen ülkelerde yaşayan müslümanların,namaz vakitlerini gece ve gündüz sûreleri 24 saatlik süre içindebirbirinden farklı olan ve namaz vakitleri dînen belli olan en yakınülkenin namaz vakitlerine göre ayarlamaları gerekir.
Aynışekilde Ramazan orucunu da böyle tutmaları gerekir. Dahaönce geçen Mesih Deccâl hadisinde Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in o günde namazvakitlerini nasıl ayarlamaları gerektiğini ashâbınaöğrettiği gibi, yukarıda zikredilen ülkelerdeyaşayanlar da, Ramazan orucunun başlangıç ve bitişini,imsakve iftar vaktinin başlangıcını, her gün fecrindoğuşu ile güneşin batışını, kendilerine enyakın olan ve gece ile gündüz süreleri 24 saatlik süre içerisinde belliolan ülkenin vakitlerine göre tayin etmeleri gerekir. Çünkü bukonuda namaz ile oruç arasında hiçbir fark yoktur.
Başarı,Allah Teâlâ’dandır.
Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed’e, âilehalkına ve ashâbına salat ve selam eylesin. İlmî Araştırmalar ve Fetvâ DâimîKomitesi
Kaynak:
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Fetvâları; c: 6, s: 130-136