İndir
0 / 0

İBLİS (ŞEYTAN) MELEKLERDEN DEĞİLDİR

Soru: 6485

Bir arkadaşım bana, şeytanın meleklerden olduğunu söyledi. Eşim (hanımım) ise bunun doğru olmadığını söylemektedir. Bu konuda bana bazı bilgiler verebilir misiniz?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd,
yalnızca Allah’adır.

İblis (şeytan), kesinlikle meleklerden
olmamıştır. Bunun böyle olduğuna üç şey delâlet
etmektedir:

1.
Kur’an-ı Kerim’in bunu açıkça belirtmesi.

2.
İblis’in (şeytanın) yaratılışı ile
ilgili özellikleri (sıfatları/vasıfları).

3.
İblis’in (şeytanın) ahlâkı ile ilgili özellikleri
(sıfatları/vasıfları).

1.
Kur’an-ı Kerim’in bunu açıkça belirtmesine gelince, Allah
Teâlâ’nın şu sözü buna delildir:

وإذ قلنا للملائكة اسجدوا لآدم فسجدوا إلا
إبليس كان من الجن[ سورة
الكهف: ٥٠]

“(Ey Peygamber!Hatırlar
mısın) hani biz meleklere:(Selâm vermek amacıyla)
Âdem’e secde edin, dediğimizde, cinlerden olan İblis
dışında herkes secde etmişti de İblis Rabbinin
emrinden çıkmıştı. (Ey insanlar!) Onlar sizin
azılı düşmanınız olduğu halde şimdi siz,
beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz (onlara
itaat ediyor ve bana itaat etmeyi bırakıyorsunuz)? Zâlimlerin,
Rahman’a itaat etmek yerine şeytana itaat etmeleri ne kötüdür!.”(Kehf
Sûresi: 50).

Hasan Basrî -Allah ona rahmet etsin- bu
konuda şöyle demiştir:

“İblis, göz
açıp kapayıncaya kadar
-bir süreliğine- bile olsa meleklerden olmamıştır.
Âdem -aleyhisselâm- nasıl ki beşeriyetin aslıdır,
İblis de cinlerin aslıdır.”
(Taberî,
sahih bir senedle rivâyet etmiştir. İbn-i Kesîr de tefsîrinde zikretmiştir.
cilt: 3, sayfa: 89 ).

2.
İblis’in (şeytanın) yaratılışı ile
ilgili özelliklerine gelince, Allah Teâlâ İblis’i ateşten
yarattığını belirterek şöyle buyurmuştur:

خَلق الإنسان من صلصال كالفخار وخلق الجان
من مارج من نار [ سورة الرحمن الآيتان:14- 15 ]

“O (Allah), insanı (n babası olan Âdem’i) pişmiş
tuğla gibi kuru çamurdanyarattı. Cinleri ise, dumansız hâlis
ateşten yarattı.” (Rahmân Sûresi: 14-15).

Âişe’den -Allah ondan râzı olsun- gelen
sahih hadiste, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

خُلِقَتِ الْـمَلاَئِكَةُ مِنْ نُورٍ، وَخُلِقَ الْـجَانُّ مِنْ
مَارِجٍ مِنْ نَارٍ، وَخُلِقَ آدَمُ مِمَّا وُصِفَ لَكُمْ.
[ رواه مسلم ]

“Melekler, nurdan
yaratılmışlardır. Cinler, dumansız hâlis ateşten
yaratılmışlardır. Âdem ise, size anlatılan
topraktan yaratılmıştır.”
(Müslim; hadis no: 2996).

( مَارِجٍ ) (Mâric) kelimesi, ateşin saf ve katıksız alevi veya içerisine
duman karışan alev demektir. (Sa’dî Tefsîri; c:7. s: 248.
Lisânu’l-Arab; c:2, s: 356).

Bu sebeple meleklerin
yaratılışları ile İblis’in
yaratılışı birbirinden farklı olduğu açıkça
belli olmuştur.Bu da, İblis’in meleklerden olmadığı
kesinlikle anlaşılmış olmaktadır.

3. İblis’in
ahlâkı ile ilgili özelliklerine gelince, şüphesiz o, Âdem
-aleyhisselâm-‘a secde etmemekle Allah Teâlâ’ya karşı gelmiştir.Oysa
Kur’an’dan Kerim’den bilmekteyiz ki, meleklerin Allah Teâlâ’ya karşı
gelmeleri mümkün değildir.

Nitekim
Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

لا يعصون الله ما أمرهم ويفعلون ما يؤمرون[ سورة التحريم من الآية :6 ]

“(Melekler) kendilerine
verdiği emirlerde Allah’a asla isyan etmezler ve sadece emrolunduklarını
yerine getirirler.” (Tahrim Sûresi: 6).

Selef’ten bazı
kimselerden
İblis’in, meleklerin başı
ve onun cennet bekçilerinden birisi olduğu gibi, sahih olmayan israiliyattan
rivâyetler gelmiştir.

Nitekim İmam İbn-i Kesir -Allah
ona rahmet etsin- bunu şöyle açıklamıştır:

“Bu konuda ilk
müslümanlardan birçok eserler rivâyet edilmiştir. Bu eserlerin çoğu,
ibret alınması için nakledilen İsrailiyat’tandır. Bu
rivâyetlerden çoğunun durumunu (doğru olup olmadığını), Allah daha iyi bilir.
Bu rivâyetlerden bazısı da elimizdeki kaynaklardaki gerçeklere
aykırı olduğundan dolayı yalan olduğu kesindir.Kur’an’da
geçmiş ümmetlerden bahseden kıssa ve haberler, onun
dışındaki kaynaklardan nakledilen kıssa ve haberlere
ihtiyaç duyulmayacak kadar pek çoktur.Çünkü Kur’an’ın
dışında nakledilen bu rivâyetlerde değiştirme,
fazlalık ve noksanlık gibi kusurlardan uzak rivâyetler, neredeyse yok gibidir. Bu rivâyetlerde birçok
şeyler uydurulmuştur. Bu ümmette hadisleri yazıp sahih ve
hasenini; zayıfından, münkerinden, uydurulmuşundan,
terkedileninden ve yalan olanından ayırt eden, uzman ve hâfız
imamlar, âlimler, önderler, takvâ sahipleri, iyi insanlar ve soylu
kimseler olduğu kadar, diğer ümmetlerde dînde tahrif edilen
şeyleri reddedecek hâfızlar olmamıştır.İslâm ümmetinin
bu değerli âlimleri, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in sünnetini,
peygamberlerin sonuncusu ve insanlığın efendisinin
makamını korumuşlar ve ona nisbet edilen yalanı veya ondan
olmayan şeyleri ondanmış gibi göstererek hadis uyduran,
yalancı ve bilinmeyen kimseler gibi insanları çok iyi
tanımışlardır. Allah onlardan
râzı
osun ve firdevs cennetlerini onların barınağı
kılsın.”
(İbn-i Kesir Tefsiri;
cilt:3, s: 90).

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android