Kitaplara iman etmek ne demektir?
Kitaplara İman Etmenin Hakikati
Soru: 9519
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Birincisi:
Tüm kitapların Allah katından indirildiğine dair kesin bir şekilde inanmak ve yüce Allah’ın bu kitaplarla konuştuğuna dair inanmak. Bu kitaplar; perde arkasından duyulduğu veya elçi melek aracılığı olmadan aktarıldığı veya melek elçi aracılığıyla insan olan peygambere aktarılması veya yüce Allah’ın eliyle yazdığı şeklinde aktarılmıştır. Yüce Allah şöyle dedi: “Daha önce kıssalarını sana anlattığımız peygamberler gönderdik. Anlatmadığımız (nice) peygamberler de gönderdik. Allah, Mûsa ile de doğrudan konuştu.” (Nisa 164)
Yüce Allah Tevrat hakkında şöyle dedi: “Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: “Şimdi onları kuvvetle tut, kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakında size fasıkların yurdunu göstereceğim.” (Araf/145)
İkincisi:
Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de detaylı bir şekilde zikrettiği kitaplara (Kur’an, Tevrat, İncil, Zebur, İbrahim ve Musa Sahifeleri) detaylıca iman etmek vaciptir.
Genel olarak zikredilen kitaplara ise genel bir imanla iman etmemiz vaciptir.
“..ve şöyle de: “Ben Allah’ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim..” (Şura15)
Üçüncüsü:
Kur’an ve değiştirilmemiş geçmiş kitapların haber verdiği konulara inanmak.
Dördüncüsü:
Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’i geçmiş tüm kitaplara hakim ve doğrulayıcı olarak indirdiğine dair iman etmek. Yüce Allah şöyle dedi: “Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona 'bir şahid-gözetleyici' olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) indirdik.” (Maide/48)
Başka bir ayette: “Bundan önce kendilerine kitap verdiğimiz kimseler (içinde öyleleri vardır ki) buna da iman ederler. Onlara Kur’an okunduğu zaman, “Ona iman ettik, şüphesiz o rabbimizden gelmiş gerçeğin kendisidir. Esasen biz bundan önce de rabbimize boyun eğmiştik” derler.” (Kasas/52-53)
Tüm ümmete vacip olan şudur: Kur’an’ın açığına ve gizlisine tabi olmak, sımsıkı sarılmak ve hakkını eda etmektir. Hakkını eda etmenin anlamı: Helal kıldığını helal görmek, haram kıldığını haram kılmak, emirlerini yerine getirmek, alıkoyduğundan sakınmak, kıssalarından ibret almak, mühkemini bilmek, müteşabihine teslim olmak, çizdiği sınırlarda durmak, O’nu savunmak, ezberlemek, okumak, ayetlerini düşünmek, gece ve gündüz boyunca gereğini yerine getirmek ve bilinçli bir şekilde O’na davet etmek.
Böyle bir iman kula yüce faydalar sağlar bunların en önemlisi:
1-Allah’ın kullarına verdiği önemin farkına varmak zira her topluluğa hidayetleri için bir kitap indirmiştir.
2-Allah’ın şeriatıyla ilgili hikmetlerin farkına varmak, öyle ki yüce Allah her toplumun durumuna uygun farklı şeriat göndermiştir. “..Sizden herbiriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık…” (Maide/48)
3-Bu denli yüce nimete karşılık Allah’a şükretmek.
4-Yüce Kur’an’a ehemmiyet göstermenin önemi zira bu önemseme, okumak, anlamlarını düşünmek ve onunla amel etmekle olur.
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
Şeyh Muhammed Salih El Muneccid