Hayatı Boyunca Birçok Günah İşleyen Müminin Durumu Ne Olacaktır? Allah Onu Affeder mi Yoksa Günahkâr Olarak Azap mı Görecektir? Azap Görürse Ne Kadar Azap Görecektir?
Birtakım Günahlar İşleyen Müminin Hükmü
Soru: 9924
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
İman üzere ölen mümin bir kimse, hayatı boyunca kendisini dinden çıkaran küfür ve şirk dışında bir günah işlemişse iki durumda değerlendirilir:
Birincisi: Hayatında işledikleri günahlardan tövbe etmiş olması durumudur. Eğer samimi bir tövbeyle tövbe etmişse Allah da ondan bunu kabul edecektir. Sanki hiç günah işlememiş gibi olacaktır. Ahirette de günahlarından dolayı ceza/azap görmeyecektir. Bilakis yüce Allah, onlara ihsanda bulunarak kötülüklerini iyiliklere dönüştürmüş olabilir.
İkincisi: Günahlardan tövbe etmeden ölenler, tövbe şartları yerine getirmeden eksik tövbe edenler veya tövbeleri kabul edilmeyen kimselerin durumudur. Kur’an ve Sünnette sabit olan ve salih seleflerin bildirdiğine göre tevhit ehlindeki bu günahkâr insanlar üç kategoriye ayrılmıştır:
Birinci Kategori: İyilikleri, Kötü Amellerinden Daha Fazla Olan Kişiler
Allah’ın lütfu ve ihsanı gereğince Allah bu kimseleri affeder, günahlarını bağışlar ve cennete koyar; asla cehennem onlara dokunmaz. İbni Ömer r.a’nun hadisinde belirtildiği gibi, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle demiştir: “Kıyamet günü yüce Allah mümine öyle yaklaşır ki onu rahmeti ile örter, günahlarını kendisine itiraf ettirir ve şöyle der: “Yapmış olduğun filan günahı biliyor musun? Yapmış olduğun filan günahı biliyor musun?” Mümin: “Biliyorum ya Rab.” der, günahlarını itiraf eder ve helak olacağını düşünürken yüce Allah, “Bu günahı dünyada örtmüştüm, bugün de mağfiret ediyorum.” buyurur. Bunun üzerine o kimseye sevaplarının yazılı olduğu defter verilir. Kafirler ve münafıklar ise, şahitler onlara şöyle derler: “İşte bunlar Rablerini yalanlayanlardır. Allah’ın laneti zalimlerin üzerinde olsun.”(Buhari 2441, Muslim 2768)
Yüce Allah şöyle dedi: “O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Araf 8)
“İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse, Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.” (Karia 6-7)
İkinci Kategori: İyilikleri ve Kötülükleri Eşit Olan Kişiler
Kötülükleri cennette ulaştırmayan, iyilikleri ise cehennemden alıkoymayan kimselerdir. Bunlar Araf ehli olup Cennet ile Cehennem arasında Allah’ın dilediği kadar durdurulur, sonra cennete girmelerine izin verilir. Yüce Allah şöyle dedi:
“İkisi (cennet ve cehennem) arasında bir sur A’râf üzerinde de birtakım adamlar vardır. Cennet ve cehennemliklerin hepsini simalarından tanımaktadırlar. Cennetliklere, “Selâm olsun size!” diye seslenirler. Onlar henüz cennete girmemişlerdir, ama bunu ummaktadırlar. Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman, “Ey Rabbimiz! Bizi zalim toplumla beraber kılma” derler. A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!” Sizin, ‘Allah bunları rahmete erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlar mı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz” derler.” (Araf 46- 49)
Üçüncü Kategori: Büyük Günahlarda ve Ahlaksızlıklarda Israr Ederek Allah’ın Huzuruna Giden ve Yaptıkları Kötülükler, İyiliklerine Ağır Gelen Kişiler
Bunlar, işledikleri günahlarla cehenneme girmeyi hak edenlerdir. Bunların bazıları ayak topuklarına kadar, bazıları bacakları kadar girerler; bazıları da bir secde izi kadar ateşten mahrum kalırlar. İşte bunlar Nebi s.a.v, diğer peygamberler, melekler ve müminlerin şefaatiyle ateşten çıkarılacak kişilerdir. Bu günahkârlar arasında daha büyük imana sahip olan ve daha az günah işleyenler, bir o kadar daha az azap görür ve cehennemde az kalırlar. Her kim daha büyük günah işlemiş daha zayıf imana sahip olursa cehennemde bir o kadar uzun süre kalır. Allah’tan afiyet ve selamet dileriz.
İşte Ahirette günahkâr müminlerin durumları bu şekildedir. Dünyada ise dinden çıkaran bir günah işlemedikleri müddetçe onlar, tüm selefi salihinin icmâ ettiği üzere imanları eksik olan müminlerdir.
Bu konuyu ifade eden birtakım ayet ve hadisler mevcuttur.
Yüce Allah şöyle dedi: “…Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir.” (Bakara 178)
Bu ayette yüce Allah, katili öldürülen kişinin akrabalarına kardeş olarak ifade etmiştir. Bu kardeşlik, iman ve din kardeşliğidir. Bu ayetten anlaşıldığı üzere mümin bir kimseyi öldürmek en büyük günahlardan olmasına rağmen katil, birini öldürmekle kafir olmaz.
“Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.” (Hucurat 9-10)
Yüce Allah bu ayette birbiriyle çatışan iki grubu mümin olarak adlandırmıştır. Oysa birbiriyle savaşmaları en büyük günahlardandır. Ayrıca iki grup arasında barışı sağlayan kişiyi de onların kardeşi olarak ifade edilmiştir. Bunlardan anlaşıldığı üzere şirk ve küfre ulaşmayan günahları işleyen kişi, iman kapsamında olup iman hükümlerine tabi olur. Ancak bu kişinin imanı eksik olur. Daha fazla bilgi için (Alam el Sünne el Menşura 212, Şerh Akide el Vasitiye, Şeyh b. Useymin 2/238)
En iyisini Allah bilir.
Kaynak:
Şeyh Muhammed Salih El Muneccid