Ana-Babaya İyilikte Bulunma
Anne ve Babanın Hizmeti; Erkek Çocuklarına mı? Yoksa Kız Çocuklarına mı vaciptir?
Dokuz kardeşten oluşan bir aileyiz, hepimiz evliyiz ve ailelerimiz var, babamız vefat etmiş annemiz de çok yaşlı olup onun bakım ve hizmetinde nöbetleşiyoruz. Bir kız kardeşimiz; annenin bakımı erkek çocuklara vacip olduğu gerekçesiyle bu hizmetten geri çekildi ve şeriata göre kadının kocasına ve çocuklarına bakması kendi annesine bakmasından daha vacip olduğunu öne sürdü. Bir takım ilim ehli ona bu konuda fetva verdiklerini iddia ediyor. Kız kardeşimizin dedikleri doğru mu? Oysa kız kardeşimiz zamanın çoğunu evin dışında geçiriyor, bazen de yolculukta oluyor, eşi ve çocuklarının hizmetiyle meşgul olduğunu görmüyoruz?Anne Ve Baba, Nafaka Ve Terbiye Konusunda Kusurlu Davransalar Da Onlara İtaat Ve İyilik Yapmak Çocukların Üzerinde Devam Eden Bir Haktır
Yüce Allah şöyle dedi: “Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” İlmine güvenmediğim birisi şöyle dedi: Terbiye görevini yerine getirmeyen anne veya babaya itaat, iyilik ve dua etmek vacip değildir. Çünkü yüce Allah’ın kelamında “beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi” ifadesi mevcuttur. Bu çıkarım doğru mu?Anne ve babaya yapılan duânın rızık getirdiğine dâir Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde bir hadis sâbit midir?
Anne ve babaya duâ etmenin rızık getireceğine dâir, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den pek çok mesajlar nakledilmektedir. Bu doğru mudur? Bu hadis hakkındaki fetvânızı öğrenmek istiyorum. Zirâ ben, bu hadisi bilmeden ve emin olmadan hatayla insanlar arasında yaydım. Bu davranışımdan dolayı ne yapmam gerekir?Ölen kimse için haccetmek mi, yoksa onun hac masraflarını sadaka-i câriyeye harcamak mı daha fazîletlidir?
Yetmiş yaşında hac farîzasını edâ eden bir adam, maddî imkânı olmadığından dolayı hac farîzasını edâ edemeden ölen annesi için haccetmek istiyor. Yine, hac masraflarını kendi malından ödeme imkânı bulamadığı için hac farîzasını edâ edemeden ölen hanımı için haccetmek istiyor. Fakat kocası, o hayattayken onun hac masraflarını ödeyecek imkâna sahipti. Sağlık durumu ve yaşının ilerlemiş olması sebebiyle bu kimse için önce annesinin, sonra da hanımının yerine haccetmesi mi daha fazîletlidir, yoksa annesi ve hanımının adına niyet edip bu hac masraflarını sadaka-i câriyeye harcaması mı daha fazîletlidir?Çocuk doğurmaya karşı gelen anne veya babaya itaat etmek
Üçüncü çocuğunu doğurmak isteyen bir kadına kocası izin verdiği halde annesi karşı çıkıyor. Bu konuda nasıl davranmak gerekir?Vârislerinin almakta oldukları babasının emekli maaşından sadaka-i câriye yaptırmak isteyen kimse
Vefât etmiş babamın emekli maaşından sadaka-i câriye yaptırmam câiz midir? Bilindiği üzere babamın emekli maaşını her ay annem, kız kardeşim ve erkek kardeşim almaktadırlar. Ben, babamın emekli maaşının bir kısmını her ay babam ve annesi (ninem) -Allah ikisine de rahmet etsin- için sadaka-i câriye için yaptırmak istiyorum.Sadaka-i Câriye nedir? Hayatta olanın amellerinden (ölü için yapmış olduğu iyiliklerden) hangisi ölüye ulaşır?
İslâmî kitapları veya bazı Kur'an-ı Kerim sûrelerini bastırıp dağıtmak dînen câiz midir? Bu amelin sevabı ölüye ulaşır mı? İslâmî kitapların dağıtılması câiz ise, bu kitapların üzerine ölenin adı (merhum falancanın nafakasından bastırılmıştır gibi) yazdırılabilir mi? En fazîletli sadaka-i câriye hangisidir? Delilleriyle birlikte zikreder misiniz?Gerçek anne ve babaya olan haklar ve hükümler, evlatlık edinen anne ve babaya da geçerli mi? Benim gerçek anne ve babamı bulmam gerekir mi?
Gayri Muslim bir aile, bir çocuğu evlat edinirler ancak çocuk büyüdüğünde Müslüman olur. Bu çocuk, kendisine evlatlık edinen ve yetiştiren anne ve babaya iyilik yapması ve onların bakımını üstlenmesi vacip mi? Zira okuduğumuz kaynaklarda insanın annesi ve babası Müslüman olmasa dahi kendisine bir masiyetle emretmedikleri müddetçe onlara itaat etmesi vaciptir. Gerçek anne ve babanın bu hakları, evlatlık edinen anne ve baba için de geçerli midir? Bu durumda olan bir çocuk gerçek annesi ve babası hayatta olduklarını öğrenirse onları bulup iyilikte bulunması vacip mi?Annesi kâfir olan biri
Annesi kâfir olan biri, annes kendisinin sakalından ve hanımının peçesinden nefret etmektedir. Oğlu üzerinde mutlak tasarruf sahibi olmayı istemektedir. Kocamın annesi de kâfirdir. Kâfir bir ülkede yaşamaktadır. Ben peçeliyim ve kocam da sakallıdır. Bir buçuk yaşında bir çocuğumuz da var. Bu mütedeyyinliğe razı olmuyor ve peçeyi bırakmamı da istiyor ancak buna uymuyorum. Onun resimlerini çekmemize müsaade etmemizi istiyor. Arkadaşları görsün diye bensiz götürmek de istiyor. Aynı zamanda benimle birlikte insanların arasına çıkmayı reddediyor. Arkadaşlarıyla birlikte evime gelmelerini istedim. Razı olmadı. Ancak onunla tek başına çıkmayı istiyor. Ben buna rıza göstermedim. Buna şimdilik müsaade etmiyorum. Ona zarar verebilir. Ben de onunla çıkmasına hala inat etmesini anlayamıyorum. Beni, kocamı ve oğlumu görmek istiyor. Ne yapmalıyım? Ancak ben onunla çoğu zaman iyi olmayan bir üslupla konuşuyorum. Ben bu yaptığımın dinden olmadığını biliyorum. Bu durumlarda onunla nasıl davranmam gerektiğini bilmek istiyorum?Vefât eden babasını çok seven ve ona iyilikte bulunmak isteyen kimse
Babam -Allah ona rahmet etsin- konusunda başıma gelen stresten dolayı size bu sorumu arz ediyorum. Babam iki yıl önce vefât etti. Babamın, Âlemlerin Rabbine karşı birtakım kusur ve ihmalleri vardı. Bunlar: 1. Farz namazları devamlı kılmazdı.Bazen namazlarını kılar, bazen de tembellikten dolayı kılmazdı. Fakat namazın farziyetini inkâr etmezdi. 2. Ramazan orucunu pek az tutardı.Bunun için de hastalığını gerekçe gösterir ve kalp ilaçlarını alması gerektiğini veya oruç tutmaya gücünün yetmediğini ileri sürerdi. Fakat babam sigara içenlerden idi.Zannedersem sigarayı bırakmaya gücü yetmediği için bu yüzden orucu da devamlı tutmazdı. 3. Eskiden bizim bir bakkal dükkanımız vardı. Bildiğim ve hatırladığım kadarıyla babam, bu dükkandaki malların zekâtını da vermezdi. O zamanlar maddi durumumuz da zordu ve ticaretimiz kazançlı değildi. Ondan sonra da dükkanımızı sattık. 4. Babam, bazen hac farîzasını yerine getirecek bir mala sahip olurdu, ama hac farîzasını yerine getirmedi. Babam bana sürekli hacca gitmeyi temennî ettiğini söylerdi, ama buna gücü yetmedi. Gözlerinde birçok tehlikeli sağlık problemlerine maruz kalmıştı. Bu sebeple kalabalık yerlerden, güneşten ve yorgun düşmekten uzak olması gerekiyordu. Fakat babamın vefâtından sonra bazı insanlar teberruda bulunarak onun yerine hac farîzasını edâ ettiler.Zannedersem üç kişiydiler ve babamın akrabalarından değillerdi. Ben babamı çok severdim. Aynı şekilde kendisini tanıyan herkes de babamı severdi. Bunun için sizden babama iyilikte bulunmam için bana hangi ameli yapmamı tavsiye edersiniz? Ben onu seviyorum ve onun için kabir azabından ve kıyâmet gününün azabından korkuyorum.Sevaplarını kendisi ile anne ve babası arasında paylaşmak isteyen bir bayan
Ben, sevaplarımı, üçte birini kendim, üçte birini annem ve geri kalan üçte birini de babam arasında pay edebilir miyim? Yani insanın, hem gündüzünde, hem de gecesinde, tesbih, istiğfar, sadaka ve duâ gibi bütün hayırlı amellerden kazanmış olduğu sevapları kastediyorum. Namaz, zekât, hac ve orucu bunun dışında sayıyorum. Yoksa bu saydığım ibâdetlerin dışında sadece sadakaların sevaplarını mı kendim ve onlar arasında pay edebilirim? Anne ve babam hayattayken veya onların ölümünden sonra onlar adına sadaka verebilir (tasadduk edebilir) miyim? Anne ve babam hayattayken, câmi yaptırmak ve Kur'an-ı Kerim satın alıp dağıtmak gibi, sevaplarını onların almaları için, onlar adına kendi malımdan sadaka-i câriye yaptırabilir miyim? Yine bunu, onların ölümünden sonra da yaptırabilir miyim? Onlar,(hayattayken) haram kazanç elde etmişlerse,o haram kazancı kendi malımdan (sahiplerine) geri verebilir miyim? Son olarak, ben namazda her secdede şu duâyı üç defa tekrar ediyorum: "Rabbim! Bana, ana-babama, onların ana-babalarına ve kardeşlerime mağfiret eyle! Bizi cehennem azabından koru ve bizi (cennette) Firdevs-i A'lâ'da kalıcı kıl!" Ayrıca günde tesbihle 200 defa: "Rabbim! Bana, ana-babama, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara mağfiret eyle!" diye duâ ediyorum. Bu yaptığım şeyler, güzel ve fayda veren bir amel midir, yoksa bid'at ve benim için vakit kaybı mıdır? Bu yaptığım şeyler, iyi ve fayda veren bir amel ise, benim bu sürekli yaptığım duâ vesilesiyle Allah Teâlâ ana-babamın, onların ana-babalarının ve kardeşlerimin bütün günahlarını bağışlar, bizi cehennem azabından korur ve bizi Firdevs-i A'lâ'da kalıcı kılar mı?Ölüler için namazın keffâretinin veya Kur'an okumanın hükmü
Benim babam vefat etti. Hayatının son dört yılında hasta idi. Vefat edeli bir ay oldu ve 52 yaşındaydı.Kan pıhtılaşması sebebiyle hareket edemeyen veya hareket edemeyen bir hasta idi. Bunun yanında şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu da vardı. Onun için namaz keffâretinin olup-olmadığını öğrenmek istiyorum. Zirâ bazı hocalar bunun (namaz keffâreti) olduğunu söylemektedirler. Yani; bazı hocalar vasıtasıyla üzerine Kur'an okumak sûretiyle yapılmaktadır. Bunu yapan da bu hocaların kendileridir. Bu konuda bazı görüşler ise buna aykırıdır. Sizden şu sorunun cevabını öğrenmek istiyorum: Babamın bu tehlikeli hastalığı sebebiyle ölmeden önceki son günleri için keffâret var mıdır yok mudur? Hocaların dedikleri gibi kendisine namaz keffâreti var mıdır?Ramazan ayına girmeden anne ve babasıyla tartışan kişiye nasihat
Ramazan ayına girerken annem ve babamla tartıştım, maddi durumları iyi olduğu halde evin masrafalarını adaletsiz bir şekilde bana yüklüyorlar. Bana ne tavsiye edersiniz?Ölen kimse için hac yapmak mı, yoksa sadaka vermek mi daha fazîletlidir?
Vefât etmiş anne ve babamın yerine hac yapmam mı daha fazîletlidir? Yoksa (hac için harcayacağım parayı) câmi yapımına veya Allah yolunda cihada mı harcamam daha fazîletlidir? Bilindiği üzere annem ve babam (hayattayken) farz haccı edâ etmişlerdi.Bir anne, beslenip gıda alması için kızını oruç tutmaktan engelleme hakkı var mıdır?
Bir annenin, gıdaya ihtiyacı olduğunu gerekçe göstererek kızını nâfile oruç tutmaktan engelleme hakkı var mıdır? Kızının da bu durumda annesine rağmen oruç tutması câiz midir?Annesi, onun doğum gününü kutlamak için parti düzenlemek isteyen genç kız ne yapmalıdır?
Müslüman olmayan annemin, doğum günümde benim için bir sürpriz doğum günü partisi düzenlemeyi planladığını öğrendim. Bu konudaki hüküm nedir? Eğer doğum gününü kutlamak câiz değil ise, annemin bu isteğini reddederken ona kötülük yapmamak için ne yapmalıyım?Bir Müslüman, anne ve babasına nasıl iyilik yapar
Annem ve babam sürekli tartışma halindedirler. Çünkü babamın iğneleyici ve saldırgan bir üsluba sahip olduğu gibi gizemli, ketum ve sert bir kişiliği vardır. Ben ve kardeşlerim ondan korkar ve ilişkimiz yüzeyseldir. Anne ve babanın önemini biliyorum. Allah’ı razı edip cenneti kazanmak için babama nasıl iyilik yapabilirim?Evli olan kadının anne ve babasına karşı sorumlulukları
Evli olan kadının anne ve babasına karşı sorumlulukları nelerdir?Hayatta olan veya ölen birisi için Kur'an okumanın hükmü
Benim okuma-yazma bilmeyen bir annem var ve ona iyilik yapmak istiyorum. Çoğu zaman okuduğum Kur'an'ın sevabını ona bağışlıyorum. Fakat bu davranışın câiz olmadığını işitince böyle yapmaktan vazgeçtim ve onun adına tasaddukta bulunmaya başladım. Annem şimdi hayatta ve yaşıyor. Hayatta olsun veya ölmüş olsun, annemin adına sadaka versem (tasaddukta bulunsam), bu sadakanın sevabı ona ulaşır mı? Yoksa sadece duâ mı ona ulaşır? Çünkü şu hadiste sadece duâ geçmektedir: إِذاَ ماَتَ اْلعَبْدُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلاَّ مِنْ ثَلاَثٍ: صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ، أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ، أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ. "Bir kul öldüğü zaman, amelinin sevabı kesilir. Ancak (hayrın devamlı olması ve faydasının kesilmemesi sebebiyle) şu üç şeyin sevabı kesilmez: Sadaka-i Câriye (müslümanların yararlanması için bir şeyi Allah rızâsı için vakfetmek gibi), faydalı ilim (insanlara Allah rızâsı için dînî ilimleri öğretmek veya bunun için kitap yazmak gibi), kendisine duâ eden hayırlı evlât (insan vefat ettikten sonra arkasında kendisine rahmet ve mağfiretle duâ eden birisini bıraktığı zaman, o evlâdın duâsı, yabancı bir kimsenin duâsından daha çok kabûle şayandır)." Bir insan, namazda veya başka yerlerde, otururken veya ayaktayken, anne ve babasına bol bol duâ eden birisi ise, yukarıda zikredilen hadis, onun Allah Teâlâ katında kendisinden iyilik ümit edilen hayırlı evlat olduğuna delâlet eder mi? Bu konuda beni aydınlatmanızı ricâ ediyorum. Allah Teâlâ size bol bol sevap vermesini diliyorum.Ölen babasına fayda vermek isteyen kimse
Ben, vefat etmiş babamın adına bir miktar mal verdim. Vefat etmiş babama fayda vermek istiyorum. Ramazan'da oruçluya yemek yedirmenin (iftar ettirmenin) dışında yapabileceğim başka bir şey var mıdır?