İndir
0 / 0
629221/03/2009

Mevlid-i Nebevî münâsebetiyle Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e milyarlarca salât toplama bid’atı

Soru: 126367

Ben, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât konusunda “Katılım yoluyla Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunma” yolunun meşrû olup-olmadığını öğrenmek istiyorum.

Buna göre her şahıs, tanıdığı kişilerden, belirli bir sayıda Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunmasını istemekte, sonra da tanıdığı kişilerden, arkadaşlarından ve âilesinden katılım yoluyla topladığı sayıyı, bu sayfada biraraya getirmesi için buraya koymaktadır.

Örneğin öğrencilerden birisi,bulunduğu semt veya mahallesindeki insanların evlerine giderek tek tek kapılarını çalmakta, her âileden, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e 1000 veya daha fazla salâtta bulunmasını istemekte ve onlara: ‘Salât konusunda son ulaştığınız sayıyı bana vermeniz için bir hafta sonra size tekrar döneceğim” demektedir. Bu insanlardan kimisi 1000, kimisi daha fazla salâtta bulunmaktadır. Bu şekilde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e yaklaşık olarak 1.500.000 salât toplamaktadır.

Başka bir öğrenci de okulundaki her öğrenciye, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e 500 defa salâtta bulunmasını isteyerek böylelikle 3.000.000 (üç milyon) salât toplamaktadır.

Siz de internette üye olduğunuz forumlarda bu konuyu yazabilirsiniz, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e belirli bir sayıda salâtta bulunmaları için foruma katılanlardan size katılmalarını isteyebilirsiniz ve bu katılımı forumda kısaca takdim edebilirsiniz.


Allah Teâlâ’dan size güzel muvaffakiyetler dilerim.

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd,
yalnızca Allah’adır.

Sünneti ve
onun ahkâmını bilen, sünnetin nuruyla aydınlanan, onun
gölgesinde gölgelenen, şeriata ve sünnete uymanın güzel
kokusunu koklayan herkes, soruda gelen bütün bu amellerin, sapık bir
bid’at olduğunu ve müslümanın, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘i sevmenin
böyle olmadığını çok iyi bilir.

Eğer
böyle olmasaydı, Ebu Bekir ve diğer sahâbe
-Allah onlardan râzı olsun- bu gibi amelleri
niçin bizden önce yapmadılar?

Saîd b.
el-Museyyib ve diğer tâbiîn -Allah onlara
rahmet etsin-, bu gibi amelleri niçin bizden önce
yapmadılar?

Dört
mezhep imamı ve diğer İslâm âlimleri, bu gibi amelleri niçin
bizden önce yapmadılar?

Bu
kimselerden hiçbirisi bunun gibi veya buna yakın hiçbir
davranışta bulunmuş değildir.

Evet… Allah Teâlâ, Peygamberi
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunmayı bize
emretmiş ve Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi buna teşvik etmiştir. Fakat Muhammed
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘i gerçekten sevenler ve büyük ecirler kazanmak
isteyenler, bunun gibi veya buna yakın hiçbir davranışta
bulunmamışlardır.

Bu iş için çizelge ve tablolar yaparak
vakit kaybetmek, bu çizelgeleri okullara, evlere ve internetteki forumlara
dağıtmak, bütün bunların hiçbir faydası yoktur ve ömrü
boşa tüketmektir.Hatta bu davranış; dînde çıkarılan
bir sapıklık ve akılsızlıktır!!

Bu davranışta bulunan kimseler,
şayet Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e uymanın anlamını bilmiş
olsalardı, Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in eşlerine olan davranışındaki
sünnetini, nasıl abdest alınması ve nasıl namaz
kılınması gerektiğini insanlara öğretmek,
onları, fâizi bırakmaya, cemaat namazını, hatta namazı
tamamen terketmemeye teşvik etmek ve kadınları,
açılıp-saçılmaktan uyarıp sakındırmak gibi, bu
gayret ve çalışmaları; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in sünnetini
bilmeyen ve dosdoğru yoldan sapan birçok tâife ve cemaatlere, İslâm
mesajının ulaşmasında büyük etkisi olabilecek insanlara faydalı
işlerde kılmaları mümkün olabilirdi. Fakat Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in gerçek
sünnetine uymaya alaylı gözle bakan ve onu dînin emrettiği
şekilde seven kimseleri tanımaz bir şekilde bakan bid’at ehli,
bu gibi çok kıymetli amellere nasıl muvaffak olabilir ki

Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunmanın hükmünü
öğrenmek için (101856) nolu sorunun cevabına
bakınız.

Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât ve selâmın ne anlama geldiğini
öğrenmek için (69944) nolu sorunun cevabına
bakınız.

Yukarıdaki
soruda zikredilen davranışlarda bulunan kimseler, bu fiilleriyle
birçok bid’atlara veya birçok yönden bid’atlara düşmüşlerdir.

Bunlardan
bazıları şunlardır:

Birincisi:

Bu
kimseler, Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e getirdikleri salâtı, bir bayram hâline
getirmişlerdir. Bu bayram ise, bid’at bir münâsebet olan Mevlid-i
Nebevî’dir.

Nitekim sitemizdeki (10070), (13810)
ve (70317) nolu soruların cevaplarında bu bid’atın
çirkinliğinin açıklaması daha önce geçmişti.

İkincisi:

Bu kimseler,
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e getirdikleri salâtı, belirli
bir sayıyla sınırlı tutmuşlar, bu hesaplama işini
de kendilerine ve insanlara yüklemişlerdir. Bu fiil, Allah Teâlâ’nın emretmediği bir davranıştır.
Oysa müslüman, -soruda gelen hadiste olduğu gibi, ki bu hadisin sahih
olup-olmadığı konusunda âlimler arasında görüş
ayrılığı vardır-, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e 10 defa salâtta
bulunabilir.10 defadan fazla salâtta bulunursa, kendisinin lehinedir.
Müslümanın, belirli sayıda olması gereken bir zikri, mutlak
(sınırsız) kılma hakkı yoktur. Aynı şekilde
mutlak olan bir zikri, kendi yanından belirli bir sayı ile
sınırlandırma hakkı da yoktur.

Böyle yapan kimselerle onlardan önceki bid’atçılar,
Abdullah b. Mes’ud’un -Allah
ondan râzı olsun- şu sözüne ne kadar da lâyıktırlar:

… فَعُدُّوا سَيِّئَاتِكُمْ؛
فَأَنَا ضَامِنٌ أَنْ لَا يَضِيعَ مِنْ حَسَنَاتِكُمْ شَيْءٌ.

[ رواه الدارمي في مقدمة سننه ]

“… Siz, kötülüklerinizi (günahlarınızı)
sayın! Zirâ ben, iyiliklerinizden hiçbir şeyin zâyi
edilmeyeceğine dâir size güvence veririm.(Yani iyilikleri
saymaya gerek yoktur. Çünkü iyiliklerin
karşılığını Allah Teâlâ mutlaka verecektir.Fakat siz
günahlarınızı sayın. Çünkü siz,
günahlarınızdan hesaba çekileceksiniz).” (Dârimî,sünenin
mukaddimesinde rivâyet etmiştir. Hadis no: 204)

(Hadisin tamamı Dârimî’de şöyledir:

أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ
الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ يَحْيَى قَالَ: سَمِعْتُ أَبِي يُحَدِّثُ
عَنْ أَبِيهِ قَالَ: كُنَّا نَجْلِسُ عَلَى بَابِ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ
قَبْلَ صَلَاةِ الْغَدَاةِ، فَإِذَا خَرَجَ مَشَيْنَا مَعَهُ إِلَى الْمَسْجِدِ،
فَجَاءَنَا أَبُو مُوسَى الْأَشْعَرِيُّ فَقَالَ: أَخَرَجَ إِلَيْكُمْ أَبُو
عَبْدِ الرَّحْمَنِ بَعْدُ؟ قُلْنَا: لَا، فَجَلَسَ مَعَنَا حَتَّى خَرَجَ.
فَلَمَّا خَرَجَ، قُمْنَا إِلَيْهِ جَمِيعًا، فَقَالَ لَهُ أَبُو مُوسَى: يَا
أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ! إِنِّي رَأَيْتُ فِي الْمَسْجِدِ آنِفًا أَمْرًا
أَنْكَرْتُهُ، وَلَمْ أَرَ وَالْحَمْدُ لِلهِ إِلَّا خَيْرًا. قَالَ: فَمَا هُوَ؟
فَقَالَ: إِنْ عِشْتَ فَسَتَرَاهُ. قَالَ: رَأَيْتُ فِي الْمَسْجِدِ قَوْمًا
حِلَقًا جُلُوسًا يَنْتَظِرُونَ الصَّلَاةَ، فِي كُلِّ حَلْقَةٍ رَجُلٌ وَفِي
أَيْدِيهِمْ حَصًى، فَيَقُولُ: كَبِّرُوا مِائَةً، فَيُكَبِّرُونَ مِائَةً.
فَيَقُولُ: هَلِّلُوا مِائَةً، فَيُهَلِّلُونَ مِائَة، وَيَقُولُ: سَبِّحُوا
مِائَةً، فَيُسَبِّحُونَ مِائَةً. قَالَ: فَمَاذَا قُلْتَ لَهُمْ؟ قَالَ: مَا
قُلْتُ لَهُمْ شَيْئًا انْتِظَارَ رَأْيِكَ، وَانْتِظَارَ أَمْرِكَ. قَالَ:
أَفَلَا أَمَرْتَهُمْ أَنْ يَعُدُّوا سَيِّئَاتِهِمْ وَضَمِنْتَ لَهُمْ أَنْ لَا
يَضِيعَ مِنْ حَسَنَاتِهِمْ، ثُمَّ مَضَى وَمَضَيْنَا مَعَهُ حَتَّى أَتَى
حَلْقَةً مِنْ تِلْكَ الْحِلَقِ، فَوَقَفَ عَلَيْهِمْ، فَقَال: مَا هَذَا الَّذِي
أَرَاكُمْ تَصْنَعُونَ؟ قَالُوا يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ! حَصًى، نَعُدُّ
بِهِ التَّكْبِيرَ وَالتَّهْلِيلَ وَالتَّسْبِيحَ. قَالَ: فَعُدُّوا
سَيِّئَاتِكُمْ؛ فَأَنَا ضَامِنٌ أَنْ لَا يَضِيعَ مِنْ حَسَنَاتِكُمْ شَيْءٌ.
وَيْحَكُمْ يَا أُمَّةَ مُحَمَّدٍ! مَا أَسْرَعَ هَلَكَتَكُمْ! هَؤُلَاءِ
صَحَابَةُ نَبِيِّكُمْ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُتَوَافِرُونَ، وَهَذِهِ
ثِيَابُهُ لَمْ تَبْلَ، وَآنِيَتُهُ لَمْ تُكْسَرْ، وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ
إِنَّكُمْ لَعَلَى مِلَّةٍ هِيَ أَهْدَى مِنْ مِلَّةِ مُحَمَّدٍ، أَوْ مُفْتَتِحُو
بَابِ ضَلَالَةٍ. قَالُوا: وَاللهِ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ! مَا أَرَدْنَا
إِلَّا الْخَيْرَ. قَالَ: وَكَمْ مِنْ مُرِيدٍ لِلْخَيْرِ لَنْ يُصِيبَهُ! إِنَّ
رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَدَّثَنَا أَنَّ قَوْمًا
يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ، لَا يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ، وَايْمُ اللهِ! مَا أَدْرِي
لَعَلَّ أَكْثَرَهُمْ مِنْكُمْ، ثُمَّ تَوَلَّى عَنْهُمْ، فَقَالَ عَمْرُو بْنُ
سَلَمَةَ: رَأَيْنَا عَامَّةَ أُولَئِكَ الْحِلَقِ يُطَاعِنُونَا يَوْمَ
النَّهْرَوَانِ مَعَ الْخَوَارِجِ.

[ رواه الدارمي
في مقدمة سننه ]

“Bize, el-Hakem b.
el-Mübârek haber verip (dedi ki): Bize Amr b. Yahya haber verip dedi ki:
Babamı, babasından şöyle rivayet ederken işittim:

(Babam) dedi ki:

– Biz, sabah namazından önce
Abdullah b. Mes’ûd’un kapısının önünde otururduk.
O dışarı çıktığında,
onunla beraber mescide giderdik. Derken bir gün, Ebû Musa el-Eş’arî yanımıza geldi ve:

– Ebû Abdurrahman (yani Abdullah b. Mesûd) hâlâ yanınıza
çıkmadı mı? diye sordu.

Bunun üzerine biz:

– Hayır, deyince, o da bizimle
beraber oturdu. Nihayet (Abdullah b. Mes’ûd) dışarı
çıkınca
toptan ona ayağa kalktık. Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi:

– Ebû Abdurrahman! Biraz önce mescidde(Mescid-i Nebevî’de)
yadırgadığım
bir durum gördüm. Fakat yine de, Allah’a hamd olsun, hayırdan
başka bir şey görmedim.

(Abdullah b. Mes’ûd):

– O gördüğün şey nedir? diye
sordu.

Ebû Musa:

– Yaşarsan birazdan göreceksin, dedi
(ve)
şöyle devam etti:

– Mescidde halkalar halinde oturmuş, namazı bekleyen bir
topluluk gördüm. Her halkada (onu idâre eden) bir
adam, (halkada bulunanların) ellerinde
de çakıl taşları vardı. (Halkayı idâre eden):

-Yüz defa Allahu Ekber deyin, diyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber
diyorlardı. Sonra, yüz
defa Lâ İlahe İllallah, deyin, diyor, onlar da yüz defa Lâ ilahe
İllallah diyorlardı. Yüz defa
Sübhanallah deyin, diyor, onlar da yüz defa Sübhanallah diyorlardı.

(Abdullah b. Mes’ûd):

– Peki onlara ne dedin? Diye sordu.

Ebû Musa:

-Senin bu konudaki görüşünü ve emrini bekleyerek onlara bir
şey söylemedim, dedi.

(Abdullah b. Mes’ûd) dedi ki:

– Onlara kötülüklerini
(günahlarını)
saymalarını emretseydin
ve iyiliklerinden hiçbir şeyin zâyi edilmeyeceğine dâir onlara
güvence verseydin ya! dedi.

Sonra (Abdullah b. Mes’ûd oraya) gitti, biz de onunla beraber gittik.
Nihayet o, bu halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve:

-Bu, yapmakta olduğunuzu gördüğüm
şey nedir? Diye sordu.

Onlar:

– Ey Ebû Abdurrahman! (Bunlar) çakıl taşlarıdır. Onlarla Allahu Ekber, Lâ ilahe İllallah ve
Sübhanallah deyişleri sayıyoruz, dediler.

Bunun üzerine Abdullah b.
Mes’ûd onlara dedi ki:

– Siz, kötülüklerinizi (günahlarınızı) sayın! Zirâ ben, iyiliklerinizden
hiçbir şeyin zâyi edilmeyeceğine dâir size güvence veririm.(Yani iyilikleri
saymaya gerek yoktur. Çünkü iyiliklerin
karşılığını Allah Teâlâ mutlaka verecektir.Fakat siz
günahlarınızı sayın. Çünkü siz,
günahlarınızdan hesaba çekileceksiniz). Yazıklar olsun size ey Muhammed Ümmeti! Ne çabuk
helak oldunuz! Oysa Peygamberiniz -salallahu aleyhi ve sellem-‘in şu ashâbıhâlâ aranızda bolca bulunmaktadır.
İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kapları henüz
kırılmamış durumdadır. Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, siz ya Muhammed’in
dininden daha doğru olan başka bir dîn üzeresiniz (ki bu imkânsızdır) ya da siz bir dalâlet/sapıklık
kapısı açanlarsınız.

Onlar:

– Allah’a yemîn olsun ki, Ebû
Abdurrahman, biz, hayırdan başka bir şeyi elde etmeyi istemedik,
dediler.

Bunun üzerine Abdullah b.
Mes’ud onlara şöyle karşılık verdi:

– Hayrı elde etmek
isteyen nice kimseler vardır ki onu hiç elde edemezler.Çünkü Rasûlullah
-salallahu aleyhi ve sellem-: ‘Kur’an’ı okuyacak, fakat (bu okuyuşları sadece dilde kalacak olan ve)
onların
köprücük kemiklerinden ileriye geçmeyecek olan bir topluluğu bize
haber vermişti. Allah’a yemîn olsun ki, bilmiyorum, belki onların
çoğu sizdendir.

Sonra Abdullah b. Mes’ud onlardan
uzaklaşıp gitti.

(Amr b. Yahya’nın dedesi)
Amr b. Seleme sonra şöyle dedi:

– Bu halkalardaki
(insanların) genelinin, Nehrevân savaşında
Haricîlerin yanında (safında) bize karşı
vuruşurken (savaşırken) gördük.” (Sünen-i
Dârimî; Delilsiz olarak bir görüşü almanın mekruhluğu,
hadis no: 204).

Bu konuda (11938)
nolu sorunun cevabına bakınız.

Üçüncüsü:

Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunmak, cemaatle yapılan umumi
zikirlerden değildir. Aksine salât, kul ile Rabbi arasındaki
özel bir zikirdir.

Nitekim İbn-i Kayyim
-Allah ona rahmet etsin- bu konuda
şöyle demiştir:

“Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunmak, en fazîletli ve Allah Teâlâ’ya en
sevimli amellerden olmakla birlikte, her zikrin kendine has bir yeri
vardır. O zikrin yerine başka bir zikir geçmez.

Denildi ki: Bundan dolayıdır ki (namazda)
rükûda iken, rükûdan doğrulduktan sonra kıyamda iken ve secdede iken,
Peygamber -sallallahu aleyhi
ve sellem-‘e salâtta bulunmak meşrû değildir.”
(Celâu’l-Efhâm fî Fadli’s-Salâti alâ Muhammedin Hayri’l-Enâm sallallahu aleyhi ve sellem; c: 1, s: 424).

Bu iki noktanın açıklaması için (88102),
(82559), (22457) ve (21902) nolu
soruların cevaplarına bakabilirsiniz.Çünkü bu soruların
cevaplarında detaylı bilgiler bulunmaktadır.

Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salât konusunda bu yolu icat eden kimsenin bu
bid’atından tevbe etmesi ve insanları bu işe katılmaya
çağırmaktan vazgeçmesi gerekir. Bu davranışın bid’at
oluşunu öğrenen herkesin, insanların bu işe
katılmalarına veya aldanıp da bu işe dâvet edenlerin
çağrılarına engel olması ve onları bu işten
nehyetmesi gerekir.

Aklı başında olan birisi, böyle
söylemekle, insanları, Rabbânî emre icâbet ederek ve Nebevî
teşviki gerçekleştirmek için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta
bulunmalarına engel olduğumuzu sanmasın.Çünkü bu veya başka bid’at yollarla Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta
bulunarak Allah Teâlâ’nın rızâsına yakın olunmaz.

Okunmasını tavsiye ettiğimiz
soruların cevaplarında daha fazla açıklamalar bulunmaktadır.
Bu cevapları düşünerek okumalısınız.

Allah Teâlâ’dan bu cevapları faydalı
kılmasını ve yolunu sapıtmış müslümanları,
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in
sünnetine uymaya iletmesini dileriz.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android