0 / 0
8,10317/06/2012

Mal sahibi olabilmek için boşanma iddiasıyla kâfir ülkelerin kanunlarına hile yapmak

Soru: 126378

Biz, İsveç’te yaşıyoruz ve burada bir çok erkek mahkemede talak (boşama) lafzını kullanmadan kâğıt üzerinde eşlerini boşamaktadır. Bunu da her bir eş ayrı bir daire ve ayrı aylık almak için yapmakta, (kâğıt üzerinde boşandıktan) sonra da aynı evde yaşamakta ve elde ettikleri diğer evi (daireyi) de kiraya vermektedirler.

Bu durumda talak (boşama) vuku bulur mu?

Eğer talak vuku bulmazsa, bu ülkede (kâfirlere) İslâm’ın güzel ahlâkını göstermemiz ve onları İslâm’a dâvet etmemiz yerine, müslümanın bu şekilde yaşaması ve kanunlara karşı hileye başvurması câiz midir?

Cevap metni

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Birincisi:

Bir insan,bir kâğıda açık ifâdelerle talakı yazar ve talakıniyet ederse, bu durumda âlimlerin ittifakıyla talak vuku bulur.Çünkü yazı, kendisinden talakınanlaşıldığı birtakım harflerdenoluştuğu için onu dille telaffuz etmeye benzer. Ayrıcayazı, onu yazanın sözlerinin yerine geçer. Bunun delili; Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- risâleti tebliğ etmekle emrolunmuştur.Nitekim O, bu risâlet kimi zaman sözle, kimi zaman da yazıylatebliğ etmiştir.

Fakattalakı yazıyla yazar da bu yazıyla talaka niyet etmezse,âlimlerin cumhuruna göre talak vuku bulmaz.

İbn-iKudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Talakıniyet etmeksizin yazarsa, zikrettiğimiz sebepten dolayı İmamAhmed’in iki rivâyetinden (görüşünden) birisine göre talak vukubulur. Bu, Şa’bî, Nehaî, Zührî ve Hakem’in görüşüdür.

İmamAhmed’in ikinci rivâyetine göre ise, niyet etmeden talak vuku bulmaz. Bu,Ebu Hanife, Mâlik ve Şâfiî’nin görüşüdür. Çünküyazı, ihtimallidir. Çünkü yazı ile kalemin nasılyazı yazdığı denenmiş olabilir veya hattıgüzelleştirmek veyahut da hanımı korkutmak kastedilmişolabilir. Bu sebeple niyet edilmeksizin talak vuku bulmaz.”(“el-Muğnî”; c: 10, s: 504)

Bu konudabakınız: “Bedâi’u’s-Sanâi'”; c: 4, s: 384.”eş-Şerhu’l-Kebîr”; c: 2, s: 384.”Muğni’l-Muhtâc”; c: 3, s: 284. “el-İnsaf”; c:22, s: 230.

Bunagöre; mahkemede kâğıt üzerine yazmakla talakıkastetmediği sürece talak vuku bulmaz.

Bu konuda (72291)ve (72860) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.

İkincisi:

Müslümanın,nerede olursa olsun, sözlerinde, fiillerinde ve müslüman olmasalar bile, başkalarıylaolan ilişki ve hareketlerinde emîn (güvenilir) ve doğru sözlüolması gerekir. Bu sebeple müslümanın yalan söylemesi vealdatması câiz değildir. Zirâ bu davranış, büyükgünahlardandır.

Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

أَرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فِيِه كَانَمُنَافِقًا خَاِلصًا، وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌمِنْهُنَّ كَانَتْ فِيهِخَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتَّى يَدَعَهَا: إِذَااؤْتُمِنَ خَانَ، وَإِذَاحَدَّثَ كَذَبَ، وَإِذَا عَاهَدَ غَدَرَ، وَإِذَاخَاصَمَ فَجَرَ. [ رواه البخاري ومسلم ]

“Şu dört haslet kimde bulunursa o hâlismünâfık olur.Kimde de bu hasletlerden birisi bulunursa, o hasleti terkedinceye kadar onda münâfıklıktan bir haslet bulunmuş olur. Buhasletler:

-Kendisine bir emânet bırakıldığızaman ona ihânet eder.

-Konuştuğu zamanda yalansöyler.

-Söz verdiği zamansözünde durmaz (sözünü yerine getirmez).

-Bir kimseyle çekiştiği zamanhaktan ayrılıp bâtıla sapar.”(Buhârî;hadis no: 34. Müslim; hadis no: 58)

Yine Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

مَنَ غَشَّ فَلَيْسَ مِنِّي. [ مسلم ]

“Aldatan benden (benim hidâyetim ve sünnetim üzere) değildir.” (Müslim;hadis no: 102)

Daire ve aylık elde etmek gibi maddî menfaat eldeetmek için boşanma davasında hile yapmak; aldatmak, yalansöylemek ve sahtekârlık yapmaktır. Devlet tarafından resmîolarak emniyet ve güven içerisinde yaşadığı sürece kâfirbir devlet de olsa, bu davranışta bulunmak câiz değildir.

Bu kâfirdevlet o kimseye emniyet ve güven sağlamış, onu himâyesinealmış, onu ve malını korumuşsa, o ülkeyekarşı güvenilir bir kimse olması gerekir. Bu sebeple bu kimsenino devlete ihânet etmesi veya onu aldatması câiz değildir.

İmamŞâfiî -Allah ona rahmet etsin- bukonuda şöyle demiştir:

“Müslümanlardan bir topluluk, Dâru’l-Harb olan birülkeye emniyet ve güven içinde girerlerse, o ülkeden ayrılıncaya veyakalacakları süreye kadar düşmanları da onlardan emîn olurlarsa,onlara zulmedemezler veya onlara ihânet edemezler.” (“el-Umm”;c: 4, s: 263)

Gayri müslimlerin ülkesşnde ikâmet eden kimsenin, gayrimüslimlere İslâm’ın üstünlüğünü ve büyüklüğünügöstermesi ve kendisinden güzel intibalar almaları için Allah Teâlâ’nındînine sımsıkı bağlı kalması veİslâm’ın üstün âdâb ve ahlâkyla ahlaklanması gerekir.Ayrıcahem kendisine, hem de İslâm’a kötülük etmemek için,İslâm’ın öğretilerine aykırı hareket etmemesi veonun yasakladığı şeyleri işlememesi gerekir.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android