İndir
0 / 0
11717014/06/2009

GÖZLERİ HARAMA BAKMAKTAN SAKINDIRMAYA YARDIMCI OLAN YOLLAR

Soru: 132973

Benim sorum, karmaşık bir mesele ile ilgilidir. Burada Kanada’da ahlâkî yönden bir noksanlık var. İnsanların -özellikle de kadınların çoğu- bedenlerini yok denilecek kadar bir şeyle örtmektedirler.Benim problemim şudur: Bu kadınlara bakmaktan kendimi alamıyorum (geri duramıyorum). Evliliğin benim üzerime farz olduğunu ve İslâmî bir ülkeye gitmem gerektiğini de biliyorum. (Ama şimdi onu da yapamıyorum). Bu problemle mücâdele etmeme yardımcı olacak öğütler verebilir misiniz?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, Allah Teâlâ’yadır.

Bizler burada -sitemizde-, şer’î bir
özrü olmayanın kâfirlerin ülkelerinde kalmasının helal
olmadığını defalarca söyledik. Bu ülkelerde küfür,
fâsıklık, isyan ve Allah Teâlâ’nın insanları
yaratmış olduğu fıtrattan uzaklaşma had
safhadadır. Bu ülkelerde yaygın olan fuhşiyattan birisi de
açık-saçıklıktır. Öyle ki bir kadın, -soru
soranın dediği gibi- üzerinde neredeyse vücudunu örtecek hiçbir
şey yok sayılacak şekilde giyinmektedir.

Bu olay, haramlara ve büyük günahlara
götürebilir.Bu haramlardan bazıları şunlardır:

Kadınlarla erkeklerin aynı ortamda
bulunması, birbirlerine dokunmaları ve zinâ… Bütün bunların
başlangıcı ise, bakıştır.

Bunun içindir ki İslâm şeriatı,
zinâya götüren bütün yolları haram kılmıştır. İşte
bu yollardan birisi de, yabancı bir kadına bakmaktır.

a). Nitekim Allah Teâlâ şöyle
buyurmuştur:


قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ
يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ
إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
[ سورة النور الآية:30]

“(Ey Peygamber!) Mü’min erkeklere söyle:
Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine
bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret
yerlerini göstermek gibi Allah’ın haram kıldığı
şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha
temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların
yapmakta olduklarından haberdârdır.” (Nur Sûresi: 30).

İmam İbn-i Kesir -Allah ona rahmet etsin-
şöyle demiştir:

“Bu, Allah Teâlâ’nın mü’min kullarına, bakmalarını kendilerine haram
kıldığı şeylerden gözlerini sakınmaları
için bir emridir. Bu sebeple onlar, Allah Teâlâ’nın kendilerine mübah kıldığı
şeylerden başkasına bakmasınlar ve haram kılınan
şeylere bakmaktan gözlerini kapatsınlar.Eğer gözleri,
kasıtsız olarak bir harama takıldığı zaman,
gözlerini hemen ondan çevirsinler.” (İbn-i Kesir Tefsiri; c: 3, s: 282).

b). Yine Allah Teâlâ şöyle
buyurmuştur:

…وَإِذَا سَأَلْتُمُوهُنَّ مَتَاعًا فَاسْأَلُوهُنَّ مِنْ
وَرَاء حِجَابٍ …

[سورة
الأحزاب من الآية: 53]

“Peygamber -sallallahu aleyhi
ve sellem-‘in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman
perdenin arkasından isteyin.” (Ahzâb Sûresi: 53)

c). Cerîr b.
Abdullah’tan -Allah ondan
râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle
demiştir:

سَأَلْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ
نَظَرِ الْفُجَاءَةِ، فَأَمَرَنِي أَنْ أَصْرِفَ بَصَرِي.
[ رواه مسلم ]

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e,
yabancı bir kadına kasıtsız olarak ani bakış
hakkında sordum. Bana, bir daha bakmamamı emretti.”
(Tirmizî rivâyet etmiş ve : Bu, hasen sahih
hadistir, demiştir. Elbânî de “Sahîhu’l-Câmi’; hadis no: 2776’da
hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. Hadis aynı zamanda Müslim’dedir.;
hadis no: 2159).

İmam Nevevî
-Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:


نَظَرِ
الْفُجَاءَةِ: Yabancı bir kadına gözün
kasıtsız olarak takılmasıdır. Bu sebeple ilk
bakışta kendisine herhangi bir günah yoktur.Ama gözünü hemen
çevirmesi gerekir. Eğer gözünü hemen çevirirse, kendisine herhangi
bir günah yoktur. Yok eğer bakışını devam ettirse
(uzatırsa), -bu hadis gereği- günahkâr olur. Çünkü Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem- (Cerîr b. Abdullah’a) gözünü çevirmesini
emretmiştir.

Ayrıca -eğer bakışını
devam ettirse-, Allah Teâlâ’nın şu emri gereği de günahkâr olur:


قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ
يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ
إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
[ سورة النور الآية:30]

“(Ey Peygamber!) Mü’min erkeklere söyle:
Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine
bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret
yerlerini göstermek gibi Allah’ın haram kıldığı
şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha
temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların
yapmakta olduklarından haberdârdır.” (Nur Sûresi: 30).

Erkeklerin,bütün bu hallerde kadınları gördükleri
zaman gözlerini onlardan derhal sakınmaları gerekir. Ancak
kadının şâhitlik yapması, tedâvi olması,
nişanlanması, bir şey satın alması veya
alış-verişte bulunması gibi geçerli şer’î sebepler
bunun dışındadır. Bütün bu hallerde de ihtiyaç kadarının
dışına çıkmamak kaydıyla kadına bakmak
mübahtır.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.” (Müslim Şerhi; c: 14, s: 139)

İkincisi:

Gözleri
harama bakmaktan sakındırmaya yardımcı olan birtakım
yollar vardır. Allah Teâlâ’dan bunları gerçekleştirmenize
yardımcı olmasını dileriz:

1. Allah Teâlâ’nın
sizi görüp gözetlediğini biliniz. Çünkü O, sizi
görmekte ve ilmiyle sizi kuşatmaktadır. Hâin bir
bakışı, yanınızda olan kimse bilmeyebilir, ama Allah
Teâlâ onu bilir.

Nitekim Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَعْلَمُ خَائِنَةَ
الْأَعْيُنِ وَمَا تُـخْفِي الصُّدُورُ
[ سورة غافر الآية: 19]

“Allah,
gözlerin hâin bakışlarını ve kalplerin (hayır ve
şer olarak) gizlediklerini bilir.” (Ğâfir/Mü’min Sûresi:
19)

2. Allah Teâlâ’dan yardım dileyiniz, O’nun huzurunda boyun eğiniz
ve O’na yalvarıp-yakarınız.

Nitekim Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ
يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ

[ سورة غافر الآية:60]

“Rabbiniz şöyle
buyurdu: Yalnızca bana duâ edin
(ibâdeti yalnızca bana yapın) ki duânıza icâbet
edeyim.Yalnızca bana ibâdet etmeyi bırakıp byüklenenler,
aşağılanarak (zelîl bir halde) cehenneme
gireceklerdir.” (Ğâfir/Mü’min Sûresi: 60).

3. Sahip
olduğunuz her nimetin, Allah Teâlâ tarafından olduğunu
biliniz.Bu nimetlerin sizin tarafınızdan şükre ihtiyacı
vardır. Dolayısıyla görme nimetinin şükrü, onu Allah
Teâlâ’nın haram kıldığı şeylerden
korumaktır. Zaten iyliğin karşılığı,
iyilikten başka bir şey midir ki?

Nitekim Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَا بِكُم مِّن نِّعْمَةٍ فَمِنَ اللهِ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ
الضُّرُّ فَإِلَيْهِ تَجْأَرُونَ
[سورة النحل الآية: 53]

“(Hidâyet bulmak,
bedenin sıhhatli olması, bol rızık ve evlada sahip olmak
gibi)nimet olarak size ulaşan
ne varsa, yalnızca Allah’tandır (bunları size bahşeden
Allah’tır). Sonra size (hastalık, belâ ve kıtlık
gibi) bir zarar dokunduğu zaman da yalnızca O’na
yalvarırsınız.”(Nahl Sûresi: 53)

4. Nefsinizle mücâdele ediniz, gözleri harama bakmaktan sakındırmaya
alıştırınız, bu uğurda sabrediniz ve
ümitsizliğe kapılmaktan uzak durunuz.

Nitekim Allah
Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا
وَإِنَّ اللهَ لَمَعَ الْـمُحْسِنِينَ
[سورة العنكبوت الآية: 69]

“Ama
bizim için (Allah’ın düşmanları, nefis ve şeytanla)
savaşanları (ve Allah yolunda fitne ve eziyetlere sabredenleri),
mutlaka kendi yollarımıza eriştiririz (ve onları
dosdoğru yolda sebât ettiririz). Hiç şüphe yok ki Allah, güzel
davranışta bulunanlarla beraberdir.” (Ankebut Sûresi: 69)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle
buyurmuştur:

مَنْ يَسْتَعْفِفْ يُعِفَّهُ اللهُ، وَمَنْ يَسْتَغْنِ يُغْنِهِ
اللهُ، وَمَنْ يَتَصَبَّرْ يُصَبِّرْهُ اللهُ، وَمَا أُعْطِيَ أَحَدٌ عَطَاءً
خَيْرًا وَأَوْسَعَ مِنْ الصَّبْرِ.
[رواه البخاري]

“Kim, iffetli olmak isterse, Allah onu iffetli kılar.
Kim, insanlardan istemekten (dilenmekten) vazgeçerse,
Allah onu(n kalbini) zengin kılar. Kim, Allah’tan sabırda
muvaffak kılmasını isterse, Allah ona sabrı kolay kılar.Hiç
kimseye, sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir nimet
verilmemiştir.” (Buhârî; hadis no: 1469).

5. Bu konuda seçim/tercih
yapmak size kalmış olmakla birlikte, insanın harama bakma
fitnesinden endişe ettiği yerlerden uzak durunuz. İşte
bunlardan birisi de çarşı vepazarlara gitmek ve yollarda oturmaktır.

Peygamber -sallallahu aleyhi
ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

إِيَّاكُمْ وَالْـجـُلُوسَ
بِالطُّرُقَاتِ، فَقَالُوا: يَا رَسُولَ اللهِ! مَا لَناَ مِنْ مَـجَالِسِنَا
بُدٌّ نَتَـحَدَّثُ فِيهَا، فَقَالَ:فَإِذَا أَبَيْتُـمْ إِلَّا الْـمَجْلِسَ
فَأَعْطُوا الطَّرِيقَ حَقَّهُ، قاَلُوا: وَمَا حَقُّ الطَّرِيقِ يَا رَسُولَ اللهِ؟
قَالَ: غَضُّ الْبَصَرِ، وَكَفُّ الْأَذَى، وَرَدُّ السَّلاَمِ، وَالْأَمْرُ بِالْـمَعْرُوفِ،
وَالنَّهْيُ عَنِ الْـمُنْكَرِ.

[متفق
عليه]

“Yollarda oturmaktan
kaçının! Bunun
üzerine sahâbe:


Biz, yollarda oturmaya mecburuz
(bunu
bırakamayız). Yollarda birbirimizle
konuşuyoruz,
dediler.

Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem-:


Yolda oturmaktan vazgeçemeyecekseniz,
hiç
değilse
yolun hakkını verin, buyurdu.


Yolun hakkı nedir ey Allah’ın
elçisi?
diye sorduklarında,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

– Harama bakmaktan gözü sakındırmak,
yoldan gelip-geçenleri incitmemek, selâmı almak, iyiliği emredip
kötülükten nehyetmektir, buyurdu.”
(Buhârî;
hadis no: 2333. Müslim; hadis no: 2121).

6. Bilmeniz gerekir ki şartlar ve durumlar ne olursa
olsun, kötülüğe çağıran kim olursa olsun, kalbinizde
duygusallık ve fırtınalar ne kadar çok hareket ederse etsin,
sizin bu konuda başka bir seçeneğiniz yoktur.Çünkü her yer ve
zamanda, harama bakmaktan gözü sakınmak gerekir. Sizin,
örneğin toplumun bozulduğunu gerekçe gösterme
hakkınız yoktur ve fitneye çağıran şeylerin
olması, hata etmenizi (günah işlemenizi) haklı çıkarmaz.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللهُ
وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَ لَهُمُ الْـخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن
يَعْصِ اللهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً مُّبِيناً
[سورة الأحزاب الآية: 36]

“Allah ve Rasûlü bir meselede hüküm verdiği
zaman, hiçbir erkek ve kadın mü’minin, o konuda başka bir tercihte
bulunma hakkı yoktur.Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse,
apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”
(Ahzâb
Sûresi: 36)

7. Nâfile
ibâdetleri çokça yapınız. Çünkü farz ibâdetlere devam ederek
nâfile ibâdetleri de çokça yapmak, kulun duyu organlarını
korumasının bir sebebidir.

Nitekim bir
kudsî hadiste şöyle buyurulmuştur:

إِنَّ اللهَ قَالَ: مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ
بِالْـحَرْبِ، وَمَا تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أَحَبَّ إِلَيَّ مِـمَّـا
افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ
حَتَّى أُحِبَّهُ، فَإِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ،
وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ، وَيَدَهُ الَّتِي يَبْطِشُ بِهَا، وَرِجْلَهُ
الَّتِي يَمْشِي بِهَا، وَإِنْ سَأَلَنِي لَأُعْطِيَنَّهُ وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي
لَأُعِيذَنَّهُ، وَمَا تَرَدَّدْتُ عَنْ شَيْءٍ أَنَا فَاعِلُهُ تَرَدُّدِي عَنْ
نَفْسِ الْـمُؤْمِنِ يَكْرَهُ الْـمَوْتَ وَأَنَا أَكْرَهُ مَسَاءَتَهُ.

[رواه البخاري]

” Şüphesiz Allah şöyle buyurdu: Kim, benim (Allah’ı bilen, O’na itaate devam eden ve ibâdetinde
ihlaslı olan) bir dostuma düşmanlık ederse, ona harp ilân
ederim. Kulum, bana
kendisine farz kılmış olduğum amellerden daha sevimli bir amelle yaklaşamaz. Kulum, nâfilelerle de bana
(benim rızâma nâil olmaya) yaklaşmaya devam ederse, onu severim.Onu sevdiğim
zaman da işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve
yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey
istediği zaman istediğini mutlaka ona veririm, bana sığındığı
zaman,mutlaka onu korurum.Mü’min bir
kulumuncanını almakta tereddüt
ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş değilim. O
ölümü istemezken, ben de fazla yaşlanarak
kötü
duruma düşmesini arzu etmem. ” (Buhârî; hadis no: 6137)

8.Üzerinde günah işlediğiniz toprağın (kıyâmet
günü) sizin aleyhinize şâhitlik edeceğini
hatırlayınız.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
[ سورة الزلزلة الآية: 4]

“İşte
o gün (kıyâmet günü) yer, üstünde olup biten (hayır
ve şer, işlenen) her şeyi anlatır/haber verir.”(Zelzele Sûresi:
4)

9. İşlediğiniz amellerinizi yazıp kaydeden “Hafaza
Melekleri” olduklarını hatırlayınız.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَـحَافِظِينَ.
كِرَاماً كَاتِبِينَ. يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ
[سورة الانفطار الآيات: 10-12]

“Şüphesiz ki sizin üzerinizde
(bütün)
yaptıklarınızı bilen şerefli kâtipler, hafaza
melekleri vardır.”(İnfitâr Sûresi: 10-12)

10. Gözleri harama
bakmaktan yasaklayan bazı naslar (âyet ve hadisler) olduğunu
hatırlayınız.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ
يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ
إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
[ سورة النور الآية:30]

“(Ey Peygamber!) Mü’min erkeklere söyle:
Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine
bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret
yerlerini göstermek gibi Allah’ın haram kıldığı
şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha
temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların
yapmakta olduklarından haberdârdır.” (Nur Sûresi: 30).

11. Boş şeylere bakmaktan uzak
durunuz.Dolayısıyla gerek duyduğunuz şeylerden
başkasına bakmayınız.Gözlerinizi serbest
bırakarak sağa-sola çevirmeyiniz. Fitne içeren şeye
bakmanın etkisiyle gözlerinizi ondan kurtarmaya gücünüz yetmeyebilir.

12. Evleniniz. Evlilik, (bu meselede) en faydalı
çözümdür.

Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu
konuda şöyle buyurmuştur:

يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ! مَنِ اسْتَطَاعَ الْبَاءَةَ
فَلْيَتَزَوَّجْ؛ فَإِنَّهُ أَغَضُّ لِلْبَصَرِ، وَأَحْصَنُ لِلْفَرْجِ، وَمَنْ
لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ؛ فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ.

[رواه
البخاري]

“Ey
gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten
evlensin. Çünkü evlilik,
(harama
bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten)
iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun.Çünkü oruç,(harama
düşmekten) bir himâyedir.” (Buhârî; hadis no: 5065. Müslim;
hadis no: 1400).

13. Oruç tutunuz. Nitekim yukarıda geçen hadiste Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- böyle emretmiştir.

14. Emrolunduğunuz şeyleri,
Allah Teâlâ’nın emrettiği şekilde yerine getiriniz.
Emrolunduğunuz şeylerden birisi de namazdır.

Nitekim Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


إِنَّ الصَّلاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْـمـُنْكَرِ…

[ سورة العنكبوت من الآية: 45]

“Şüphesiz
ki namaz(a devam etmek, sahibini) hayâsızlıktan ve kötülükten
alıkoyar.” (Ankebût Sûresi: 45)

15.Hurilere kavuşabilmek için Allah Teâlâ’nın size haram
kıldığı şeylere sabretmenize öncülük etmesi ve
yol göstermesi için hurileri hatırlayınız.

Nitekim Allah
Teâlâ huriler hakkında şöyle buyurmuştur:

وَكَوَاعِبَ أَتْرَاباً
[ سورة النبأ الآية: 33 ]

“(Takvâ
sahiplerine eşler olarak) iri göğüslü yaşıt kızlar
vardır.” (Nebe Sûresi: 33)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle
buyurmuştur:

لَرَوْحَةٌ
فِي سَبِيلِ اللهِ أَوْ غَدْوَةٌ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا، وَلَقَابُ
قَوْسِ أَحَدِكُمْ مِنَ الْـجَنَّةِ أَوْ مَوْضِعُ قِيْـدٍ -يَـعْنِي سَوْطَهُ-
خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا، وَلَوْ أَنَّ امْرَأةً مِنْ أَهْلِ الْـجَنَّةِ
اطَّلَعَتْ إلَى أَهْلِ الْأَرْضِ لَأَضَاءَتْ مَا بَيْنَـهُـمَـا، وَلَـمَلأَتْـهُ
رِيـحاً، وَلَنَصِيفُهَا عَلَى رَأْسِهَا خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا.

[متفق عليه]

“Allah yolunda
akşam veya sabah cihâd için yola çıkmak, dünya ve içindekilerden daha
hayırlıdır. Sizden birinizin yayı veya kamçısı
kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha
hayırlıdır.
Şayet
cennet
ehlinden bir kadın,
yeryüzü ehline görünecek olsaydı, yerle gök arasını
aydınlatır ve onu güzel koku ile doldururdu. Cennet ehlinden bir
kadının başındaki örtüsü, dünya ve içindekilerden daha
hayırlıdır.”
(Buhârî; hadis no:
2643)

16. (Hurilere göre) kendisine bakılan kadının noksanlığını
ve içerisinde taşıdığı -dışkı ve idrar
gibi- pislikleri hatırlayınız.

17. Yüce gâyeler ve yüksek idealler taşıyınız.

18. Arasıra nefis muhasebesi yapınız ve nefsiniz harama
bakmaktan sakındırmak için mücâdele veriniz. Biliniz ki her atın,
bir tökezlemesi vardır.

19. Harama bakmanın ardından gelecek elem ve
pişmanlığı hatırlayınız.Gözleri haram
olan şeylere bakmaktan yasaklamamak ve onları alabildiğince
serbest bırakmanın sonuçlarını daha önce
zikretmiştik.

20. Gözleri harama bakmaktan sakındırmanın
faydalarını biliniz. Bu faydaları daha önce
zikretmiştik.

21. Bu konuyu oturumlarda ve toplanılan yerlerde ortaya atmalı
ve tehlikesini açıklayınız.

22. Kadınlardan yakın akrabaları hallerini düzeltmeye
çalışınız, bakışları cezbeden ve vücudun
güzelliklerini ortaya çıkaran elbiseler giymemeleri konusunda onlara nasihat
ediniz. Örneğin; elbise giyme şekli, elbisenin çekici renkleri,
yürüyüş şekli ve cilveli konuşmak, bunlardandır.

23. O işe azmetme durumuna gelmeden, sonra da yapma durumuna
geçmeden önce akla gelen şeyleri ve vesveseleri başınızdan
savınız (defediniz). Bu sebeple kim ilk bakışta
gözlerini haramdan sakındırırsa, sayılamayacak kadar
olan âfetlerden kurtulur. Yok eğer tekrar tekrar bakarsa, kalbine
yerleşen ve söküp çıkarılması zorlaşan şeylerden
kurtulamaz.

24. Kötü âkibetten ve ölürken üzüntü ve keder içerisinde
ölmekten korkunuz.

25. İyi arkadaşlar seçiniz. Çünkü insan tabiatı,
arkadaşlık yaptığı kimselerin ahlak ve hasletlerinden
çalar. Kişi, dostluk kurduğu arkadaşının dîni
üzerinedir. Arkadaş, insanı istediği tarafa çeker götürür.

26. Gözün zinâsının bakmak olduğunu biliniz. Bu da
çirkinlik olarak yeterlidir.

“Gözleri Harama Bakmaktan
Sakındırmak” adlı kitapçıktan alınmıştır.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android