İndir
0 / 0
837508/07/2011

Hayatta olanları sadakanın sevabına ortak etmek

Soru: 171013

Allah Teâlâ sizi mübârek kılsın ve amellerinizi, terazinin sevap hânesinde kılsın inşaallah!

Günlük olarak yapmakta uyduğum şu yolu bana açıklar mısınız? Ben bu yolu bir kız arkadaşımdan öğrendim. Çok kolay olan yol şudur:

Ben, günlük olarak kolayıma gelen bir miktar parayı bir kumbaraya koyuyorum. Genellikle de bu miktar, size açıklamak için bir riyal gibi çok basit meblağ olmaktadır. Bu bir riyali kumbaraya koyarken de duâ ederek sadaka olduğuna niyet ediyorum. Bu arada bu miktarı, kendim, hayatta olan ve ölmüş bütün müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar için sadaka olmasını Allah’tan dilemeyi de unutmuyorum.

Bu günlük sadaka câiz midir?

(Bu davranışım) doğru bir temele dayanmış oluyor mu?

Meblağı (bir riyal) uygun mudur?

Biriken bu bir riyalleri, kumbarada yer açmak için büyük paralarla değiştirebilir ve bu küçük meblağı kullanabilir miyim?

Biriken bu paraların toplayıp hepsini sadaka olarak muhtaç olan bir kadına verebilir miyim?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca
Allah’adır.

Birincisi:

Miktarı
az da olsa muhtaç kimseye sadaka vermek müstehaptır.

Nitekim
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

اتَّقُوا
النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ، فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ.

[متفق عليه]

“Bir hurmanın yarısı bile olsa, onu sadaka olarak
vererek kendinizi ateşten koruyun. Kim de bunu bulmazsa, güzel bir
söz söylesin.”[1]

Ebu Hureyre’den -Allah
ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

مَنْ تَصَدَّقَ بِعَدْلِ تَمْرَةٍ مِنْ كَسْبٍ
طَيِّبٍ، وَلاَ يَقْبَلُ اللَّهُ إِلَّا الطَّيِّبَ، وَإِنَّ اللَّهَ
يَتَقَبَّلُهَا بِيَمِينِهِ، ثُمَّ يُرَبِّيهَا لِصَاحِبِهِ، كَمَا يُرَبِّي
أَحَدُكُمْ فَلُوَّهُ حَتَّى تَكُونَ مِثْلَ الجَبَلِ.
[رواه البخاري]

“Kim, helal kazancından bir hurma kadarını
sadaka olarak verirse, ki Al­lah ancak helâl maldan verilen sadakayı kabul
eder-, Allah onu sağ eliyle kabul eder. Sonra onu, sizden birizin
atının tayını besleyip
büyüttüğü gibi o sadakayı büyütür.Öyle
ki bir lokma, (Uhud)
dağı gibi olur.”[2]

İkincisi:

Zekâtı
çıkarmadan (vermeden) önce duâ etme konusunda gelince, bu
detaylıdır.

Nitekim
bu konunun açıklaması, (98579) nolu sorunun
cevabında geçmişti.

Üçüncüsü:

İnsanın,
kendisi adına sadaka vermesi ve ölenlerden birisi de verdiği bu
sadakasının sevabına ortak etmesi câizdir.

Nitekim bu konunun
açıklaması, (102322) nolu sorunun cevabında
geçmişti.

Hayatta olanları
sadakanın sevabına ortak etmeye gelince, bu konuda sünnetten bir
delil gelmediği için bunun terk edilmesi daha evlâdır.

“Zâdu’l-Mustekni’”
yazarı el-Haccâvî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“İnsan, herhangi bir
salih ameli işler de sevabını müslüman bir ölüye veya hayatta
olan kimseye bağışlarsa, bu salih ameli ona fayda verir.”

Değerli âlim
Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle
demiştir:

“Eğer
ölmüş ise, onun adına salih ameller işlemek, belki kabul
edilebilir. Çünkü ölü muhtaç durumdadır ve salih amel işleme
imkanı yoktur. Fakat sağ ve
bu ameli işleme gücüne sahip ise, burada
düşünmek gerekir. Çünkü bu durum, hayatta olan kimsenin, kendisinin
yerine salih ameller işleyen bu adama dayanıp tevekkül etmesine sebep
olur ki, ne sahâbe -Allah onlardan râzı olsun-, ne de selef-i salihten hiç
kimse böyle bir şey yapmamıştır. Onlardan bilinen
şey; salih amelleri sadece ölüler için işlemiş
olmalarıdır. Hayatta olanlara gelince, böyle bir şey
yapmamışlardır. Ancak hac gibi farz olan ibâdetler bunun
dışındadır. Zirâ Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in
döneminde bu olmuştur. Fakat adına hac yapılan kimsenin,
hac ibâdetini edâ etmekten âciz olması ve acziyetinin ortadan kalkma
ihtimalinin olmaması gerekir.”[3]

Dördüncüsü:

(Kumbarada biriken) madeni
paraları, başka paralarla değiştirmeniz câizdir. Hatta
sadakanızdan dönmeniz (vermekten vazgeçmeniz) bile
câizdir.Çünkü sadaka veya hediye, karşı tarafın
kabzetmesiyle (eline almasıyla) onun mülkiyetine geçer. Karşı
tarafın eline geçmediği sürece sadakanın sahibi (vereni),
sadakayı vermek ve sadakadan dönmek arasında muhayyerdir.

Bu konuda (146237)
nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.

Beşincisi:

Sadakanın sahibi
(vereni), uygun gördüğü bir veya birden fazla yoksula sadakasını
vermek arasında muhayyerdir (dilerse bir yoksula, dilerse birden fazla
yoksula verebilir). Fakat ihtiyaç sahipleri iseler, sadakasını
yakın akrabalarına vermesi, Allah Teâlâ’nın şu emri
gereği daha fazîletlidir:


يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ
[ سورة البلد الآية: 15 ]

“…kendisiyle
yakınlığı olan bir yetimi (doyurmaktır).”[4]

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda
şöyle buyurmuştur:


الصَّدَقَةُ عَلَى الْمِسْكِينِ صَدَقَةٌ، وَهِيَ عَلَى ذِي الرَّحِمِ ثِنْتَانِ:
صَدَقَةٌ وَصِلَةٌ.
[ رواه الترمذي، وصححه الألباني ]

“(Akraba olmayan) yoksula verilen sadaka,sadece bir sadaka sayılır.Yakın
akrabaya verilen sadaka ise, iki iyilik sayılır:Hem sadaka, hem de sıla-i rahimdir.”[5]

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

[1] Buhârî, hadis no: 5564. Müslim, hadis no:1689

[2] Buhârî, hadis no: 1321

[3]

“eş-Şerhu’l-Mumti’”,
c: 5, s: 371

[4] Beled Sûresi: 15

[5]

Tirmizî,
hadis no: 594. Elbânî, hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android