Şu hadisin sıhhati nedir?
“Ölülere duâ ettiğiniz zaman, o duâyı ölüye ulaştıran melek, ölünün huzuruna elinde nûrdan bir tabak olduğu halde girerek ona şöyle der: Bu filân kardeşinden gelen hediyedir. Filân yakınından sana gönderilen armağandır. Bunun üzerine ölü bu hediyeyle sevinir.”
Ölüye bağışlanan sadakanın sevâbının ölüye nurdan bir tabakta sunulması hakkında rivâyet edilen uydurma hadis
Soru: 184957
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Hamd, yalnızcaAllah’adır.
Bu,uydurma bir hadistir. Teberânî hadisi şöyle rivâyet etmiştir:
Muhammedb. Davud b. Eslem es-Sadefî’den, o, Ubeydullah b. Abdullah el-Munkedirî’den, o,Muhammed b. İsmail b. Ebî Fudeyk’ten şöyle demiştir: EbuMuhammed eş-Şâmî’yi şöyle derken işittim: EbuHureyre’nin işittiğime göre, o Enes b. Mâlik’ten şöyledediğini işitmiştir: “Rasûlullah -sallallahu aleyhi vesellem-‘i şöyle derken işittim:
مَا مِنْ أَهْلِ بَيْتٍ يَمُوتُ مِنْهُمْ مَيِّتٌ فَيَتَصَدَّقُونَ عَنْهُ بَعْدَمَوْتِهِ ، إِلَّا أَهْدَاهَا إِلَيْهِ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ عَلَىطَبَقٍ مِنْ نُورٍ ، ثُمَّ يَقِفُ عَلَى شَفِيرِ الْقَبْرِ فَيَقُولُ: يَا صَاحِبَالْقَبْرِ الْعَمِيقِ ، هَذِهِ هَدِيَّةٌ أَهْدَاهَا إِلَيْكَ أَهْلُكَفَاقْبَلْهَا. فَيَدْخُلُ عَلَيْهِ، فَيَفْرَحُ بِهَا وَيَسْتَبْشِرُ، وَيَحْزَنُجِيرَانُهُ الَّذِينَ لَا يُهْدَى إِلَيْهِمْ بِشَيْءٍ. [رواه الطبراني فيالمعجم الأوسط]
“Herhangibir ev halkından birisi ölür de vefâtından sonra yerineonun adına sadakaverirlerse, Cebrâil -aleyhisselâm-o sadakayınurdan bir tabaküstünde ona hediye eder. Sonra kabrinin kenarında durup şöyleder:
-Eyderin kabrinsahibi! Bu senin âilenin sana gönderdigi bir hediyedir. Onu al kabul et.
Bununüzerine ohediye onun kabrine girer. Ölüonunlasevinir ve müjdelenir. Kendilerine bir hediye verilmeyen komşuları iseise üzülürler.”[1]
Taberânî -Allah ona rahmet etsin- buhadisi rivâyet ettikten sonra şöyle demiştir:
“Bu hadis, bu isnaddan başkabir yolla Enes’ten rivâyet edilmemektedir. İbn-i Ebî Fudeyk bu hadisinrivâyetinde müteferrid kalmıştır.”
Heysemî -Allah ona rahmet etsin- buhadis hakkında şöyle demiştir:
“Teberânî bu hadisi,el-Mu’cemu’l-Evsat’ta rivâyet etmiştir. Hadisin râvileri arasındaMuhammed eş-Şâmî diye birisi vardır ki, el-Ezdî onunhakkında: ‘Yalancıdır’, demiştir.”[2]
Değerli hadis âlimi Elbânî -Allahona rahmet etsin- bu hadis hakkında şöyle demiştir:
“Hadis, uydurmadır. Hadisinâfeti, Ebu Muhammed eş-Şâmî’dendir.
Zehebî onun hakkındaşöyle demiştir: ‘Bazı tabiînden münker bir hadis rivâyetetmiştir.
Ezdî onun hakkında şöyledemiştir: ‘Yalancıdır.’
Lisânu’l-Arab yazarışöyle demiştir: “Zehebî ve Ezdî, sanırım münkerhadis demek istedikleri hadis, bu hadistir.”[3]
Bu sözün, Nebi -sallallahu aleyhive sellem-‘e nisbet edilmesi câiz değildir. Hadisin durumunu beyan etmeninve onu rivâyet etmekten sakındırmanın dışında buhadisi rivâyet etmek de câiz değildir. Çünkü Nebi -sallallahualeyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
مَنْ حَدَّثَ عَنِّي بِحَدِيثٍ يُرَى أَنَّهُ كَذِبٌ فَهُوَ أَحَدُ الْكَاذِبِينَ.[رواه مسلم في مقدمة الصحيح]
“Kim yalanolduğunu bildiği halde benden bir hadis anlatırsa ikiyalancıdan biri kendisidir.”[4]
İmam Nevevî -Allah ona rahmetetsin- bu hadisin şerhinde şöyle demiştir:
“Bu hadis, Nebi -sallallahu aleyhive sellem-‘e yalan nisbet etmenin ve ona yalan nisbet etmeye tevessül etmeninne kadar tehlikeli olduğuna ve rivâyet ettiği hadisin yalanolduğu zannına ağır bastığı halde, onu rivâyetedenin iki yalancıdan birisi olduğuna delâlet eder.Olmayan birşeyi haber veren bu kimse, nasıl yalancı olmasın?”
Bu konuda şu lafızlabaşka bir hadis gelmiştir:
مَا الْمَيِّتُ فِى قَبْرِهِ إِلَّا كَالْغَرِيقِالْمُسْتَغِيثِ يَنْتَظِرُ دَعْوَةً تَلْحَقُهُ مِنْ أَبٍ أَوْ أُمٍّ اَوْ أَخٍ أَوْصَدِيقٍ، فَإِذَا لَحِقَتْهُ كَانَتْ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنَ الدُّنْيَا وَمَافِيهَا، وَ إِنَّ اللهَ لَيُدْخِلُ عَلَى أَهْلِ الْقُبُورِ مِنْ دُعَاءِ أَهْلِاْلأَرْضِ أَمْثَالَ الْجِبَالِ، وَ إِنَّ هَدِيَّةِ اْلأَحْيَاءِ إِلَى اْلأَمْوَاتِاْلاِسْتِغْفِارُ لَهُمْ.
“Ölü,kabrindeboğulmak üzere olup imdatisteyen kimse gibidir.Babasından, annesinden, kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak bir duâyıbekler.O duâ kendisine ulaşınca, dünya ve içindekilerden kendisinedaha sevimli olur. Allah Teâlâ, yer ehlinin duâsından kabir ehline,dağlar gibi (rahmetler) indirir. Şüphesizhayatta olanların ölülere hediyesi, onlar için istiğfardabulunmaktır.”[5]
“Ölülere duâ ettiğinizzaman, o duâyı ölüye ulaştıran melek, ölünün huzurunaelinde nûrdan bir tabak olduğu halde girerek ona şöyle der: Bufilân kardeşinden gelen hediyedir. Filân yakınından sanagönderilen armağandır. Bununüzerine ölü bu hediyeyle sevinir.”
Lafızlıhadise gelince, ister bu lafızla olsun, isterse ilk lafızla olsun, Nebi-sallallahu aleyhi ve sellem-‘den bu hadisin aslınarastlamadık.Dolayısıyla hadisin Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘enisbet edilmesi câiz değildir.Aynı şekilde hadis, Nebi-sallallahu aleyhi ve sellem-‘e nisbet edilmese bile, onu zikretmek (rivâyetetmek) de câiz değildir. Çünkü berzah hayatı, gaybîşeylerdendir. Bu konuya dalmak ve ilimsiz olarak onda konuşmak câizdeğildir.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
[1] Taberânî,”el-Mu’cemu’l-Evsat”, hadis no: 6504
[2] Heysemî,”Mecmeu’z-Zevâid”, c: 3, s:139
[3] Elbânî,”Silsiletu’l-Ehâdîsi’d-Daîfe”, s: 486
[4] Müslim, Mukaddime, c: 1, s: 7.
Tirmizî:Ebu Muhammed, Abdullah b. Abdurrahman’a, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in: “Kimyalan olduğunu bildiği halde benden bir hadis anlatırsa ikiyalancıdan birisidir.”
Bu hadisi hakkındaşöyle sordum:”Birhadisi senedinin yanlış olduğunu, bildiği halde rivâyeteden kişinin Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in bu hadisinegirmesinden korkulur mu? Ya da herkes tarafından mürsel olarak rivâyetedilen bir hadisi, müsned olarak rivâyet etse veya senedinideğiştirse, bu hadisin hükmüne girer mi?
Şöyle cevap verdi:”Hayır, fakat bir kimse bir hadis rivâyet ettiği zaman, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’den o hadisin aslı bilinmediği halde onuyine rivâyet ederse, bu hadisin hükmüne girmesinden korkarım.”
[5] Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, hadis no: 7905. Elbânî bu hadisi,2Silsiletu’l-Ehâdîsi’d-Daîfe”, hadis no: 799’da zikretmiş ve:”Çok münker bir hadistir” demiştir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi