Bir kız arkadaşım bana, ninesinin vefat ettiğini söyledi. Ben de onun cenazesinde hazır bulunma niyetindeydim. Fakat imtihanda olduğumuzdan, defnedilen yerin uzak olmasından ve oraya ulaşmak zor olduğundan dolayı gidemedim.
Benim, arkadaşımın ninesinin cenaze namazından geri kalmam câiz midir, yoksa değil midir?
Bu soruyu soruyorum. Çünkü ben, bir yerde (kitapta), müslümanlardan herhangi bir ev halkından bir müslümanın cenazesinde hiç kimse hazır bulunmazsa, o ev halkının hepsinin cezalandırılacağını okumuştum. Ben, insanların bu cenazeye geldiklerini biliyorum, fakat benim ev halkından değiller.Cenazeye gelmememden dolayı ben cezalandırılacaksam, bu cezadan nasıl kurtulabilirim ve bu cezaya ne keffâret olabilir?
Yine, bir arkadaşım bana, (cenazenin defnedildiği gün) yatsı namazından sonra kılınan ve “Vahşet (yalnızlık) Namazı” olarak adlandırılan iki rekâtlık bir namaz olduğunu, birinci rekâtında Fatiha’dan sonra Âyete’l-Kürsü ile birlikte 10 defa Kadir sûresinin, ikinci rekâtta ise, Fatiha’dan sonra ölenin adının zikredildiği, sonra da namazın normal şekilde tamamlanıp selâm verildiği ve bu namazın, ölüyü kabir azabından kurtarması için ölünün defnediği gece kılınmasının müstehap olduğunu söyledi.
Ben, bu konuda, sizin bu web siteniz gibi, kaynak olarak dayanmakta olduğum hiçbir sahih delile rastlamadım. Bu namaz hakkındaki bütün deliller, hakkında hiçbir şey bilmediğim şiaya âit web sitelerde mevcuttur.
Bunun içindir ki bu gibi namazı kılmaktan veya kız arkadaşıma bu namazın bid’at olduğunu söylemekten çekiniyorum. Çünkü ben, bu namazın bir aslı var mıdır, yok mudur, hiçbir şey bilmiyorum.
Peki bu namazın dînde bir aslı var mıdır, yok mudur?
Vahşet (yalnızlık) namazı, bid’at olan bir namazdır. Kılınması câiz değildir. Bu namazın yasaklanması gerekir.
Soru: 200177
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Cevap:
Hamd, yalnızca Allah’adır.
Birincisi:
Şer ve fitnenin meydanagelmesi, ahlâkî ve dînî fesadın vuku bulması sebebiyle, birerkeğin, yabancı (namahrem) bir kadınla arkadaşlık vedostluk ilişkisi kurması câiz değildir.
Bu konuda (1200),(9465) ve (103418) nolu sorularıncevaplarına bakabilirsiniz.
İkincisi:
Ölünün cenazenamazını kılmak farzı kifâyedir.Müslümanlardan birkısmı bunu yerine getirirlerse, bu farziyet diğerlerindendüşer. Aynı şekilde ölüyü yıkamak, kefenlemek vekabristana götürüp defnetmek de farzı kifâyedir.
Bu konuda (14040)ve (127296) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.
Buna göre insanlar cenazenamazında hazır bulunmuşlar ve cenazenin namazınıkılıp onu defnetmiş olduklarından, sizin bundan gerikalmanızda dolayı size bir günah yoktur. Özellikle imtihanlar veoraya ulaşma imkanı zorluğundan dolayı cenazenamazından geri kalmakta siz mazursunuz. Aynı şekilde âilehalkınıza da bundan dolayı bir günah yoktur.
Müslümanlardan herhangi bir ev halkından bir müslümanıncenazesinde hiç kimse hazır bulunmazsa, o ev halkının hepsinincezalandırılacağına dâir okuduğunuz şeyin dîndehiçbir aslı yoktur.Sanırım siz, ilim ehlinin belirttiği,farzı kifâyenin tanımı hakkındaki sözlerinikarıştırmışsınız.Çünkü ilim ehlininsözlerinde farzı kifâyenin tanımı şudur:
“Şâri’in (Allah Teâlâ ve elçisi -sallallahu aleyhi ve sellem-),bütün mükelleflerden yapılmasını kesin olarak istemediği,mükelleflerden bir kısmı yerine getirirse, günahındiğerlerinden sâkıt olduğu, eğer hepsi terk ederse,hepsinin günahkâr olduğu hükümdür.”
Fakat burada kastedilen şey şudur: bütün müslümanlar ölününcenaze namazını kılmayı terk etmeleri, hiç kimsenin bunuyerine getirmemesidir. Cenaze namazının, ölünün yakınakrabaları veya âilesi olsalar bile, belirli bir ev halkı ile birilgisi yoktur.
Bu konuda KuveytFıkıh Ansiklopedisi, c:7, s: 35’e bakabilirsiniz.
Üçüncüsü:
“Vahşet(yalnızlık) Namazı” olarak bilinen namaz, dînde sonradançıkarılan bid’at bir namazdır. Ehl-i sünnet nezdinde böylebir namaz bilinmemektedir, kitaplarında da böyle bir namazgeçmemektedir. Yalan, iftirâ, dînde bid’at çıkarmak ve AllahTeâlâ’nın izin vermediği şeyi dîn kılmakla yanıptutuşan ve bununla tutkun olan kimse ancak bu namazı zikreder vekılmakla emreder.
Bu namaz, bid’at konusunda aşırıya giden İmâmiyeŞiâsı tarafından bilinmektedir. Bu namaz hakkında Nebi-sallallahu aleyhi ve sellem-‘den yalan bir hadis rivâyet etmektedirler. Ohadisin metni de şöyledir:
لَا يَأْتِي عَلَى الْمَيِّتِ أَشَدَّمِنْ أَوَّلِ لَيْلَةٍ، فَارْحَمُوا مَوْتَاكُمْ بِالصَّدَقَةِ، فَإِنْ لَمْ تَجِدُوافَلْيُصَلِّ أَحَدُكُمْ رَكْعَتَيْنِ لَهُ.
“Ölü içinkabre bırakıldığıilk geceden daha çetin bir saatyoktur.Öyleyse sadaka vermekle ölülerinize merhamet edin; sadaka verecek bir şey bulamazsanız, iki rekat namazkılın.”
İmâmiye Şiâsı, bu namazın, ilk gecede mü’minölüden kabrin yalnızlığını, şiddetini veazabını kaldıracağını ve yeniden dirilişgününe kadar Allah Teâlâ’nın kendisine kabrini genişleteceğiniiddiâ etmektedirler.
Bu namazın bâtıl olduğuna delil olarak şu sözyeterlidir:
Ehli sünnet nezdinde ve sahih muttasıl senetlerle rivâyet olunan hadiskitaplarında bu namazın hiçbir aslı yoktur. Bu namaz, ancakbid’at, yalan ve dalâlet ehlinin kitaplarında bulunmaktadır.
Bu konuda (92781)nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz. Zirâ orada bid’at ehlinden,onların kitaplarından ve dalâletlerinden sakınılmasıgerektiği konusunda açıklama vardır.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
Kaynak:
İslam Soru-Cevap Sitesi
İlgili konular