İndir
0 / 0
1981907/08/2003

Rükû halinde iken secde yerine bakılacağına dâir delil nedir?

Soru: 25848

Namaz kılan kimsenin rükû halinde iken secde yerine bakacağına dâir web sitenizde (8580) nolu soruda mevcut olan İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi’nin fetvâsını okuduk.

Bu görüşün bir delili var mıdır?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd, yalnızca Allah’adır.

Birincisi:

Sahih
sünnette gelen hadisler, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in namaz
kılarken secde yerine baktığına dâir O’nun sünneti
zikredilmiştir. Bu hadisler, genel olarak namazın bütün
bölümlerini kapsar. Sanırım bu hadisler, (8580)
nolu sorunun cevabında İlmî
Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi âlimlerinin
nakledilen görüşlerinin delilleridir.

Bu
delillerden bazıları şunlardır:

Âişe’den
-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o
şöyle demiştir:

دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْكَعْبَةَ مَا خَلَّفَ بَصَرُهُ مَوْضِعَ سُجُودِهِ حَتَّى
خَرَجَ مِنْهَا.
[ رواه ابن حبان والحاكم وصححه الألباني في صفة صلاة النبي صلى الله
عليه وسلم ]

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi
ve sellem- Kâbe’ye girince, oradan çıkıncaya kadar secde yerinden gözlerini
ayırmadı.” (İbn-i Hibbân; 4/324. Hâkim; 1/652. Elbânî,
“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in Namaz Kılış
Şekli”, adlı kitabında hadisin sahih olduğunu
belirtmiştir.))

İmam
Abdurrezzak es-San’ânî -Allah ona rahmet etsin- “el-Musannef”
adlı kitabında bu konuda seleften gelen eserler zikretmiştir. Bu
eserlerden bazı şunlardır:

1. Ebu
Kilâbe’den rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

“Müslim
b. Yesâr’a: Namazda bakılacak son nokta (sınır) neresidir? Diye
sordum.

Bunun
üzerine dedi ki: Secde ettiği yere bakarsan, bu güzeldir.”

2.İbrahim en-Nehaî’den rivâyet
olunduğuna göre o, namaz kılan kimsenin gözlerini secde
yerinden ayırmamasından (başka yere bakmamasından)
hoşlanırdı.

3. Muhammed
b. Sîrîn’den rivâyet olunduğuna göre o, bir kimsenin (namaz
kılarken) gözlerini secde yerinin hizâsına dikmesinden
hoşlanırdı. (“Abdurrezzak’ın Musannefi”; c: 2, s:
163)

İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi’nin âlimlerinin
söylemiş oldukları şey; Ebu Hanife, Şâfiî ve Ahmed
gibi âlimlerin cumhurunun görüşüdür.

Bazı
âlimler: “Namaz kılan kimse, teşehhüd halinde iken şehâdet
parmağına bakar”diyerek
bu yeri yukarıda geçen konunun dışında
tutmuşlardır ki, bu istisnânın doğru olduğunu te’yid
eden sahih sünnetten delil vardır.

Nitekim
Abdullah b. Zubeyr’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna
göre o şöyle demiştir:


أَنَّ النَّبِىَّ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا جَلَسَ فِى الصَّلاَةِ وَضَعَ كَفَّهُ الْيُسْرَى عَلَى
فَخِذِهِ الْيُسْرَى، وَكَفَّهُ الْيُمْنَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُمْنَى، وَأَشَارَ بِإِصْبُعِهِ
السَّبَّابَةِ لاَ يُجَاوِزُ بَصَرُهُ إِشَارَتَهُ.
[ رواه أبو داود والنسائي
واللفظ له ]

“Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- namazda oturduğu
zaman, sol avucunu sol uyluğunun üzerine, sağ avucunu sağ uyluğunun
üzerine koyar, şehâdet parmağıyla da işâret eder,
gözlerini (şehâdet parmağıyla
yaptığı) işâretten ayırmazdı.” (Ebu
Davud; hadis no: 990. Nesâî; hadis no: 1275)

Nevevî -Allah ona rahmet etsin- “Sahih-i Müslim
Şerhi”; c: 5, s: 81’de hadisin sahih olduğunu belirttikten sonra
şöyle demiştir:

“Sünnet olan; (namaz kılan kimsenin)
gözlerini şehâdet parmağıyla yaptığı
işâretten ayırmamasıdır. Bu konuda Ebu Davud’un süneninde
sahih bir hadis vardır.”

Bazı âlimler,
Allah
Teâlâ’nın:


… فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ…
[ سورة البقرة من الآية:
144]

“… O halde yüzünü Mescid-i
Haram’a doğru çevir…” (Bakara Sûresi: 144)

Emrini,
namaz kılan kimsenin, secde yerine değil de önüne
bakmalıdır, diye belirttikleri görüş, mercuh (tercih
edilmeyen) görüştür.

İbn-i
Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

“Namaz
kılan kimsenin gözlerini secde yerine dikmesi müstehaptır.
Ahmed, Hanbel’den naklettiği rivâyette şöyle demiştir:

-Namazdaki
huşû; kişinin gözlerini secde yerine dikmesidir. Bu, Müslim b.
Yesâr ve Katâde’den rivâyet edilmiştir.” (“el-Muğnî”;
c: 1, s: 370)

İkincisi:

Rükû eden
kimsenin (rükûda iken) başını yukarı
kaldırmamasının veya yere çok eğmemesinin, aksine sırtı
ile aynı hizâda bulunmasının müstehap olduğuna dâir sahih
sünnetten deliller gelmiştir.

Nitekim
Âişe’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna
göre o şöyle demiştir:

[1] [ رواه مسلم ]

“Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-
namaza tekbir ile, Kur’ân okumaya da ‘Elhamdulillahi Rabbi’l-âlemîn’ (Fatiha
Sûresi) ile başlardı. Rükûa
vardığı zaman başını ne yukarı kaldırır, ne
de
aşağı büsbütün eğerdi. Bu ikisinin
arasında tutardı.” (Müslim; hadis no: 498)

Değerli
âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- rükûun şeklini
ve rükû eden kimsenin sırtını düz tutmasının müstehap
olduğunu açıklarken şöyle demiştir:

“Müellifin:
Sırtını düz tutmalıdır” sözünde geçen
istivâdan kasıt şudur: Sırtın istivâsı, hem uzunluk,
hem yükseklik, hem de inişte olmalıdır. Yani rükûda iken belini
yay haline getirmemeli, belinin ortasını çukur yapmama ve belinin
ön tarafını aşağı eğmemelidir. Aksine belini
düz yapmalıdır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘den
böyle gelmiştir. Âişe -Allah ondan râzı olsun-
şöyle demiştir:

“…( Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem-) rükûa vardığı zaman başını ne
yukarı kaldırır, ne de aşağı büsbütün eğerdi.
Bu ikisinin arasında tutardı.” (“eş-Şerhu’l-Mumti'”;
c: 3, s: 90)

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

الحاشية السفلية

الحاشية السفلية
1 كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يَفْتَتِحُ الصَّلاَةَ بِالتَّكْبِيرِ، وَالْقِرَاءَةَ بِـ (الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ
الْعَالَمِينَ)، وَكَانَ إِذَا رَكَعَ لَمْ يُشْخِصْ رَأْسَهُ وَلَمْ يُصَوِّبْهُ ،
وَلِكَنْ بَيْنَ ذَلِكَ.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android