İndir
0 / 0
6,26204/06/2004

Çocuk kırkıncı güne erişince onun için yemek dağıtmanın hükmü nedir?

Soru: 32554

Bizde, sünnet mi yoksa bid’at mı olduğunu bilmediğim bir gelenek var. Bu geleneğe göre çocuğun kırkıncı gününde âilesi büyük miktarda yemek yapar, onu akrabalara ve komşulara dağıtırlar. Bu gelenek bizde “Doğuş” olarak adlandırılır.

Bu amelin, meşruluğu (dîne uygunluğu) nedir?

Bu amel, sünnet midir? Yoksa kaçınmamız gereken bir bid’at mıdır?

Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.

Hamd,
yalnızca Allah’adır.

Meşru
olan; çocuk dünya geldiğinde âilesinin onun için yedinci günde Akika
kurbanı kesmesidir. Akika kurbanı, erkek için iki koyun, kız
için ise bir koyun kesilir.Çocuğun âilesi, Akika
kurbanının etini dağıtabilir veya bir
kısmını yiyebilir.Aynı şekilde Akika
kurbanının hepsini veya bir kısmını pişirebilir
ve pişirdiğini akrabalara ve komşulara dağıtabilir.

Çocuğun
âilesi, Akika kurbanını yedinci günde kesemezse, ondördüncü
günde kesebilir. Ondördüncü günde de kesemezse yirmibirinci günde
kesebilir. Yirmibirinci günde de kesemezse, artık bundan sonraki gücü
yettiği hangi günde dilerse kesebilir.

Akikanın
hükmü hakkında (20018) nolu sorunun cevabına
bakabilirsiniz.

Akika
kurbanının etini çiğ veya pişmiş olarak
dağıtmanın câiz oluşu hakkında (26046),
(8423) ve (8388) nolu soruların
cevaplarına bakabilirsiniz.

Doğumun
veya vefatın kırkıncı gününün dînde hiçbir delili yoktur.
Bu, Firavun âdetidir. Müslümanın, bu günde ibâdet veya taat ile ilgili
birtakım şeyler yapmaya çalışması câiz değildir.

(12552)
nolu sorunun cevabında değerli âlim Abdulaziz b. Baz’dan -Allah ona
rahmet etsin- “Kırkıncı Gün” hakkında şunu
nakletmiştik:

“Kırkıncı
günde aslolan; bunun Firavun âdeti olduğudur. Zirâ bu âdet, İslâm’dan
önce Firavunlarda mevcuttu. Daha sonra bu âdet
yaygınlaşmış ve başkalarına sirayet
etmiştir. Dolayısıyla bu âdet, çirkin bir
bid’attır.İslâm’da hiçbir dayanağı yoktur. Bu âdeti, Peygamber
-sallallahu aleyhi ve sellem-‘den sâbit olan şu hadis kesin olarak reddeder:


مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.

[ متفق عليه ]

“Her kim, bu işimizde
(dînimizde)
onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur’an
ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se,o ihdâs ettiği şey, kendisine
reddolunmuştur (bâtıldır).” (Buhârî; hadis no:
2697.Müslim; hadis no: 1718)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi her
türlü bid’atlardan sakındırmış ve şöyle
buyurmuştur:

وَإِيَّاكُمْ
وَمُحْدَثَاتِ الأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ
ضَلالَةٌ،
وَكُلَّ
ضَلَالَةٍ فِي النَّارِ.

[ رواه أبو داود،
والنسائي، وصححه الألباني في صحيح أبي داود، و ]

“(Dînde
aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerden
sakının.Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan her
yenilik, bid’attir. Her bid’at, dalâlettir (sapıklıktır).
Her dalâlet(in sahibi) de ateştedir.”(Ebu Davud; hadis no: 4607. Nesâî; hadis no: 1578. Elbânî; ‘Sahih-i
Ebî Davud; hadis no: 3851’de “hadis, sahihtir” demiştir.)

Allah Teâlâ
en iyi bilendir.

Kaynak

İslam Soru-Cevap Sitesi

at email

e-posta hizmetine katılım

Yeni bilgiler ve güncellemelerden haberdar olmak için e-posta hizmetimize katılmanızdan dolayı memnuniyet duyarız

phone

İslam Soru & Cevap Uygulaması

İçeriğe daha hızlı erişim ve internet olmadan gezinme yeteneği

download iosdownload android