Kabir, son istirahatgâh (son ikâmet yeri) değildir
Soru: 33634
Gazete ve haberlerde bir kimse öldükten ve kabre konulduktan sonra: ‘Son istirahathâhına (son yolculuğuna) uğurlandı” denilmektedir.Gerçekten kabir, son istirahatgâh mıdır (son yolculuk mudur)?
Allah'a hamdolsun ve peygamberine ve ailesine salat ve selam olsun.
Hamd,
yalnızca Allah’adır.
Değerli
âlim İbn-i Useymîn -Allah ona rahmet etsin- “Amme Cüzü
Tefsiri”nde şöyle demiştir:
“Kabirler,
son meskenler değildir. Aksine kabirler, bir merhaledir.
Bir
bedevî, adamın birisinin, Allah Teâlâ’nın:
[1] [ سورة التكاثر الآيتان: 1-2 ]
“(Mal ve evlât bakımından) çokluklaövünmek, sizi (Allah’a itaatten) oyalayıp meşgul
etti. Öyle ki (bu oyalanma), kabirleri ziyâret etmenize (kabirlere
gidişinize ve oralarda defnedilmenize) kadar sürdü.” (Tekâsür
Sûresi: 1-2)
Âyetlerini okurken
işitince şöyle demiştir:
‘Allah’a yemîn olsun ki ziyâretçi,
mukim değildir.’
Buna göre bir
bedevî, bu kabirlerin ardından gidilecek başka bir şeyin
olduğunu o fıtratıyla bildiğine göre, -ki
bilindiği gibi ziyâretçi ziyâret ettikten sonra oradan geçip gider- biz de
gazetelerde okuduğumuz: ‘Filanca kimse öldükten sonra son istirahatgâhına
nakledildi/uğurlandı” şeklindeki sözün büyük
yanlış olduğunu anlamış oluyoruz. Bu sözün anlamı;
Allah -azze ve celle-‘yi ve âhiret gününü inkâr etmektir. Çünkü siz,
kabri, son istirahatgâh sayarsanız, bunun anlamı; kabirden sonra başka
bir şeyin olmadığını kabul etmişsiniz demektir.Kabrin,
son istirahatgâh olduğunu ve ondan sonra bir şeyin olmadığını
gören kimse ise, kâfirdir. Çünkü son varılacak yer, ya
cennettir, ya da cehennemdir.”
الحاشية السفلية
^1 | أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ1 حَتَّى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ2 |
---|
Kaynak:
Muhammed b. Salih el-Useymîn; "Amme Cüzü Tefsiri", s: 117